Çektiği videolarla fenomen olan çoban, sosyal medyadan ayda 5 ila 20 bin lira arasında kazanıyor
Iğdır'da çobanlık yapan, evli ve 3 çocuk babası Erdal Karadağ'ın koyun sürüsüyle Iğdır'dan başlayıp, Erzurum'un Karayazı ilçesinde son bulan 20 günlük göç yolculuğu, sosyal medya takipçileri tarafından ilgiyle izlendi. Abone sayısı 42 binden fazla olan fenomen çoban, sosyal medyadan ayda 5 ile 20 bin lira arasında para kazandığını söyledi.
Yazın gelmesiyle Iğdır'da sürüyle beraber yola çıkan fenomen çoban Erdal Karadağ ve ailesinin göç yolculuğu, Erzurum'un Karayazı ilçesinde son buluyor. Yakınlarıyla geniş yayla kiralayıp, burada çadırlarını kuran Karadağ ve ailesi, kışlıklarını hazırlayıp küçükbaşlarının kırkımını ve sağımını yapıyor. 20 gün süren göç yolcuklarını kayıt altına alarak, sosyal medya hesabından binlerce takipçisiyle paylaşan Erdal Karadağ, hem çobanlığı ve hayvan bakımını anlatıyor hem de birçok anısını takipçilerine sunuyor.
Karadağ, göç sırasında soğuk gecelerde, dağlarda kaldıklarını ve hayvanlarını kurtlardan korumak için çok çaba sarf ettiklerini söyledi. Hayvanları otlatmak için dağa çıktığında internetin çektiği noktalarda videolarını sosyal medyaya yüklediğini söyleyen Karadağ, kentten sıkılan ve doğayı özleyen birçok takipçisi olduğunu, zaman zaman onları da yaylada misafir ettiklerini belirtti. Doğal ortamda birçok alternatif çözüm üreten Karadağ, yaka mikrofonuna rüzgarı önlemesi için koyun yünü sardığını anlattı.
"7 YIL BOYUNCA KENDİMİ OKUMAYA VERDİM"
'Yaralama' suçundan 7 yıl cezaevinde yattıktan sonra tahliye olup, baba mesleğini yapmaya devam ettiğini söyleyen Erdal Karadağ, kendisini bu süreçte kültürel açıdan geliştirdiğini belirtti.
Karadağ, sosyal medyaya nasıl içerik üretmeye başlattığını da şöyle anlattı:
"Iğdır deyince akla kayısı ve Iğdır Ovası gelir. Bunun yanında bir de mor koyun vardır. Yaşadığım yerde çoğu ailenin illaki mor koyunu vardır. Koyun besleriz; bu bize atadan, dededen kalan bir meslektir. Bir özlemdir koyunculuk, terk edemiyoruz. Ailem uzun zamandır koyunculuk yapıyor. Ben bir süre bıraktım ve İstanbul'a çalışmaya gittim. Başımdan talihsiz bir olay geçti ve hapishaneye girdim. İçeride olduğum 7 yıl boyunca kendimi okumaya verdim. Kimiz? Neyiz? Dünyadaki amacımız ne? Bunları düşünmeye başladım. Dağları, koyunları, kuzuları, köpekleri, çobanları çok özlüyordum. Hapisten çıktığımda 'Artık çobanlıktan başka iş yapmayacağım' dedim. Çobanlığa yeniden başladım.
"AYLIK KAZANCIM 5 İLA 20 BİN LİRA ARASINDA"
Elimde eski bir telefon vardı. Videolar çekiyordum, telefon bozulunca kayboluyordu. Ben de o yüzden sosyal medya kanalıma kaybolmasın diye çektiğim videoları yüklemeye başladım. Bir süre sonra insanların videoları izlemeye başladığını fark ettim. Ara ara videolar paylaşmaya devam ettim. Videoların izleyici sayısı artmaya başladı. Şu an kanalıma abone olan kişi sayısı 42 binin üzerine çıktı. Aylık kazancım 5 ila 20 bin lira arasında değişiyor. Koyunların otlatılma şekli, hastalıkları gibi konuları işliyorum. Koyunun tırnak bakımından tutun yaşı nasıl anlaşılır, kırkımı nasıl yapılır, ilaçlaması nasıl olur; bunların hepsini günlük yaşantımı içeriklerime konu ediyorum. Çok zevkli, takipçilerimin geri dönüşleri çok güzel. Eskiden yola çıktığımızda kimse halimizi sormazdı. Şimdi gittiğimiz yerde tanıyanlarımız oluyor."
"İNGİLTERE'DEN BİR TAKİPÇİM 6 BİN LİRALIK KAMERA HEDİYE ETTİ"
İzleyicilerinin ihtiyaca göre hediyeler gönderdiğini anlatan Karadağ, "Bir takipçim İngiltere'den 6 bin liralık kamera gönderdi. İsmini söylemek istedim ama kendisi kabul etmedi. Uzun zamandır benim için kamera aldığını ama pandemi yüzünden gönderemediğini söyledi. Kimisi telsiz gönderdi. İsveç'ten bir takipçim elektrik işini nasıl hallediyorlar diye düşünüp, güneş paneli göndermiş. O da çok işimize yaradı. Fındık, bıçak gönderen oluyor. Köpek tasması gönderen var. Çocuklarımıza oyuncak, elbise gönderen oluyor. Böyle hediyeler gönderilince kendimi çok mahcup hissediyorum. Onlar da 'Sen bizim için çekiyorsun bizim de katkımız olsun' diyor" dedi.
"TAKİPÇİLERİMİ MİSAFİR OLARAK AĞIRLIYORUZ"
Gün geçtikçe takipçileri tarafından daha çok sevildiğini anlatan çoban Karadağ, doğal yaşama özenen takipçilerini yaylada misafir ettiklerini anlattı: "İnsanlar şehir hayatından bıkmış. Özelikle pandemi sürecinde çok sıkılmışlar. Onlar da bizi izleyerek bu özlemlerini gideriyor. Bu da beni mutlu ediyor. Çok gelmek isteyen oluyor, davet ediyoruz. Burada koyun güdüyorlar, sağım yapıyorlar, misafir ediyoruz. Çok mutlu ve dinlenmiş olarak ayrılıyorlar."
"KURTLAR VE KARTALLAR SALDIRIYOR"
Göç sırasında başlarına gelen olayları da anlatan çoban Karadağ, şunları söyledi:
"Göç tamamlanınca aileler geliyor ve obayı kuruyoruz. Obayı kurduktan sonra biraz rahatlamış oluyoruz. Sıcak bir yemek yiyip çocuklarımızı görüyoruz. Burada koyun sağıp peynir yapıyoruz. Mandıracılar geliyor, onlara peynirin kilosunu biz 18 liraya satıyoruz. Çok ucuza satmak bizi biraz üzüyor. Annem onları yaparken çok emek veriyor. O görüntüleri de paylaşıyorum. Biz gece-gündüz 8 ay boyunca dağlarda kalıyoruz. Kurtlar hatta bazen kartallar bile saldırıyor. Köpeklerimiz bu yırtıcı hayvanlara karşı mücadele veriyor. Ekim ayında yüksek dağlara kar yağmaya başlıyor. Yavaş yavaş Iğdır'a yol almaya başlıyoruz. Koyunları ahıra alıyoruz. Türkiye'de Iğdır, Elazığ ve Diyarbakır'da göçerlik var. Bu göç aylarca sürer. Iğdır ile Karayazı arası 230 kilometre var. Gece gündüz olumsuz hava koşulları kurtlarla bazen insanlarla mücadele derken zorlu bir yolculuk tamamlanıyor. Bir o kadar da zevkli. Yolculuk bitince bu zorluk içinde geri dönüp baktığınızda çok güzel anılar birikmiş oluyor."