Garanti BBVA Genel Müdürü Akten, aralıkta ölçülü faiz indirimi bekliyor: (1)
Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, enflasyon görünümündeki kısmi iyileşmenin yıl sonunda ölçülü bir faiz indirimini desteklediğini belirterek, faiz indirimlerinin 2025'te kademeli olarak devam etmesini ve enflasyon görünümüne bağlı olarak proaktif şekilde yönetilmesini beklediklerini söyledi.
Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, enflasyon görünümündeki kısmi iyileşmenin yıl sonunda ölçülü bir faiz indirimini desteklediğini belirterek, faiz indirimlerinin 2025'te kademeli olarak devam etmesini ve enflasyon görünümüne bağlı olarak proaktif şekilde yönetilmesini beklediklerini söyledi.
Akten, "Bankacılık Söyleşileri" kapsamında AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel düzlemde belirsizliklerin hakim olduğu bir dönemden geçildiğini söyledi.
Jeopolitik gerilimlerden ticaret savaşlarına, iklim değişikliğinden teknolojideki gelişmelere tüm dinamiklerin global ekonomide yeni riskleri ve fırsatları beraberinde getirdiğini ifade eden Akten, ABD seçimlerine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"ABD'de Trump yönetiminin izleyeceği politikalar 2025'te küresel ekonomideki dinamiklerde oldukça belirleyici olacak. Trump'ın uygulamak istediği maliye politikası enflasyon görünümünü etkileyecek. Bu durumda özellikle 2025'in ikinci yarısında, ABD Merkez Bankasının para politikasında gevşeme için daha temkinli olma ihtimali var. Avrupa'da ise ekonomik aktivitedeki yavaş seyir, Avrupa Merkez Bankasının parasal genişleme konusunda daha rahat hareket edebileceğini gösteriyor. Trump sonrası ABD'nin, başta Çin olmak üzere pek çok ülkeye yüksek ithalat tarifeleri uygulama ihtimali küresel ticaret bakımından en önemli gündem konusu. Olası korumacı politikaların boyutu ve diğer ülkelerin bu adımlar sonrası alabileceği aksiyonlar belirsizliğini korusa da önümüzdeki dönem için daha zayıf bir küresel büyüme endişesinin arttığını söyleyebiliriz."
Mahmut Akten, Türkiye'de ekonomi politikalarının etkisiyle tüketimin büyümeye katkısının gerilediğini, net ihracatın katkısının ise arttığını gözlemlediklerini belirterek, bunun sürdürülebilir bir büyüme kompozisyonuna dair olumlu bir sinyal olduğunu söyledi.
Yeni ekonomik programın önemli kazanımlarından biri olarak, cari açıkta önemli seviyede bir azalma gördüklerine dikkati çeken Akten, ülke risk primindeki iyileşmeye de değinerek, ekonominin 2024'te yaklaşık yüzde 3, 2025'te ise yüzde 2,5 büyüyeceğini öngördüklerini ifade etti.
Akten, 2025'in büyüme kompozisyonunda yatırımın 2024'e göre artmasını beklediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gerek yabancı fon girişleri gerekse de yerleşiklerin ters dolarizasyonu sayesinde Türk lirasında daha dengeli bir görünüm oluştu. Enflasyonda ise beklentilerdeki yüksek seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam etse de reel kurdaki değerlenme ve talepte bir miktar normalleşmeyle enflasyon trendi gerilemeye başladı. Bütün bu olumlu görünümde, bankacılık sektörü için de en kilit nokta elbette enflasyonun kontrol altına alınması ve buna paralel para politikasının seyri olacak.
Enflasyon görünümündeki kısmi iyileşme, yıl sonunda ölçülü bir faiz indirimini destekliyor. Faiz indirimlerinin önümüzdeki yıl kademeli olarak devam etmesini ve proaktif şekilde enflasyon görünümüne bağlı olarak yönetilmesini bekliyoruz. Gelecek yıl faiz indirimlerinin akran ülkelere kıyasla makul seviyede reel faizi sağlayarak, TL varlıklara olan talebi desteklemeye devam edeceğini tahmin ediyoruz."
"Sektörün karlılık anlamında zorlandığı bir yılı geride bırakıyoruz"
Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, 2024'ün bankacılık sektörü için, ekonomi politikalarındaki normalleşme adımlarının etkilerinin sürdüğü bir geçiş yılı olduğunu, finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkilerinin yanı sıra piyasa mekanizmasının daha sağlıklı işlemeye başladığı, yasal düzenlemelerin bir miktar sadeleştiği ve sektörün ana faaliyet alanlarına daha fazla odaklanabildiği bir yıl olduğunu dile getirdi.
Akten, büyüme sınırlamalarının da etkisiyle bu yıl da TL kredi büyümesinin enflasyonun epey altında kaldığını ve reel anlamda daraldığını bildirdi.
YP kredi büyümesinin ise kurdaki volatilenin azalması ve artan taleple birlikte uzun yıllar sonra ilk kez TL kredi büyümesiyle aynı seviyeye ulaştığına dikkati çeken Akten, şöyle devam etti:
"Fonlama tarafında maliyet yönetimi ve KKM dönüşümü ana gündem konuları olmaya devam etti. Ayrıca, mevduat kompozisyonunda Türk lirası lehine önemli bir ilerleme katedildi. Fonlama bakımından bir diğer önemli husus ise sektörün dış borçlarını yüksek oranlarda yenileyebilmesi oldu. Aktif kalitesi bu yılın ana gündem maddelerinden biri oldu. Finansal koşulların sıkılaşmasıyla birlikte 2024'te takibe girişlerde beklediğimiz normalleşmenin başladığını gördük. Başta kart kaynaklı olmak üzere bireysel segmentin takipteki alacak girişleri hızlansa da yönetilebilir seviyelerini korudu. Bankaların yüksek karşılıkları önemli bir tampon olmaya devam etti. Öte yandan, sektörün karlılık anlamında zorlandığı bir yılı geride bırakıyoruz."
"2025, ekonomi politikası sonuçlarının daha görünür hale geldiği bir yıl olacak"
Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, gelecek yılın, son dönemde izlenen ekonomi politikası sonuçlarının daha görünür hale geldiği bir yıl olacağını kaydederek, dezenflasyon sürecinin seyri ve buna paralel olarak faiz indirimlerinin seyri ve boyutunun bu anlamda belirleyici olacağına vurgu yaptı.
Gelecek yılın ikinci yarısında, bankacılık sektörü için daha pozitif bir resim beklediklerini dile getiren Akten, şu değerlendirmede bulundu:
"Kademeli faiz indirimleri kredi-mevduat makasını ve marjlardaki trendi pozitif etkileyecek. Enflasyondaki seyir ve kredi büyüme sınırlamalarının devamlılığı önümüzdeki dönemin büyüme dinamikleri için belirleyici olacak. Her durumda sektörde 2025 yılında enflasyonun üzerinde bir TL kredi büyümesi göremeyebiliriz. Reel kredi büyümesi için 2026 yılı daha gerçekçi bir tahmin olur. Biz sektör olarak ekonomi yönetiminin çizdiği rotaya uygun olarak ekonomik büyümeye desteğin sürdürülebilirliği perspektifiyle hareket etmeye devam edeceğiz. Kredi büyüme hızından ve oranlardan ziyade, kredi talebinin yatırıma, istihdama daha fazla dönüşmesi yönünde olması yine önemini koruyacak."
(Sürecek)