Gayrimenkul firmaları kendi finansmanını geliştiriyor
Gayrimenkul firmaları kendi finansmanını geliştiriyor Atış Şirketler Grubu CEO'su Ahmet Atış: "Firmaların elini taşın altına koyarak finansman yöntemleri geliştirmesi, bunu da bankalarda modellemesi gerekiyor" İnşaat sektöründeki firmaların elini taşın altına koyarak finansman...
Gayrimenkul firmaları kendi finansmanını geliştiriyor
Atış Şirketler Grubu CEO'su Ahmet Atış:
"Firmaların elini taşın altına koyarak finansman yöntemleri geliştirmesi, bunu da bankalarda modellemesi gerekiyor"
BURSA - İnşaat sektöründeki firmaların elini taşın altına koyarak finansman yöntemleri geliştirip, bunu da bankalarda modellemesi gerektiğini ifade eden Atış Şirketler Grubu CEO'su Ahmet Atış, "Biz burada 4 bin 360 bağımsız bölümde 3 ay süreyle yeni kampanya yapmayı planlıyoruz. 4 bin 300 müşteride 22 milyar liralık satış hedefimiz var. Burada da 16 milyar liralık, 60 aylık vade sistemi kurmuş oluyoruz. Bununla alakalı bankalarla enflasyona göre görüşme sağladık" dedi.
Atış Yapı ve Bursa Emlak Müşavirleri Odası işbirliğiyle "Gayrimenkul Alımlarında Alternatif Finans Sistemleri" paneli gerçekleştirildi. Uzman konukların da konuşmacı olarak katıldığı panelde, tüketicinin gayrimenkul alımlarındaki alternatif kaynaklar değerlendirildi. Gentleman Dergisi İmtiyaz sahibi Optimist Group Ajans Başkanı Feyzan Ersinan sunuculuğunu yaptığı oturumda, BEMO Başkanı Erdal Çelebi, Atış Şirketler Grubu CEO'su Ahmet Atış, Piri Reis Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu ve Ekonomi Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz konuşmacı olarak katıldı.
Emlak ve konut sektöründen yaklaşık bin kişinin katılımıyla düzenlenen panelde, yükselen enflasyon, enflasyonun düşürülmesi ve artan enflasyon karşısında tüketicinin gayrimenkul alımlarındaki alternatif kaynaklar değerlendirildi. Atış Şirketler Grubu CEO'su Ahmet Atış, gayrimenkulle ilgili işlerin dünya üzerinde uzmanlaşmayla olduğuna dikkat çekti. Ahmet Atış, "Biz şu an sene sonuna kadar 14 ülkede ofislerimizi açmış olacağız. Türkiye'de de 11 ilde ofis açmış oluyoruz. Bu arada çalışabileceğimiz bir işbirlikçimiz olmadığı için buradaki operasyonu da kendimiz koruyoruz. Yani buradaki aslında en önemli konu herkesin kendi işinde uzmanlaşmasıdır. Bundan 6 yıl evvel Avrupa İmar Kalkınma Bankası'yla toplantımızda bize ortak şirket kurma önerisi getirmişlerdi. Brütte 300 metrekare daireler yapıyoruz. Bize çok mantıksız gelmişti sosyal konut. Ama deprem sonrasında Türkiye'nin aslında en büyük ihtiyacının bu olduğunu gördük. Türkiye'nin en büyük sıkıntısı, TOKİ haricinde bir sosyal konut projesinin olmamasıdır. Burada da en güzel yapabileceğimiz yol ve yöntem Avrupa Sosyal Sistemi'nin Türkiye'ye uyarlanması oldu. Aynı projeyi çok noktada yaparak, malzeme fiyatlarını düşürerek, arazide toplu alım yaparak daha uyguna mal ederek, piyasa şartlarının yüzde 35'i, 40'ı altına ürün üretme şansımız olabiliyor. Burada aslında şu an firmaların elini taşın altına koyarak finansman yöntemleri geliştirip daha sonra da bunu bankalarda modellemesi gerekiyor. Biz burada 4 bin 360 bağımsız bölüm için 3 ay süreyle bu kampanyayı yapmayı planlıyoruz. 4 bin 300 müşteride 22 milyar liralık satış hedefimiz var. Burada da 16 milyar liralık, 60 aylık vade sistemi kurmuş oluyoruz. Bununla alakalı bankalarla enflasyona göre görüşme sağladık" diye konuştu.
Atış yapı olarak 84'ncü projelerini gerçekleştirdiklerini ifade eden Atış, "Ama inşaat tarafında bile şu an segmentasyon çok değişti. Bir proje yapıyorsunuz, yurt dışına pazarlamamız lazım. Bir proje yapıyorsunuz kitlesel fonlama olması lazım. Bugün Türkiye'de 52 tane kurumsal firmanın yaptığı yani 7 yılda, 4 bin 500 saklama hesabı açtığı Türkiye şartlarında, biz 7 ayda bin 600 hesap açtık. Yani sektörün tamamının 3'te birini ele geçirdik. Bu iş; doğru anlatabilmekle oluyor. Biz bunu yaklaşık şu an 12 şubemizde, Türkiye'nin 11 ilinde yapıyoruz. Herkes iş yapmak istiyor, para kazanmak istiyor. Ama kardeş kardeşe bile güvenmiyor. Doğru yol yöntemi çıkartılması şart" dedi.
Enflasyonun düşmesi durumunda, emlak ve konut sektöründeki daralmanın da çözüleceğini belirten Piri Reis Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, "Biz, Türkiye'de enflasyon 10 olsun, Amerika'da 2 olsun diyemeyiz. Aynı dünyada yaşıyoruz, benzer bir yapı var. Bizim de bunu hedeflememiz gerekiyor. 2'ye gitmek zaman alacak ama 15 yıldır 5 hedefliyoruz, en son 65'e çıktık. O yüzden mutlaka ve mutlaka düşürmemiz lazım. Enflasyonu düşürmek için gereken her şeyi yapmamız gerekiyor. Bunu yaparsak zaten faizler düşecek. Türkiye'de enflasyonun 2'ye geldiğini varsayalım. Sizce bankaların yıllık konut kredisi faizi kaç olur? Banka kaçla mevduat toplar? Bize yıllık 3'le kredi verecek. Bunun aylık bazı 0,25. İşte o zaman 20 yıl vadeli, aylık 0,25 faizli bir krediyle kira öder gibi ev alma yöntemi mümkün olabilecek. Türkiye'de hem doğal olarak talebi güçlendirmek için, hem de bunu daha kolay yapabilmek için, temelde enflasyonla mücadele çok önemli. Bütün bu olayların kökünde aslında enflasyon var. O enflasyon düşmeli ki finans piyasaları normalleşsin, kur riski azalsın. Bu açıdan her birimiz vatandaş olarak, yöneticilerden, iktidarlardan, 'Bu enflasyonu ne yapıp ne edip düşürün' dememiz gerekiyor. O düşerken de bunun çıkaracağı maliyete hazır olmamız gerekiyor. Onu başardıktan sonra çok daha farklı bir dünya olacak. Konut sektörü de Türkiye ekonomisi de hem kişi başına gelir artacak, hem konut değeri artacak ve biz hayallerimize ulaşmış olacağız" ifadelerini kullandı.
Panel öncesi salondakilere seslenen BEMO Başkanı Erdal Çelebi ise, konut kredilerind, son zamanlarda bazı sorunlar yaşandığını dile getirdi. Çelebi, "Maliyetlerin çok arttığı, oranların bizi şaşırttığı bu dönemde maalesef pandemi, deprem, üzerine de seçim derken, gayrimenkul sektörü bir çok evresinde ve zamanında duraksama anlarına girmiş bulunuyor. Bugün faizlerin yüzde 35-40 bandında olduğu dönemde, bankaların daha düne kadar kapılarımızı çaldığı, 'Gelin kredi kullandıralım' dediği dönemde, bugün gittiğimizde sanki ucube bir millet oraya gitmiş gibi görmeleri beni çok üzüyor. Ama bunun hesabı bir gün sorulacak. O kredi vermeyen bankalar, bize kapılarını açmayanlar, günü geldiği zaman yine böyle bir toplantıda, onlara hak ettiği değeri biz o gün göstereceğiz. Vatandaşlarımızın, sektörümüzün, üreticilerimizin, bugün gayrimenkul sektöründe, ekonomiye geçmiş dönemlerde yüzde 10-11 bandında katkı sağlayan, istihdama ciddi anlamda ülke ekonomisini ve iş gücünü bulunduran ve bununla birlikte bir çok enstrümanı bir arada tutan ve maalesef bugün katma değeri görülmeyen, geçmişe veya bir sonraki yıllara yansıması olmayan diye bakılması ve bunun neticesinde, bugün vatandaşımızın konuta ulaşmasındaki zorlukları görmemiz bizi çok üzüyor" diye konuştu.
Panelin ardından katılımcılara Ahmet Atış ve Erdal Çelebi tarafından, Bursa'nın simgesi olan ipek tablo hediye edildi.