Gıda Biyoteknolojisi Alanında Dev Adım
Hacettepe Üniversite ve Michigan Eyalet Üniversitesi’nin düzenlediği Gıda Biyoteknolojisi ve Biyogüvenlik Çalıştayı’nın ilk gününde, Hacettepe Üniversitesi’nde kurulacak Uluslararası Gıda Biyoteknolojisi ve Biyogüvenlik Araştırmaları Merkezi konusunda protokol imzalandı.
Hacettepe Üniversite ve Michigan Eyalet Üniversitesi'nin düzenlediği Gıda Biyoteknolojisi ve Biyogüvenlik Çalıştayı'nın ilk gününde, Hacettepe Üniversitesi'nde kurulacak Uluslararası Gıda Biyoteknolojisi ve Biyogüvenlik Araştırmaları Merkezi konusunda protokol imzalandı.
Hacettepe Üniversitesi ve Michigan Eyalet Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Gıda Biyoteknolojisi ve Biyogüvenlik Çalıştayı, Hacettepe Üniversitesi'nin ev sahipliğinde 9 Ekim'de başladı. Üniversitelerden akademisyenlerin yanında kamu ve özel sektörden birçok ilgili ve uzmanın katıldığı çalıştay süresince, Türkiye'nin gıda biyoteknolojisi araştırmaları ve biyogüvenlik konusundaki durumu tartışılarak bu konuda dünya seviyesine ulaşabilmek için yapılması gerekenler ortaya koyulacak.
Araştırma merkezi için protokol imzalandı
Hacettepe Üniversitesi ve Michigan Eyalet Üniversitesi işbirliği ile Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulacak olan Gıda Biyoteknolojisi ve Biyogüvenlik Araştırmaları Merkezi konusundaki protokol imzalandı. Uluslararası araştırma merkezinin sadece Türkiye'ye değil, Kafkaslar, Orta Doğu, Balkanlar gibi yakın bölgelere de fayda sağlayacağı düşünülüyor.
Akademik camia, kamu kurumları ve özel sektör temsilcilerinin yoğun katılım gösterdiği çalıştayın açılış konuşmalarını Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Remziye Yılmaz, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. A. Haluk Özen, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Nevzat Birişik, ABD Fahri Konsolosu Nurten Ural ve Michigan Eyalet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Satish Udpa yaptılar.
"Hükümet konuya ciddi önem veriyor"
Konuşmasında, Michigan Üniversitesi ile imzalanan protokolün Türkiye'de biyoteknoloji yönündeki çalışmalara yön verecek bir adım olduğunu belirten Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A Haluk Özen, nitelikli bilim insanlarının iki üniversite arasında kolaylıkla gidip gelmesinin bilgi alış verişi ve deneyim paylaşımını kolaylaştıracağını söyledi.
Kurulacak ortak araştırma merkezinin sadece Türkiye için değil, Kafkaslar, Ortadoğu ve Balkanları da kapsayan büyük bir coğrafyada referans merkezi olacağını ifade eden Özen, Michigan Eyalet Üniversitesinde çalışmalar yaparak bugünkü gelişmelere önayak olan Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Remziye Yılmaz'a teşekkür etti. Prof. Dr. Özen, üniversitelerin toplumun sorunlarına çözüm alternatifleri sunmadıkça topluma bütünleşemeyeceğini kaydetti. Hacettepe Üniversitesi olarak Türkiye'deki 180 üniversite içinden araştırma üniversitesi kapsamına alınan 10 üniversite arasında olduklarını vurgulayan Özen, bu görevi toplumun kaygılarını gidermek için kullanacaklarını ifade etti.
Özen, toplantıya sektör temsilcileri yanında kamudan TAGEM, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü gibi paydaşların da katılmasının, Hacettepe Üniversitesi'nde kurulacak araştırma merkezinden çok değerli çıktılar alınacağı konusunda devletin de beklentilerinin olduğunu, Hükümetin bu konuya ciddi önem gösterdiğini ortaya koyduğunu söyledi.
"Biyogüvenlik GDO ile bir tutuluyor"
Çalıştayın fayda getireceğine inandığını belirterek sözlerine başlayan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk da, biyogüvenlik konusunun Türkiye'de GDO harfleri ile bir tutulduğunu belirten Selçuk, bu konunun paydaşlarının da sadece 'karşıtlar' ve 'taraftarlar' şeklinde iki kutba ayrıldığını ifade etti.
Transgenik olarak da adlandırılan genetiği değiştirilmiş ürünlerin kontrollerinin nasıl yapıldığına değinen Selçuk, Biyogüvenlik Kanunu ve Biyogüvenlik Kurulu hakkında bilgiler verdi. Mevzuatta çok ağır yaptırımların bulunduğunu ve bunun sektörü tedirgin ettiğini vurgulayan Gıda ve Kontrol Genel Müdürü, bulaşmanın büyük sorun olduğunu kaydetti. Çalıştayın ülkede biyoteknoloji üzerine araştırmalarda yaşanan sorunların üstesinden gelinebilmesi için önemli çıktılar ortaya koyabileceğini belirten Selçuk, bu tür toplantıların halkın transgenik ürünler konusundaki görüşlerinin olumlu yönde değişmesi konusunda faydalı olabileceğini vurguladı.
"Bugün insanlığın geldiği nokta biyoloji devrimidir"
TAGEM Genel Müdürü Dr. Nevzat Birişik ise biyoteknoloji ve biyogüvenlik konusunun çok önem verilmesi gereken bir konu olduğunu söyledi. TAGEM olarak tarım devriminin devamına imza attıklarını belirten Birişik, bugün insanlığın geldiği noktanın biyoloji devrimi olduğunu ifade etti. İnsanlığın diğer canlılardan farklı olduğunu, onlara müdahale edebildiğini vurgulayan Birişik, enerji üzerinde, makina üzerinde kurulan hakimiyetin biyoloji üzerinde kurulmasının sırasının geldiğini ifade etti.
Türkiye'de biyoteknoloji konusunun futbol taraftarlığı gibi algılandığını, bilimsellikten kopularak korku üretilmeye başlandığını belirten TAGEM Genel Müdürü, korkunun yönetilebilir olduğu derecede fayda sağladığını, biyoteknoloji üzerindeki korkuyu yönetmek için ise üniversitelerin var olduğunu ifade etti.
Ülkemizde sadece biyoteknoloji konusunda çalışan 17 laboratuvar ve 201 personel olduğunu, halihazırda konuya ilişkin 142 adet projenin yürütüldüğünü belirterek, bunların toplumdaki endişeleri gidermek için yeterli altyapıyı sağladığını bildiren Nevzat Birişik, bu konuda en büyük sorumluluğun 'hayalleri pazarlamadan, korkuları pompalamadan', tarafsız çalışmaları topluma sunacak bilim insanlarında olduğunu vurguladı.
"Gıda biyoteknoloji araştırmaları konusunda hükümetlerin desteği önemli"
Açılışta konuşan Michigan Eyalet Üniversitesi (MSU) Rektör Yardımcısı Prof. Satish Udpa ise imzalanan partnerlik anlaşmasının kendisini heyecanlandırdığını söyledi. 90'lı yıllarda Türkiye'deki üniversitelerle birçok ortak çalışma yapılan Michigan Eyalet Üniversitesi ve Türkiye arasında mükemmel bir işbirliği olduğunu bildiren Udpa, MSU ve Hacettepe arasında biyoteknoloji alanında çalışmaların 2015 yılında Doç. Dr. Remziye Yılmaz'ın ABD'ye gelişi ve burada yaptığı çalışmalarla başladığını vurguladı. Udpa, sürecin kurulmakta olan Uluslararası Gıda Biyoteknolojisi ve Biyogüvenlik Araştırma Merkezine kadar uzandığını ifade etti.
Özellikle iklim değişimi yüzünden ülkelerin vatandaşlarını beslemekte giderek zorluk çektiğini belirten Udpa, Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulacak olan merkezin bu konuda Orta Doğu, Balkanlar, Kafkaslar gibi çevre bölgelere de fayda sağlayacağını ifade etti. Bu konuda hükümetlerin de desteğinin kritik olduğunu belirten Udpa, bunun olmaması halinde başarılı olunamayacağını söyledi. Udpa, atılan imzalarla büyük ve uzun vadeli bir yolculuğa çıkıldığını sözlerine ekledi.
Biyogüvenlik mevzuatı değerlendirildi
Çalıştayın ilk gününde Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Remziye Yılmaz, Hacettepe Üniversitesi İleri Teknolojiler Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Prof. Serdar Abacı, Biyogüvenlik Kurulu Başkanı Gültekin Yıldız, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. M. Fadıl Yıldırım ve Michigan Eyalet Üniversitesi'nden Prof. James Chen birer konuşma yaptı. Konuşmalarda Türkiye'nin biyoteknoloji araştırmalarındaki konumu, Türkiye'de mevzuatın kapsamı, biyoteknoloji ürünü gıdalar konusunda hukuki yaptırımlar tartışıldı.
Bilimsel ve toplumsal diyaloğun da dikkate alınarak politikaların belirlenmesi konusunu da kapsayan çalıştay, 11 Ekim'de sona erecek. - ANKARA