Giresun'da 85 yıllık enstitü Türk fındığının gen kaynağını korumak için projeler hazırlıyor
Giresun'da, 1936 yılında o dönem Ziraat Nezareti'ne bağlı olarak kurulan Fındık Araştırma Enstitüsü'nde (FAE), fındığın gen kaynaklarının korunması amacıyla projeler yürütülüyor.
Giresun'da, 1936 yılında o dönem Ziraat Nezareti'ne bağlı olarak kurulan Fındık Araştırma Enstitüsü'nde (FAE), fındığın gen kaynaklarının korunması amacıyla projeler yürütülüyor.
Bu yıl 85. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı enstitü, fındık için ülkesel bazda veri toplama ve değerlendirme, temel ve stratejik araştırmalar, gen kaynaklarını toplama ve muhafaza edilmesi, araştırma sonuçlarına dayalı olarak eğitim ve yayımlar, başta fındık olmak üzere üreticilere üretim materyali sağlamak gibi önemli görevler icra ediyor.
Doğu ve Orta Karadeniz bölgelerinde kivi üretiminin başlaması ile yaygınlaşmasında da öncü rol oynayan kurumda yine kara yemiş gen kaynaklarının korunması için projeler uygulanıyor.
FAE Müdürü Aysun Akar, AA muhabirine, bu yıl 85. kuruluş yıl dönümünü kutladıklarını hatırlattı.
100 dekar alanda kurulu enstitüde halen 54 personelle Türk fındığı ve üreticisi için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Akar, "Islah, yetiştirme teknikleri, bitki sağlığı, mevcut fındık çeşitlerinin kayıt altına alınması, yeni çeşitlerin ortaya çıkarılması ve ülkemizdeki fındık genetik kaynaklarının toplanarak enstitü arazisinde muhafaza edilmesi gibi projeler tamamladık. Enstitü olarak 85 yılda 100'e yakın Ar-ge projesini tamamladık." dedi.
Gen kaynaklarımız bizim için çok önemli
Enstitüde devam eden projelerden birisinin de gen kaynaklarının korunması olduğuna işaret eden Akar, bu çalışmalara büyük önem verdiklerini ifade etti.
Aysun Akar, bahçelerinde 440'a yakın farklı genotipin bulunduğunu ve son 2 yıldır sadece fındık üretilen bölgelerden değil Türkiye'nin değişik yerlerinden de bu yönde araştırmalar yaptıklarını aktararak, şöyle konuştu:
"Dünyanın yaşayacağı bir doğal afet ve ya içerisinde bulunduğumuz iklim değişikliklerinde belki bizim burada muhafaza altına aldığımız genotiplerden bazı çeşitler öne çıkacak, dayanıklı ve sağlıklı kalacak. Belki yüzyıllar sonra şu anda kullandığımız fındık çeşitleri değil de, bizim burada muhafaza ettiğimiz gen kaynakları içerisinde çok farklı genotipleri kullanarak bahçeler kuracağız. Bu anlamda da genetik kaynakları toplamak ve kurmak bizim en temel görevlerimizden, çalışmalarımızdan birisi."
Toplanan genotipleri bahçelerine aktardıklarını dile getiren Akar, buradaki genetik kaynakların geleceğe bir miras olarak gördüklerine işaret etti.
Üç yeni çeşit ortaya çıkarıldı
FAE'de yapılan çalışmalar sonucu "Okay 28", "Giresun Melezi" ve "Allahverdi" fındık çeşitlerinin de ortaya çıkarılarak tescillerinin sağlandığını vurgulayan Akar, bunların bahçe adaptasyon süreçlerinin ise devam ettiğini dile getirdi.
Daha geç yapraklanması, soğuklara daha dayanıklı olması ve yüksek meyve irilikleri özellikleri ile çeşitlerin ön plana çıktıklarını kaydeden Akar, şöyle konuştu:
"Bu ıslahın amacı meyve iriliğini artırmaktı. Çünkü Avrupa'da ve ABD fındıkları, bizim fındıklarımızdan daha iri. Biz de biraz daha iri meyveli fındık elde etmek istedik. Nihayette de mevcut fındıklarımızdan daha iri fındıklar elde edildi. Bu çeşitler geç yapraklanma özelliğiyle de ortaya çıktı. Bu çeşitlerimizin adaptasyonu devam ediyor. Performanslarını gözlemliyoruz, verimlerini takip ediyoruz. İnşallah birkaç yıl sonra kurduğumuz bahçeler meyve vermeye başladığında çeşitlerimizin emin olarak yayımına başlayacağız."
Akar, yeni fındık çeşitlerinin ortaya çıkarılması için de 2021 yılında bir projenin başlatıldığını anımsattı.
Bitki ve meyve sağlığı üzerine araştırmalarımız sürüyor
Bitki ve meyve sağlığına yönelik de araştırmalar yürüttüklerini belirten Akar, bazılarının tamamlandığını, bir kısmının ise devam ettiğini söyledi.
Müdür Akar, fındıkta makineli tarıma, yine harman ve depolama sırasında yaşanan sorunların çözümlerine yönelik araştırmalarının bulunduğunu, ortaya çıkan sonuçlar ile önerilerin çiftçilerle paylaşıldığını ifade etti.
Yine fındıkta sertifikalı fidan üretimlerinin yanı sıra tek gövdeli sistemli bahçelerin oluşturulması projelerini devam ettirdiklerini ifade eden Akar, bitki sağlığının korunmasında zararlılarla mücadeleye yönelik çalışmalarının bulunduğunu dile getirdi.
Kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleri, üniversitelerle işbirliklerimiz sürüyor
FAE Müdürü Aysun Akar, kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerle işbirliklerinin de sürdürdüklerini söyledi.
Fındıkla ilgili kurulan komisyonlarda kendilerinin de yer aldığını belirten Akar, "Biz kurum ve kuruluşlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla olan işbirliğine çok büyük önem veriyoruz. Bunu da artırmayı hedefliyoruz. İhracatçılar birlikleri, ziraat odaları ile yoğun mesai harcıyor, projelerimiz ve eğitim faaliyetlerimiz devam ediyoruz. FAE sektördeki bütün paydaşlarıyla deneyimlerini paylaşıp, ortak işbirlikleri konusunda faaliyetlerine devam etmekte." dedi.
Akar, üniversitelerle ve buralardaki öğrenciler ile akademisyenlerle fındık konusunda ortak çalışmalarının bulunduğunu da ifade etti.