HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan: Yerel seçimlerin ardından işten çıkarmalar ve sürgünler oldu
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 31 Mart 2024'te yapılan yerel seçimlerin ardından birçok belediyede işten çıkarma ve sürgünler olduğunu belirterek, bu işçilerin haklarını yeniden kazanabilmesi için büyük bir mücadele verdiklerini söyledi. HAK-İŞ'in çalışma hayatının gündemindeki konulara ilişkin talepleri ifade etmek amacıyla düzenleyeceği etkinliklerin ilki Kayseri'de yapıldı.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 31 Mart 2024'te yapılan yerel seçimlerin ardından birçok belediyede işten çıkarma ve sürgünler olduğunu belirterek, bu işçilerin haklarını yeniden kazanabilmesi için büyük bir mücadele verdiklerini söyledi.
HAK-İŞ'in çalışma hayatının gündemindeki konulara ilişkin talepleri ifade etmek amacıyla düzenleyeceği etkinliklerin ilki Kayseri'de yapıldı.
Üyeleriyle Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir alanda düzenlenen "Büyük Kayseri Buluşması" programında bir araya gelen Arslan, Kayseri'de çalışan işçilerin sendikalaşma oranının ülke geneline göre yüksek olduğuna dikkati çekti.
Kayserili işveren ve kamu yöneticilerinin işçinin hakkını savunduğunu belirten Arslan, "Bu kentte hiçbir zaman işten çıkarma, sürgünler, baskılar, tehditler olmadı. Bu şehir işçisini, emekçisini kucakladı. Bu yüzden buradaki belediye başkanlarına ve işverenlere teşekkür ediyorum." dedi.
31 Mart 2024'te yapılan yerel seçimlerin ardından çok sayıda işçinin işsiz kaldığını hatırlatan Arslan, şöyle devam etti:
"Bugün bu meydandan 31 Mart seçimlerinden sonra başta PKK'nın yandaşı DEM Parti tarafından işten atılan, sürgün edilen, sendikal baskıya maruz kalmış belediye emekçilerinin eylemlerini devam ettirdiği meydanlara selam gönderiyorum. Diyarbakır'da DEM Parti'nin zulmünün sonucu olarak işten çıkarılan 800 arkadaşımız belediye önünde eylemlerini 4 aydır devam ettiriyor. Van Büyükşehir ve ilçe belediyelerinden 1000'e yakın arkadaşımız işten çıkarıldı, 500 arkadaşımız sürgün edildi, pek çok arkadaşımız sendikal baskıya maruz kaldı. Onlara da buradan selam gönderiyoruz. Türkiye'nin birçok yerinde zalimlerin zulümlerine direnen onurlu, haysiyetli bir şekilde mücadele eden herkese selam olsun."
Arslan, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini, salgın, deprem ve Rusya-Ukrayna Savaşı ile sürecin çok daha kötü bir hale geldiğini dile getirdi.
Her türlü badireye rağmen Türkiye'nin birlik ve beraberliğini korumayı başardığının altını çizen Arslan, şunları söyledi:
"Zorlu süreçten birlik ve beraberlik içinde çıktık ancak ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıyız. Yaşadığımız ekonomik kriz enflasyonla birlikte daha da büyüdü. Alım gücümüz zayıfladı. Fiyatlar aldı başını gitti. Aldığı maaşla yaşamak zorunda olan emekçilerin yaptığı toplu sözleşmelerin bir süre anlamını kaybettiğini gördük. Bu yüzden kamuda ve özel sektörde çalışan arkadaşlarımızın maaşlarının ek protokolle artırılmasını talep ettik. Yerel yönetimler başta olmak üzere pek çok kamu kurumunda benzer taleplerimizi dile getirdik. Ancak ek protokol yapsak da yeni zamlar alsak da ne yazık ki enflasyon bir süre sonra bu zamları tüketiyor."
"Hükümetin çok kazanandan çok vergi alma mücadelesini sonuna kadar destekliyoruz"
Hükümet tarafından bir süre önce hayata geçirilen vergi sistemini desteklediklerine vurgu yapan Arslan, şöyle konuştu:
"Bu ülkenin adaletli bir vergi sistemi olmadığının altını çizmek istiyorum. HAK-İŞ olarak kongremizde HAK-İŞ Akademiyi kurduk. Bu akademinin ilk çalışması vergi oldu. Refahın adil paylaşımı konusunda ciddi bir çalışma yaptık. Bu çalışmayı hem kamuoyuyla hem de Cumhurbaşkanı Yardımcı'mız Cevdet Yılmaz ile paylaştık. Türkiye'nin kaynakları ve potansiyeli bizim daha fazla maaş almamıza imkan veriyor ancak adaletli bir vergi sitemi olmadığı için biz gerektiğini alamıyoruz. Çalışmamız bununla alakalıydı. Biz ocak ayında zam alıyoruz. Yıl sonuna geldiğimizde zammın yarısını vergi, yarısını da enflasyon alıyor. Maaşla geçinmeye çalışan insanlar olarak vergi adaletsizliğinin kurbanıyız. Daha çok kazanan daha çok vergi versin. Az kazanan az vergi versin. Geçtiğimiz günlerde bir vergi düzenlemesi yapıldı. Lüks arabaya biniyor vergisi yok. Lüks konutlarda oturuyor vergisi yok. Hükümetin çok kazananlardan çok vergi alma mücadelesini sonuna kadar destekliyoruz. Ama bundan rahatsız olanlar, medyayı kullanarak bu düzenlemeyi yapanları hedef alıyorlar. İşçilerin yıllardır isyanına sessiz kalan bir kısım medya şimdi harekete geçti. Maliye Bakanının istifasını istiyorlar."
Arslan, Türkiye'de işçilerin hakettiği kazanımı alabilmesi için kayıt dışı istihdamın önüne geçilmesi gerektiğini ve bunun sona erdirilmesi için hükümetin atacağı tüm adımları desteklediklerini ifade etti.
Türkiye'de 16 milyon sigortalı işçi bulunduğunu dile getiren Arslan, şunları kaydetti:
"İşçilerin sadece 2,5 milyonu sendikalı. Bunların da sadece 1,5 milyonu toplu iş sözleşmesi yapabiliyor. Bu Türkiye'ye yakışmıyor. Sendikal yaşamın bütün işçilere uzanmasını istiyoruz. Toplu sözleşmenin bütün emekçileri kapsamasını istiyoruz. Bunun yapabilirsek Türkiye'de özgür sendikacılıktan bahsedebiliriz. Türkiye bugüne kadar IMF ile 18 kez anlaşma yaptı. Her anlaşma ülkemizde siyasi ve ekonomik krize neden oldu. Cumhurbaşkanı 2013'ten bu yana IMF'ye karşı dik duruyor. Bütün baskılara rağmen onlarla anlaşmıyor. Bu davranışından dolayı Cumhurbaşkanı'na teşekkür ediyoruz. Ancak bazı IMF yandaşları, bazı işbirlikçiler, bazı muhalefet partisinin mensupları, bazı bankacılar ve bazı patronlar hükümete baskı yapıyor. IMF'ye teslim olmak zulme ortak olmaktır. Biz bunu yaşadık, bir kez daha yaşamak istemiyoruz."
Adaletli bir vergi sistemi istediklerini belirten Arslan, sözlerini "Biz vergi vermeyelim demiyoruz ancak ortalama bir ücret alan işçimizin verdiği vergi, en lüks yerlerde ofisi olan mühendislerin, doktorların, avukatların vergisinden daha fazla." diyerek tamamladı.
HAK-İŞ, 5 Eylül 2024'te Kocaeli'de ve 13 Eylül 2024'te Gaziantep'te üyeleriyle bir araya gelecek.