Haberler

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, MÜSİAD toplantısında konuştu: (2)

Güncelleme:
Abone Ol

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dezenflasyon programını 1,5 yıldır uyguladıklarını belirterek, "Türkiye ekonomisinde kırılganlıkları azalttık, makro finansal istikrarı sağladık.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dezenflasyon programını 1,5 yıldır uyguladıklarını belirterek, "Türkiye ekonomisinde kırılganlıkları azalttık, makro finansal istikrarı sağladık. Başladığımız noktaya göre Türkiye ekonomisi daha az kırılgan, makro finansal istikrar daha güçlü. Bütçe disiplinini deprem yaralarını sardığımız bir dönemde tesis ediyoruz." dedi.

Şimşek, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) "2024 Yılı Değerlendirmesi 2025 Yılı Beklentileri" programındaki konuşmasında, yeni dönemde dost ülkelere ihracatın öne çıkacağını kaydederek, bu durumun Türkiye'ye muhtemel etkilerinden bahsetti.

Türkiye'nin ihracatının yüzde 62'sinin ağırlıklı olarak AB olmak üzere serbest ticaret anlaşmalarının bulunduğu 54 ülkeye gittiğini dile getiren Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu 54 ülke ihracatımızın yüzde 62'sine tekabül ediyor. Bir de yakın coğrafyamız var. Serbest ticaret anlaşmamızın olmadığı ama avantajlı olduğumuz tarihi, kültürel ve ticari bağlantılarımızın güçlü olduğu yakın coğrafyaya, Balkanlar'dan, Orta Doğu'dan, Kuzey Afrika'dan bahsediyorum. Dolayısıyla aslında bizim ihracatımızın dörtte üçü nispeten bu trendlere karşı bir miktar daha dayanıklı."

Şimşek, bu gelişmelerin bölgesel entegrasyonu hızlandıracağını ve herkesin yakın coğrafyasına odaklanacağını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Biz o açıdan yine avantajlıyız. Çünkü bölgemizde önemli bir sanayi, hizmet üssüyüz. Yakın coğrafyamızla dostuz ve kural bazlı ticaret yapısına sahibiz. Ayrıca lojistik anlamında da Türkiye çok önemli bir üs. Yani dolayısıyla tekrar söyleyeyim küresel ticaretle parçalanma var. Ciddi belirsizlikler var ama Türkiye'nin mevcut yapısı dayanıklılık içeriyor. Dolayısıyla kötümser olmanız için bir sebep yok. Ama bu trendleri iyi okuyup zamanında bizlerle birlikte, biz de size yardımcı olalım, tedbir alınması gerektiği çok net. Zaten sürekli bir şekilde biz de yakından takip edip belli alanlarda tedbirler alıyoruz."

"Türkiye, toplam borcun milli gelire oranında daha avantajlı"

Bakan Şimşek, borçlulukla ilgili göstergelere de değinerek, "Küresel borcun milli gelire oranı yüzde 326. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 400'e yakın. Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 245. Türkiye'nin hane halkının, şirketlerinin, finans sektörünün ve devletin toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 95. Bize benzer ülkelerde bu oran yüzde 245, dünya ortalaması yüzde 326. Bu şu demek; Türkiye o anlamda da avantajlı, yani borç kaynaklı finansal piyasalarda stres riski daha düşük." diye konuştu.

Dünya nüfusunun hızla yaşlanmasından bahseden Şimşek, Türkiye'de bu hızın son yıllarda arttığını, bundan sonraki dönemde de artışın devam edeceğini söyledi.

Şimşek, Türkiye'deki doğurganlık oranının hızlı düşmesine işaret ederek, "O nedenle bizim önemli yapısal dönüşüm alanlarımızdan bir tanesi, önümüzdeki dönem için konuşuyorum, bu doğurganlık hızındaki yavaşlamayı tersine çevirecek birtakım politika, uygulama ve tedbirler üzerinde olacak. Zaten yakın dönemde buna ilişkin birtakım adımlar attığımızı göreceksiniz." ifadelerini kullandı.

"Türkiye yapay zekada kendisine benzer ülkelere kıyasla oldukça iyi"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, şu anda dördüncü sanayi devriminin ortasında olduklarını belirterek, yapay zekanın eski sanayi devrimlerine hiç benzemediğini, yapay zekanın ve robotların üretimi ve rekabeti nasıl etkileyeceğinin düşünülmesi gerektiğini söyledi.

Yapay zekanın insan zekasını bu yıl ya da gelecek sene yakalayacağını dile getiren Şimşek, "Yapay süper zekanın, yani insan zekasının aşılması muhtemelen 2030'da yakalanmış olacak. Ama birçok alanda zaten yapay zeka insan zekasını geçmiş durumda." şeklinde konuştu.

Şimşek, üretken yapay zekanın istihdam ve üretime etkilerinden bahsederek, Türkiye'nin yapay zekaya hazırlıkta kendisine benzer ülkelere kıyasla oldukça iyi olduğunu ancak gelişmiş ülkelerin gerisinde bulunduğunu, gelişmiş ülkelere benzer düzeye çıkmayı amaçladıklarını vurguladı.

Yapay zekada beşeri sermayelerinin güçlü olduğunu anlatan Şimşek, Türkiye'nin üst ve orta gelirli ülkeler grubunda en yenilikçi inovasyon ekosistemine sahip üçüncü ülke olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin dijital altyapıda epey mesafe katettiğini dile getiren Şimşek, 5G ihalesinin yapılması ve fiber optik anlamında ağ uzunluğunun genişletilmesi gibi birçok konuda yatırımları sürdüreceklerini kaydetti.

Bakan Şimşek ayrıca küresel ısınmanın üretime ve ihracatçıların pazarlarına etkisinden bahsederek, bu alanlarda hep birlikte çalışıp, tedbirlerin etkisini minimize edecek çalışmaların içerisinde olacaklarını vurguladı.

"Türkiye ekonomisinde kırılganlıkları azalttık"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'de uyguladıkları dezenflasyon programının sürdürülebilir yüksek büyüme ve gelirin daha adil dağılımını amaçladığının altını çizerek, bu süreçte fiyat istikrarının, mali disiplinin, sürdürülebilir cari açığın, kurun istikrarlı olmasının, yapısal dönüşümün öneminden bahsetti.

Programı 1,5 yıldır uyguladıklarını dile getiren Şimşek, "Biz şuna inanıyoruz, Türkiye ekonomisinde kırılganlıkları azalttık, makro finansal istikrarı sağladık. Başladığımız noktaya göre Türkiye ekonomisi daha az kırılgan, makro finansal istikrar daha güçlü. Bütçe disiplinini deprem yaralarını sardığımız bir dönemde tesis ediyoruz. Dezenflasyon başladı, reel ekonomi etkilendi ama şu ana kadar dayanıklı. İstihdam artışı var." diye konuştu.

Şimşek, 2025'te yapısal dönüşümü ve dezenflasyonu hızlandıracaklarını söyledi. Cari açıktaki düşüşe işaret eden Şimşek, bunun daha az borç alınacağı anlamına geldiğini, 2025'te cari açıktaki düşüşün devam edeceğini, Türkiye'nin brüt dış finansman ihtiyacının azaldığını, net rezervlerin 100 milyar dolardan fazla arttığını, Türkiye'nin rezerv yeterliliğini sağladığını anlattı.

Şimşek, "Türkiye'nin dış finansmana erişim sorunu kalmadı. Yani özel sektör olarak, bankacılık sektörü olarak 100 dolar borç ödediğinizde istiyorsanız daha fazlasını bulma noktasında sorununuz kalmadı. Daha önce vardı, şimdi kalmadı. Hatta bunun maliyeti düştü. Türkiye'nin kredi risk primi düştü. CDS'lerdeki düşüş sayesinde önümüzdeki 5 yıllık dönem için her sene 7 milyar dolar dış borç maliyetlerinde tasarruf sağladık. CDS'leri 200'ün altına çektiğimizde tasarruf daha da artacak. Programın çıktıları teorik değil, gerçekten sonuç alıyoruz ve bu yansıyor." ifadelerini kullandı.

"TL'ye güven kazandırmadan bu program zaten başarılı olamazdı"

Bakan Şimşek, KKM'de geçen yıl ağustostaki zirvesine göre 110 milyar doları aşkın düşüş olduğunu, bir belirsizlik kaynağı olan KKM'den çıkarak geleceğe ilişkin riskleri daha yönetilebilir noktaya çektiklerini söyledi.

TL'ye güvenin arttığını dile getiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"TL'ye güven kazandırmadan bu program zaten başarılı olamazdı. Bakın Türk lirasının toplam mevduattaki payı yüzde 30 civarından neredeyse yüzde 60 civarına çıktı. Bu önemli, çünkü kur riski bütün ülke, reel sektör ve kamu için önemli. Bunun yönetilmesi lazım. Bu programın bir karşılığı olmasaydı, uygulamada karşılığı olmasaydı neden bize benzer ülkelere göre risk primimiz 10-15 kat daha fazla düşsün ki? Dolayısıyla gerçekten bu programa sizin de güvenmenizi ve inanmanızı istiyoruz."

Şimşek, programın kısa vadeli etkileri olsa da peyderpey yönetmeleri gereken bir sorun setinin bulunduğunu, burada bir önceliklendirmeye gittiklerini, belirli alandaki kazanımların diğer alanlarda da başarı getireceğini vurgulayarak, kredi notu 2024'te üç ayrı derecelendirme kuruluşu tarafından iki kademe artırılan tek ülkenin Türkiye olduğunun altını çizdi.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Ekonomi

Mehmet Şimşek Dezenflasyon İhracat Türkiye Ekonomi Finans İhracat Finans Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title