Hibrit çalışma modeli esneklik, verimlilik ve fırsat eşitliği sağlıyor
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Nazlı Tlabar Güler, hibrit çalışma modelinin çalışanların esenliğini ve ihtiyacını gözeten bir gereklilik olduğunu vurgulayarak, "Bu modelin sunduğu esneklik, özellikle çeşitlilik ve dahiliyet kapsamında dezavantajlı gruplara fırsat eşitliği...
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Nazlı Tlabar Güler, hibrit çalışma modelinin çalışanların esenliğini ve ihtiyacını gözeten bir gereklilik olduğunu vurgulayarak, "Bu modelin sunduğu esneklik, özellikle çeşitlilik ve dahiliyet kapsamında dezavantajlı gruplara fırsat eşitliği imkanı sağlıyor." dedi.
Hibrit çalışma modeli, çalışanlara daha fazla esneklik ve verimlilik imkanı tanırken, aynı zamanda fırsat eşitliğini de güçlendiriyor. Bu yeni çalışma düzeni, farklı yaşam koşullarına sahip bireylerin iş hayatına katılımını kolaylaştırarak daha kapsayıcı bir iş gücü yaratıyor. Çalışanlar, kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen çalışma saatleri ve yerleriyle daha verimli olabilirken, kişisel yaşamlarını da daha rahat yönetebiliyor.
Salgın döneminde birçok şirketin uygulamaya koyduğu hibrit çalışma modeli, Vodafone Türkiye'de farklı bir yaklaşımla değerlendiriliyor. Haftanın belirli günlerinde uzaktan, belirli günlerinde ofisten çalışma düzeni sunan bu model, çalışanların iş-yaşam dengesine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Hibrit çalışma modeliyle çalışanların iş-yaşam dengesini destekleyen Vodafone Türkiye, çalışanlarına belirli dönemlerde istedikleri yerden çalışma esnekliği tanıyor. Şirket, salgın sonrası uzaktan ve ofisten çalışma modellerini birleştirerek hem çalışan memnuniyetini artırmayı hem de iş süreçlerini daha verimli yönetmeyi amaçlıyor.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Nazlı Tlabar Güler, salgınla birlikte hibrit çalışma düzenine geçtiklerini söyledi.
Hibrit çalışma düzeninin kişilerin ihtiyaçlarına göre şekillendiğine dikkati çeken Güler, şirketlerinde, ortalama olarak haftanın 2 günü ofisten, diğer günler uzaktan çalışıldığını aktardı.
Güler, "Hibrit modelle birlikte tüm çalışma arkadaşlarımıza 4 hafta dilediği yerden çalışma esnekliği de sunuyoruz. Bu kapsamda, çalışma arkadaşlarımız yöneticileriyle anlaşarak, kesintisiz bağlantı sağlayabilecekleri yurt içi veya yurt dışında diledikleri herhangi bir konumdan yıl içinde 4 hafta boyunca çalışabiliyor. Ayrıca, çalışma arkadaşlarımız 'dilediğin yerden çalışma' hakkını tek seferde ya da haftalara bölerek kullanabiliyor. Bu yıl ilk kez ağustos ayını uzaktan çalışma olarak belirledik. Böylece arkadaşlarımız bu yıla özel toplam 2 ay boyunca diledikleri yerden çalışabildi." ifadelerini kullandı.
Hibrit modelle amaçlarının, herkesin kendini güvende hissettiği, çalışma gününü ve haftasını dilediği gibi planlayabildiği, uzaktan çalışmanın faydalarıyla ofisten çalışmanın sinerjisini harmanladığı yeni bir kültür oluşturmak olduğunu kaydeden Güler, bu model sayesinde merkez ve bölge ofislerinin işbirliği, yenilik ve sosyalleşme amacıyla bir araya geldikleri yaşam alanlarına evrildiğini bildirdi.
Güler, tüm bu değişimleri etkin şekilde yönetebilmenin kalbinde, şirket kültürünün çalışanlar tarafından benimsenmiş olmasının yattığını vurgulayarak, şirket kültürünü kendi değerleri ve öncelikleriyle bütünleştiren çalışan toplulukları için nereden çalışıldığının çok da fark etmediğini dile getirdi.
"Çalışanlarının 'yetişkin' bireyler olduğunu kabul eden şirketler hibrit deneyimi sorunsuz yönetebiliyor"
Şirket kültüründe "sorumlu çalışan" algısının esnekliğe alan yarattığına işaret eden Güler, çalışanlarının 'yetişkin' bireyler olduğunu kabul eden ve onlara bu sorumluluk bilinciyle yaklaşan şirketlerin hibrit deneyimi sorunsuz yönetebildiğini savundu.
Güler, hibrit modele geçiş sürecinde kullandıkları teknolojik araçlara ilişkin, şunları söyledi:
"Hibrit çalışma modeline uygun ofis binalarımızı ve yapılarımızı değiştirdik. Hibrit çalışma düzeninde arkadaşlarımızın ofislere gelişlerini kolayca planlamalarını sağlayacak 'OneApp' adında bir mobil uygulama da hayata geçirdik. Çalışma arkadaşlarımız bir haftalık ofis programlarını, hangi servise hangi saatte bineceklerini önceden sisteme girebiliyor, 'open and flex ofis' konseptinde sabit masa düzenimiz olmadığı için ofis binasında dilediği yerde masa ve toplantı odası, restoran, park alanı ve kuaför kullanımlarını da rezervasyon sistemi üzerinden planlayabiliyor."
Uzaktan ve hibrit çalışma modelinin geleceğini değerlendiren Güler, Deloitte'nin bu yıl yayımladığı anketine atıfta bulunarak, çalışanların yüzde 75'inin işveren seçerken en çok önemsedikleri faktörün iş-yaşam dengesi ve esneklik olduğunu kaydetti.
Güler, uzaktan çalışmanın, çalışanlara büyük bir güven ve rahatlık sunduğuna işaret ederek, "Bu model, çalışanların esenliği ve ihtiyaçlarını gözeten bir gereklilik olmaya devam edecek. Diğer yandan, dünyadaki tüm yetenekler artık mobil işgücünün bir parçası. Mobil bir yetenek gücünden yararlanmak, sadece yerel değil, bölgesel ve hatta küresel yetenekleri bünyemize katmamıza olanak tanıyor. Ek olarak, bu modelin sunduğu esneklik, özellikle çeşitlilik ve dahiliyet kapsamında dezavantajlı gruplara fırsat eşitliği imkanı sağlıyor." diye konuştu.
Flex Index 2024 raporunu anımsatan Güler, Fortune 500 şirketlerinin yüzde 82'sinin hala esnek çalışma imkanı sunduğunu aktararak, ResumeBuilder tarafından yapılan bir anket ise her 10 işverenden 8'inin ofise dönüş zorunlulukları nedeniyle yetenek kaybettiğini ortaya koyduğunu anlattı.
Güler, "Ofise dönüş politikaları, ofis dinamiklerine zarar veriyor, çalışan memnuniyetine zarar veriyor ve bunları uygulayan kuruluşların başarısını sınırlıyor. Dolayısıyla, esnek çalışma politikaları, şirketlerin yetenek kıtlığıyla baş etmesini, çeşitliliği desteklemesini ve yeteneği elde tutmasını sağlamaya devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.
Vodafone'da çalışanlarının ofiste geçirilen günlerdeki deneyim, sosyalleşme imkanı ve yenilenen ofis düzeniyle ilgili olumlu dönüşler aldıklarına değinen Güler, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Yeni çalışma modelimizi deneyimleyerek öğrenme ve hep daha iyi çözümlere gitme konusunda bir fırsat olarak görüyoruz. Hibrit modeldeki deneyimimiz arttıkça ihtiyaç ve beklentilere bağlı olarak yeni uygulama ve değişiklikleri değerlendirmeye devam edeceğiz. Hibrit modelimizin merkezine teknolojiyi alarak, bu modelimizi destekleyecek ve çalışanlarımızın hayatını kolaylaştıracak birçok dijital çözüm ve yan hakkı hayata geçirdik. Bununla birlikte, esnek çalışmada teknoloji kullanımının her zaman geliştirmeye açık olduğunu, bu sürecin iteratif bir süreç olduğunu kabul etmek gerekiyor. Gelişim noktalarını saptayabilmek için takım arkadaşlarınızı dinlemek, güncel uygulamalar için nabız ölçmek çok değerli."