"IMF Borcu Kölelikti, Türkiye'yi Alkışlıyorum"
ABD'li Ekonomist John Perkins "Uluslararası kuruluşlara borcunuzun olması köleliktir. Türkiye'yi kurtulduğu için alkışlıyorum." dedi.
GÖKHAN KURTARAN - Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'yla kredi verilen ülkeler arasındaki ilişkilere dayanan itiraflarının yer aldığı 'Bir Ekonomi Tetikçisinin İtirafları' adlı kitabıyla dünyaca ünlü yazar, ABD'li ekonomist John Perkins, "Uluslararası Para Fonu gibi uluslararası kuruluşlara borcunuzun olması köleliktir. Türkiye'yi bu borçlarından kurtulduğu için alkışlıyorum" dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Perkins, yakın zamanda gerçekleşen Gezi Parkı odaklı gelişmeleri de değerlendirdi. İfade özgürlüğünü desteklediğini belirterek, "Mısır ve Honduras'ta ve birçok başka ülkede gösterilerin başlamasıyla birlikte dış güçlerin devreye girerek durumdan çıkar sağlama olasılıkları olduğunu gördük" diyen Perkins, Türkiye için tam olarak durumun bu olup olmadığını bilmediğini kaydetti.
Türkiye'nin Mayıs ayı itibariyle IMF'ye olan borunun son taksitini ödemesinin son derece olumlu bir gelişme olduğunu belirten Perkins, "Türkiye şoklara karşı direnç gösterebildi ve çevresindeki komşuları için model oldu. Uluslararası Para Fonu gibi uluslararası kuruluşlara borcunuzun olması köleliktir. Türkiye'yi bu borçlarından kurtulduğu için alkışlıyorum" dedi.
-Parasal genişleme sürdürülemez
ABD merkez bankası FED'in parasal genişlemeyi çok uzun bir süre daha sürdüremeyeceğini belirten Perkins, "Parasal genişleme ve para basma devam edemez. Bir noktada 'şirketokrasinin' başarısız olmuş bir ekonomik sistem yarattığı anlamamız gerekiyor" dedi.
Perkins, "Sadece bir örnek vermem gerekirse bakın, dünyadaki insanların sadece yüzde 5'i ABD'de yaşıyor. Faka milyarlarca insan açlık sınırında yaşarken ya da açken bu yüzde 5'lik kesim dünya kaynaklarının yüzde yaklaşık yüzde 25'ini tüketiyor. Bu başkalarının takip etmemesi gereken bir model. Bu çökmüş bir sistem" ifadelerini kullandı.
Küresel ekonominin büyük oranda çok uluslu dev şirketler tarafından idare edildiğini vurgulayan Perkins, "Çin ekonomik büyümesini artıracak, kendi ticaretini ve dolayısıyla dünya ticaretini artıracak politikalar uyguladı. Dünyada birçok ülke gibi, Çin bu çok uluslu şirketlere bağımlı durumda... Bu yüzden çok fazla Doğu Batı'ya karşı gibi bakmak yerine meseleye büyük şirketlerin ve finansal kuruluşların küresel ekonomiyi manipüle ediyor olmaları açısından bakmamız gerekir" ifadelerini kullandı.
Parasal genişlemenin, para basarak likidite yaratarak borç ödemenin çözüm olmadığını belirten Perkins, şunları kaydetti:
"Çin, Afrika ülkeler veya Latin Amerika ülkeleri bunu takip edemez. Çin'de işletme okuyan öğrencilerle görüştüğümde, birçoğunun Çin'in dünyanın en yeşil ülkesi haline getirerek başka ülkelere de örnek teşkil eder hale getirmek istediklerini öğrendim. Umarım bunu başarırlar. Artık kaynakları tahrip edecek ekonomik modellerden uzaklaşıp, insanların kendilerini daha iyi beslenebilecekleri, daha temiz enerji kaynaklarına ulaşabilecekleri, daha iyi ulaşım, bankacılık imkanlarına sahip olabilecekleri bir ekonomik sistem oluşturmalıyız. Umuyorum ki Çin bu devrimi teşvik edecektir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Yunanistan'la son yıllarda daha sıkı bir ekonomik ilişki içerisinde olmasını da değerlendiren Perkins, "Bazen şimdiki gibi ekonomik krizlerin olması ülkeleri bir araya getirir. Elimin altında kristal bir küre yok ama ben sürekli halklara daha iyi bir yaşam yaratmak için liderlerini ve şirketlerini biraz zorlamaları tavsiyesinde bulunuyorum" dedi.
-Perkins-
John Perkins, 1968 yılında BM Ekvator Barış Gücü'ne gönüllü oldu. 1970 yılında Boston stratejik danışmanlık firması Chains T. Main'de çalıştı. Daha sonra ulusal güvenlik ajansı NSA da çalıştı. Sonradan Perkins NSA'nın bir çeşit istihbarat örgütü olduğunu söylese de NSA bunu yalanladı. John Perkins kitabında batılı güçlerin az gelişmiş ülkeleri finans sağlama umudu vererek nasıl sömürdüklerini anlatır. John Perkins ekonomik tetikçiler olarak tanımladıkları sistemdeki güçler ve liderleri, gelişmekte olan ülkeleri kredi almaları için ikna eden görevler üstlendi.
Perkins'in iddiasına göre ABD ve çeşitli şirketler ülkelere kredi vererek (IMF ve benzeri kuruluşlar aracılığı ile) onları kendilerine bağımlı kıldılar. Daha sonra ülkeler krediyi ödeyemez hale getirip ülkelerin kaynaklarını sömürmeye başlarlar. Perkins kitabın çeşitli şirketlerin baskılarına rağmen yayınladığını söylüyor. - İstanbul