İso Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük Açıklaması
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, "Sanayimizin büyümede ilk çeyrekte 0,7 puan olan katkısı, ikinci çeyrekte 0,9 puana çıkmış ama, mücadelenin devam edebilmesi için desteğe ihtiyacı var" dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, "Sanayimizin büyümede ilk çeyrekte 0,7 puan olan katkısı, ikinci çeyrekte 0,9 puana çıkmış ama, mücadelenin devam edebilmesi için desteğe ihtiyacı var" dedi.
İSO'nun Eylül ayı Olağan Meclis Toplantısında konuşan Küçük, Türkiye'nin 1980'li yılların başında dışa açık ve ihracata dönük ekonomik modeli benimsediğini, Türkiye'nin o dönemdeki toplam ihracatının yaklaşık 3 milyar dolar ve bu miktarın yalnızca yüzde 35'inin sanayi ürünlerinden oluştuğunu anımsatarak, 2011 yılında 135 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracat miktarının yüzde 95'inin sanayi ürünlerinden oluşmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.
Küçük, Türkiye'nin 135 milyar dolarlık yıllık ihracatının, dünya ihracat devlerinden Almanya'nın neredeyse bir aylık ihracatı civarında olduğu düşünüldüğünde daha alınacak çok yol olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2001 krizinde iç talebin durma noktasına geldiği bir ortamda hızla ihracata yönelen sanayicimiz, hem kendisi hem de ekonomi için çıkış yaratmayı başardı. Küresel krizde ise iç pazar durduğu gibi, dış talep de büyük yara almıştı. Bu iki yönlü tıkanmaya rağmen, sanayicimiz bu krizde de mücadeleyi bırakmadı. Türkiye, 2010'daki yüzde 9,2 ve 2011'deki yüzde 8,5'lik yüksek büyüme oranlarıyla küresel krizden çıkışta dikkat çekici bir başarı ortaya koydu.
Bu yüksek büyümeler özellikle son yıllarda Türkiye ekonomisinin adeta yapısal bir özelliği haline geldiği üzere yüksek cari açığa yol açmış, bu çerçevede 2011'in ikinci yarısından itibaren ekonomiyi yavaşlatma yönünde önlemler gündeme gelmişti. Hem içerdeki bu durumun hem de dışarıdaki belirsizliklerin etkisiyle 2012'ye ekonomide yavaşlama beklentisi ile girmiştik.
Son olarak ikinci çeyrek büyüme verileri açıklandı, ekonomide yılın ilk altı ayındaki tabloyu artık net bir şekilde görebilmekteyiz. Karşımızdaki tablo ne yazık ki pek iç açıcı değil. Mevcut durum itibarıyla ekonomideki soğumanın öngörülenin ötesine gitmesi ihtimaline oldukça yakın bir çizgide durmaktayız. Bu çizgiden uzaklaşabilmek için yılın ikinci yarısında ekonominin daha hızlı bir seyirde akmasına ihtiyaç var. İç talep bilindiği üzere uzun süredir sıkıntılı. İkinci çeyrek büyüme verileri iç talepteki durgunluğun daha ciddi bir boyuta ulaştığını ortaya koydu."
-"Vergi oranlarını artırmak kanaatimizce tüketimin daha da azalması sonucunu getirecektir"-
Hane halkı tüketim harcamalarının, on çeyrek aradan sonra ilk kez küçüldüğününe dikkati çeken Küçük, yatırım harcamalarında da benzer bir durum söz konusu olduğunu ve ikinci çeyrekte yatırım harcamalarının yüzde 7,9 oranında azaldığını belirtti.
Vergi gelirlerinin büyük çoğunluğunun dolaylı vergilerden oluşması nedeniyle tüketimin azalmasının vergi gelirlerinin de azalmasına yol açtığını ifade eden Küçük, "Cari açık nispeten düşerken, bütçe açığı yükseldi. Bütçe açığına karşı bazı vergilerde artışa gidildi, enerjiye zam gündeme geldi. Vergi oranlarını artırmak kanaatimizce tüketimin daha da azalması sonucunu getirecektir. Ayrıca bu zamlar sanayimizin rekabet gücüne de zarar verecektir. Her zaman ısrarla dile getirdiğimiz üzere, bütçe gelirlerini artırmanın adresi kayıt dışıdır. Hedef, kayıt dışını kayıt altına almak olmalı. Türkiye, neredeyse unuttuğu yapısal reformları tekrar aciliyetle gündemine almalıdır" şeklinde konuştu.
-"Bankalar kendilerine sağlanan Eximbank limitlerini sonuna kadar kullandırmalı, komisyon oranları düşürülmeli"-
Büyüme verileri daha detaylı incelediğinde 2012 yılı ilk altı ayında, iç tüketimin büyümeye katkısının eksi 0,11 puan olduğunu ve buna karşılık, aynı dönemde net ihracatın büyümeye katkısının 5,48 puan olduğunu anımsatan Küçük, konuşmasına şöyle devam etti:
"İlk altı ayda elde edilen büyümede ihracatın yüksek katkısı var. İç talepteki sıkıntı karşısında Merkez Bankamız, faiz indirimi başta olmak üzere çeşitli önlemler aldı. Ancak, faiz indirimlerinin iç talebi hareketlendirmekte ne kadar başarılı olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. İhracatta başarı kritik önemdeyken, öyle görünüyor ki ihracat açısından da çok uygun bir iklimde değiliz.
Sanayimizin, büyümede ilk çeyrekte 0,7 puan olan katkısı ikinci çeyrekte 0,9 puana çıkmış ama, mücadelenin devam edebilmesi için desteğe ihtiyacı var. Sanayicimize desteğin, özellikle de ihracatçı sanayicimize desteğin, ekonomimiz açısından her zamankinden daha çok önem taşıdığı bir döneme girmiş görünüyoruz. İhracatın en önemli paydaşlarından biri olan Eximbank'a elbette önemli görevler düşüyor."
Temel beklentilerinin ihracatın finansmanında daha fazla kolaylık sağlanabilmesi olduğunu anlatan Küçük, özellikle KOBİ ihracata hazırlık kredileri başta olmak üzere, ihracat kredi limitlerinin artırılması, vadelerin uzaması, kredi maliyetlerinin azaltılabilmesi gerektiğini vurguladı.
Teminat koşullarının hafifletilmesinin de bir diğer temel beklentileri olduğunu söyleyen Küçük, teminat mektubu konusundaki sıkıntılardan dolayı Eximbank kredilerinden yeterince yararlanılamadığını dile getirdi.
Eximbank'ın, diğer bankalar aracılığıyla da kredi kullandırabildiğini anımsatan Küçük, "Bu kredilerde bankalar kendilerine sağlanan limitleri sonuna kadar kullandırmalı ve komisyon oranları düşürülmelidir. İhracat sigortalarında, Afrika gibi daha az gelişmiş ve nispeten daha riskli pazarlara yönelik sigorta limitleri artırılabilmelidir" talebini dile getirdi.
İSO'nun Eylül ayı Meclis Toplantısı, Türk Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan'ın, kurumun sağladığı ihracat kredisi ve sigortasına ilişkin bilgilendirme konuşmasıyla devam etti.
Muhabir: Mücahid Eker
Yayıncı: Zekeriya Gülün - İSTANBUL