Kayıt Dışı Ekonomiden Kayıtlı Ekonomiye Geçiş İçin Ortak Mücadele Vurgusu
Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından düzenlenen forumda, kayıt dışı ekonomiden kayıtlı ekonomiye geçişin önemi ve sosyal diyaloğun geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Türkiye'de yapılan bilinçlendirme çalışmaların etkili olduğu belirtilirken, sendikaların işçi haklarını güvence altına almak için yaptığı çalışmalar tartışıldı.
Uluslararası Çalışma Örgütünce (ILO) kayıt dışılıktan kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesine yönelik yaklaşımların konuşulduğu "Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Bilgi Paylaşımı Üçlü Forumu" ikinci gününde düzenlenen oturumların ardından tamamlandı.
Beşiktaş'ta bir otelde yapılan forum kapsamında, ülkelerin işçileri tarafından yapılan grup sunumlarında istikrarlı ve etkili bir işçi, işveren ve hükümet diyaloğu kurulması gerektiğine dikkat çekildi.
Başarı için güvenli veri ve sağlam bilgiye ihtiyaç duyulduğu, işçilerin haklarına riayetin önüne birtakım bürokratik engellerin çıkmaması gerektiği aktarılan sunumlarda sosyal diyaloğun inşa edilmesinin altı çizildi.
Enformelin (kayıt dışı) azaltılmasıyla kazan-kazan yaklaşımının oluşturulabileceğini kaydedilerek, formel (kayıtlı) ekonomiye geçişin çok önemli olduğu anlatıldı.
" Türkiye'de yapılan bilinçlendirme faaliyetlerinin etkili olduğunu görüyoruz"
Türkiye, Karadağ, Özbekistan, Ermenistan ile Yunanistan'dan işçi ve işveren temsilcilerinin yer aldığı "Sosyal Diyalog, İşveren ve İşçi Örgütlerinin Kayıtlılığa Geçiş İçin Etkili Politikaların Tasarlanması ve Uygulanmasındaki Rolü" başlıklı oturumda konuşan HAK-İŞ Konfederasyonu Başkan Danışmanı Kürşat Tutar, küresel ölçekte kayıt dışılıktan kaçış anlamında mesafe alınamadığını söyledi.
HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ gibi işçi sendikaları olarak bu konuda ortak mücadele içinde olduklarını kaydeden Tutar, "Kayıt dışılıktan kayıtlı ekonomiye geçme konusunda gerek hükümet gerek işveren temsilcilerimizi dinledik. Küresel ölçekte baktığımızda Türkiye özelinde de ortak sektörlerin, ortak problemlerin olduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar bölgesel farklılıklar olsa da bütün dünya küresel anlamda kayıt dışılıktan kaçış anlamında mesafe katedemedi. Biz Türkiye'de yapılan bilinçlendirme, teşvik faaliyetlerinin etkili olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
"Kayıtlı istihdama geçiş noktasında 2016'dan bu yana çalışma yapıyoruz"
Tutar, küresel problem olarak ikili bir iş gücü piyasasının doğması sorununun bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de bu sorunu en yoğun yaşayanlar arasında kadınlar, gençler, engelliler ve göçmenler var. Kayıtlı istihdama geçiş noktasında 2016'dan bu yana çalışma yapıyoruz. İşçi sendikaları konfederasyonu, aynı zamanda işverenlerimiz ve hükümetimizle birlikte çalışma izninin yaygınlaşması noktasında mücadele veriyoruz. Göçmenlerin dışında tabii ki kadınlar ve gençler de bu özel politika gerektiren gruplar arasında yer alıyor. Onların, sendikalaşmasını istiyoruz. İş gücü piyasası içerisinde ikincil iş gücü piyasası dahilinde çalışanların, sosyal güvencesiz, sendikasız, düşük ve kötü şartlar çerçevesinde çalışmasını sendikal örgütlenmeyle çözebiliriz." diye konuştu.
Yüzde 15'lik sendikalaşma oranını hızlı şekilde artırmanın yollarını bu tür etkinliklerle sağlamaya çalıştıklarına dikkati çeken Tutar, yaklaşık 1 milyon kişinin Türkiye'de ev hizmetlerinde çalıştığını bildiklerini, bu konuda yasal bir düzenlemeye ihtiyaçları olduğunu sözlerine ekledi.
Program, "Kayıt Dışı Çalışmayla Mücadelede AB Deneyimi ve AB Platformundan Öğrenilen Dersler" başlıklı oturumun ardından, ILO Ülke Direktörü Yasser Hassan'ın moderatörlüğünde yapılan kapanış konuşmalarının ardından sona erdi.