Kredi Faiz Oranları Daha Makul Seviyelere Gelecek"
Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu, para politikasındaki dengelerin banka faizlerine olumlu yansımalarının süreceğini ve piyasadaki canlılığın gelecek dönemde daha da artacağını belirterek, "Finans piyasalarındaki bu isteklilik devam ettiği sürece kredi faiz oranları daha...
MURAT BİRİNCİ - Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu, para politikasındaki dengelerin banka faizlerine olumlu yansımalarının süreceğini ve piyasadaki canlılığın gelecek dönemde daha da artacağını belirterek, "Finans piyasalarındaki bu isteklilik devam ettiği sürece kredi faiz oranları daha makul seviyelere gelecektir." dedi.
Taşkesenlioğlu, 2016 gerçekleşmeleri ile 2017 beklentilerine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye gibi hızlı büyüyen bir ülkenin, uluslararası algısını bozmaya çalışan girişimlere karşı verebileceği en iyi cevabın mali disiplini koruyarak yapısal reformları hızlandırmak olduğunu söyledi.
Bu sürecin adının "ekonomik seferberlik" olduğunun altını her fırsatta çizerek tüm kesimlerde ortak bir bilinç yaratmaya çalıştıklarını ifade eden Taşkesenlioğlu, darbe girişiminin yaşandığı süreci de kapsayan 3'üncü çeyrek bilançolarının bu konudaki kararlılıklarının bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Taşkesenlioğlu, 2016'nın üçüncü çeyreğinde net karı 2 milyar 195 milyon TL'ye ulaşan Halkbank'ın bu dönemde öz kaynaklarındaki artışın yüzde 10 düzeyinde gerçekleştiğini, 2015 sonuna göre toplam aktiflerin yüzde 12,6 artışla 211,3 milyar TL'ye ve toplam kredilerin yüzde 14,1 artışla 190 milyar TL'ye yükseldiğini, toplam mevduatı 137,6 milyar TL olan Halkbank'ın, KOBİ kredilerinin de dahil olduğu toplam ticari kredilerini 2015 yıl sonuna göre yüzde 15,4 artışla 115 milyar TL'ye yükselterek reel sektörün destekçisi olmaya devam ettiğini kaydetti.
"EFT işlemlerinin yüzde 78'i internet ve mobilden"
Ali Fuat Taşkesenlioğlu, müşterilerin finansal teknolojiye uyum ve yeterliliklerinin gelişimine büyük önem verdiklerini, bu anlayışlarının bir adımı olarak "BizimHesap" ile yapılan anlaşma doğrultusunda KOBİ'lere ön muhasebe programı hediye ettiklerini, firmaların "BizimHesap" uygulaması ile satışlarını, tahsilat, ödeme ve stok bilgilerini tek bir merkezden takip edebileceğini, muhasebe sistemlerini internet bağlantısı olan her yerden kolayca ve güvenli bir şekilde yönetebileceğini söyledi.
Banka müşterilerinin yaklaşık 1,5 milyonunun dijital bankacılık kanallarını kullandığını bildiren Taşkesenlioğlu, "Bireysel bankacılıkta müşterilerimizin işlem tipleri bazında şube ve kanal tercihlerine baktığımızda, EFT işlemlerinin yüzde 78'i internet şubesi ve mobil şubeden, yüzde 21'i şubelerden, yüzde 1'i ise diğer kanallardan gerçekleşiyor. Havale işlemlerinin yüzde 38'i internet ve mobil, yüzde 7'si ATM, yüzde 55'i şubeden, ödeme işlemlerinin ise yüzde 23'ü internet ve mobilden, yüzde 28'i ATM, yüzde 11'i şube ve yüzde 34'ü ise otomatik ödeme aracılığıyla gerçekleştiriliyor." diye konuştu.
"Elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyiz"
Halkbank Genel Müdürü Taşkesenlioğlu, bilinçli kart kullanımını artırmak üzere çeşitli tedbir ve düzenlemelerin dönem dönem gündeme geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Halkbank için önemli olan sektörü ilgilendiren tüm kararların, hem tüketicileri hem de bankaları rahatlatabiliyor olması. Ekonomi Koordinasyon Kurulu tarafından özellikle nakit ödeme yapmakta zorlanan borçlu tüketicilerin rahatlamasına ve kredi ödemesinde yaşanabilecek risklerin daha kolay yönetilmesine katkı sağlayacak olumlu düzenlemeler yapılmasından memnunuz. Kredi ortamını dengeleyen bu düzenlemelerin bilinçli kart kullanımının artmasına ve ekonomideki canlılığa da önemli bir etkisi olacak."
Kurumsal segmentte yer alan büyük şirketlerde yatırım devamlılığının sağlanmasının ekonomik istikrarın temelini oluşturduğunu ifade eden Taşkesenlioğlu, söz konusu şirketlerin ekonomiye doğrudan etkisi mercek altına alındığında GSYH katkılarının yüzde 10'u aştığının görüldüğünü, Türkiye'nin bu anlamda, son dönemde önemli atılımlara sahne olduğunu söyledi.
Başta Halkbank olmak üzere Türk bankalarının her birinin büyük heyecan yaratan dev projelere destek olarak Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinin bir parçası olma ayrıcalığı yaşadığını kaydeden Taşkesenlioğlu, Türkiye'yi ileri taşıyan altyapı ve yatırım projelerinin finansmanında yer almaktan gurur duyduklarını ifade etti.
Taşkesenlioğlu, "Yurt dışından uygun maliyetli kaynak transferi sağlayarak bu kaynakları, itibarlı projelerin finansmanına destek olmak üzere aktarmayı temel bankacılık misyonumuzun bir gereği olarak görüyoruz. Halkbank olarak, bankacılık anlayışımız doğrultusunda ülkemize değer katacak büyük projelerin finansmanında elimizi taşın altına koymaktan asla çekinmedik, bundan sonra da çekinmeyeceğiz." şeklinde konuştu.
"Esnaf ve KOBİ kredilerinde lider yine Halkbank olacak"
Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre 2016'nın 3'üncü çeyreğinde, 12 aylık verilerle kurumsal kredilerde yüzde 11,3 ve bireysel kredilerde yüzde 7 seviyesinde artış yaşandığını, Merkez Bankası verilerine göre de 15 Aralık haftası itibarıyla toplam kredi hacminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,9'a yükseldiğini belirterek, yurt içinde 15 Temmuz gibi sarsıcı bir girişime ve yurt dışındaki volatiliteye karşın sektörün 2016'yı çift haneli bir büyümeyle kapatacağını öngördüklerini söyledi.
Taşkesenlioğlu, "Piyasaların yeniden dengeye gelmesi ve 2017 büyüme hedefleri doğrultusunda, bu yıl sektördeki kredi büyüme oranının yüzde 15'in üzerinde olacağını tahmin ediyoruz. Kullandırılan kredilerin büyük bölümünü ticari krediler oluşturmaya devam edecek ve bu krediler içinde esnaf ve KOBİ kredilerinde lider yine Halkbank olacak." dedi.
"Öz kaynak karlılığı düşük"
Halkbank Genel Müdürü Taşkesenlioğlu, reel sektörün desteklenmesi, istihdamın artırılması, reformların devam etmesi ve kamuda tasarruf konularının gündemde olacağı 2017 yılında, küresel ölçekteki risklerin bankacılık sektörü üzerindeki etkisinin devam edeceğine dikkati çekerek, gelişmekte olan ülkelerden portföy çıkışlarının devam etmesinin muhtemel olduğunu vurguladı.
"Milletimizin döviz kurunun frenine basma yönündeki bilinçli tutumu artarken, toplam talepteki azalmanın da enflasyon rakamlarının düşmesinde önemli bir etkisi olacağına inanıyoruz" diyen Taşkesenlioğlu, bankaların yüksek sermaye yapıları dikkate alınarak bir hesaplama yapıldığında mevcut öz kaynak karlılığının diğer sektörlere göre düşük seviyelerde olduğunu söyledi.
Bu doğrultuda sektörün 2017'de de temel önceliğinin, öz kaynak getirilerini artıracak önlemleri hayata geçirebilmek olacağını belirten Taşkesenlioğlu, bu yıl da operasyon maliyetlerini azaltmak ve mevduat dışı kaynakları çeşitlendirmek üzere çalışacaklarını, aktif kalitesini korurken karlılığı artırmaya devam edeceklerini bildirdi.
"Kredi faiz oranları daha makul seviyelere gelecek"
Ali Fuat Taşkesenlioğlu, kredi faiz oranlarının düşürülmesi ve bankaların fon maliyetlerinin azaltılması için ekonomi yönetiminden beklentilerini dile getirirken de, "Merkez Bankası asli görevi olan enflasyon hedeflerine ulaşmak için politika faizleri ve diğer para politikası araçlarına başvurarak doğru bir tutum sergilerken, bankalar da makroekonomik politikalarla uyumlu adımlar atmaya çalışıyor. Finansal hedeflerimizle uyumlu olarak alınan karar ve tedbirlerin volatiliteyi sınırlayarak piyasaları rahatlatmasından daha doğal bir durum olamaz." şeklinde konuştu.
Para politikasındaki dengelerin banka faizlerine olumlu yansımalarının süreceğini ve piyasadaki canlılığın gelecek dönemde daha da artacağını belirten Taşkesenlioğlu, finans piyasalarındaki bu isteklilik devam ettiği sürece kredi faiz oranlarının daha makul seviyelere geleceğini, oluşan yeniden fiyatlamalarla birlikte mevduat faizlerinde aşağı yönlü gerçekleşecek hareketin gelecek dönemde kredi faizlerinin daha etkili düzeyde aşağı çekilmesini sağlayacağını kaydetti.
Taşkesenlioğlu, BDDK'nın bankaların maliyetlerini azaltıcı yönde atacağı adımların da banka faizlerine olumlu şekilde yansımaları olacağını ifade etti.
"Bankacılık sektörü 2017'ye hazır"
Ali Fuat Taşkesenlioğlu, ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz kararı, Brexit ve ABD başkanlık seçimleri gibi küresel ekonomideki dengeleri olumsuz etkileyen gelişmelere karşın Türkiye'nin, bugün de bölgesinin gelecek vadeden en önemli aktörleri arasında olduğuna işaret ederek, Türkiye ekonomisinin en güçlü dayanağının sermaye yapısı ve aktif büyüklük konularındaki istikrarıyla Türk bankacılık sektörü olduğunu vurguladı.
Taşkesenlioğlu, şöyle devam etti:
"Bankacılık sektörünün istikrarlı yapısı ve sürekli kendini yenileyen dinamik karakteriyle 2017 yılına hazır olduğunu söyleyebilirim. Makroekonomik düzeyde yapısal reformların hız kesmeden devam ettiği bu süreçte, yatırımcıyı teşvik edecek yeni destek ve önlemlerin finans piyasalarımız üzerinde doğrudan bir etkisi olacak. Reel sektörün üretim ve ticaret kapasitesini artıracak adımların atıldığı bu süreçte KOBİ'lerin, büyük işletmelerin ve ihracatçıların nakit sıkıntılarını gidermek üzere oluşturulan Hazine garantili 250 milyar lira dolayındaki ek kredi paketi de güçlü bir kaldıraç etkisi yaratacak."
"Türkiye ekonomisi yüzde 3,2 büyür"
Halkbank Genel Müdürü Taşkesenlioğlu, 2016'da Türkiye ekonomisi büyümesinin yüzde 3,2 olarak gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini ve alınan tedbirler doğrultusunda 2017'de büyüme oranını yukarıya taşıyacaklarını, 2023 hedeflerine doğru yürürken, yeniden yüzde 5'in üzerine çıkabilmek için çalışacaklarını söyledi.
Taşkesenlioğlu, "Döviz kuru hareketleri ve petrol fiyatlarındaki yükseliş ister istemez enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü bir risk oluşturuyor. Enflasyon konusu da para politikalarındaki kararları doğrudan etkiliyor. Tasarruflarda ve işlemlerde TL'ye yöneliş ve milletimizin bu yöndeki bilinçli tutumuyla döviz kurundaki baskının kırılacağına inanıyoruz." diye konuştu.
Avro bölgesinin en önemli ülkeleri Fransa ve Almanya'daki yoğun seçim gündeminin küresel piyasaları etkileyebileceğini, özellikle Fransa'da işsizliğin sürekli artması ve üretim rakamlarındaki düşüşün devam etmesinin ABD'deki seçim sonuçları gibi birtakım sürprizlerin yaşanmasına neden olabileceğini vurgulayan Taşkesenlioğlu, "Bu ülkelerdeki seçimlerin Türk ekonomisine getireceği tüm riskleri ve avantajları öngörerek hazırlıklı olursak, 2017'yi ülkemiz için bir fırsatlar yılına çevirebiliriz." dedi.