Haberler

"Kredi Kartlarında Kriz Bitmedi"

Abone Ol

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, Kriz Döneminde Biriken Borçlara Düşünülen Yapılandırmayı Değerlendirendi

"Kredi kartı ve kredi borçlarına yeniden yapılandırma ile tüketicinin rahat nefes alması sağlanmalıdır." dedi.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:

Tüketiciler, 2008 yılında baş gösteren ekonomik kriz nedeni ile gelir kaybı yaşamış; temel ihtiyaçlarını dahi kredi kartı ile temin etmenin yanında biriken borçlarını ödeme noktasında acziyete düşmüştür. 2009 yılında 5915 sayılı yasa ile getirilen yapılandırma dar kapsamlı tutulduğundan dolayı talep görmemiş; tüketicilerin kredi kartına olan borç birikimi ve takibe alınan borçlar artarak devam etmiştir.

Krizin borç sarmalına sürüklediği tüketiciler, aldıkları konut, taşıt veya ihtiyaç olmak üzere tüketici kredilerini de ödemekte sorunlar yaşamış ve kredi borçları tüketicinin kabusu haline gelmiştir.

Yıllar itibariyle bakıldığında kredi kartı ve tüketici kredileri aşağıdaki gibi gelişmiştir.

Krediler (milyar TL) Ağustos '07Ağustos '08Ağustos '09Ağustos '10

Kredi kartı borçları24,832,535,140,8

Takipteki kredi kartı borçları1,92,144,2

Tüketici kredileri56,878,982,6111,3

Takipteki tüketici kredileri0,71,53,64

Kaynak: BDDK

Tablodan görüldüğü gibi takipteki krediler, kriz dönemine gelen son iki senede %100'den fazla artış göstermiştir. Kredi kartı borçları kriz nedeni ile sürekli artış gösterdiği gibi, 2007 yılında takibe alınan borç oranı % 8 iken bugün itibariyle % 10 üzerindedir. Kredi kartı borçları kriz sürecinde daha çok olmasına karşın tahsili zor alacakların varlık yönetim şirketlerine devri ve bir çok tüketicinin servetlerini kaybetme pahasına borçlarını ödeme arzusu nedeniyle, kredi kartının tüketiciye maliyeti resmi rakamların çok üzerindedir.

Kriz sürecinin akabinde düşünülen yapılandırma çalışmalarında kredi kartı ve kredi borçlarının yer alması gerektiği yukarıdaki tablodan anlaşılmaktadır. Kriz döneminin en masum ve mağdur kesimi olan tüketiciler için getirilecek olan ödeme kolaylığı ile tüketiciler rahat nefes alacağı gibi, ödenemeyen borçların tekrar ekonomiye kazandırılması sağlanacaktır.

Mevcut borç stokunun oluşmasının nedenini sadece tüketicinin harcama arzusu olarak görmek yanıltıcı olmaktadır. Kredi kartı ve kredi kullanımı ile ilgili mevcut uygulamalar devam ettiği takdirde bankalara olan borçlar birçok tüketicinin üzücü sonuçlar yaşamasına neden olacaktır.

Üst kurullar ve kamu otoritesi tarafından sermaye kesimine düzenlenen yüksek miktardaki cezaların dahi, ödeme imkanı olmasına rağmen yapılandırma kapsamına alınmasının yanında tüketicinin borçlarının saf dışı bırakılması siyasi iktidarın seçmenini görmezden gelmesi olarak yorumlanacaktır.

Gündemdeki kriz yapılandırması projesinin topluma gerçekten faydalı olabilmesi için pakete şu öneriler de dahil edilmelidir:

Takipteki kredi kartı ve tüketici kredileri için borçların anaparası 5915 sayılı yasadaki gibi yeniden yapılandırılmalı; düşük faizle ve 36 ay vade ile taksitlendirme imkanı getirilmelidir. Faiz oranı piyasada uygulanan oranların altında olmalıdır.

Takibe düşmese de, kredi kartı borcunu ödemede güçlük çeken tüm tüketiciler borç yapılandırma imkanından yararlanmalıdır

5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası'nın 9. maddesinde yer alan "…bir gerçek kişinin sahip olduğu tüm kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartları limiti, ilk yıl için, ilgilinin aylık ortalama net gelirinin iki katını, ikinci yıl için ise, dört katını aşamaz." hükmü hayata geçirilmeli; aykırı davranışlar BDDK tarafından yapılacak etkin denetimle önlenmelidir. Kullanımda olan kredi kartlarının limitleri reel gelirlere uygun hale getirilmelidir. Limit düzenlemesi, yeniden yapılandırmanın bir önkoşulu olarak kabul edilebilir.

Halen % 20 olarak uygulanan asgari ödeme tutarı BDDK tarafından % 40'a çıkarılarak kredi kartının borçlanma aracı olarak kullanılmasının önüne geçilmelidir.

5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 8. maddesi, "talepte bulunmayan veya sözleşme imzalamayan kişiler adına hiçbir şekil ve surette kart veremezler." hükmünü getirmiştir. Son yıllarda maaş ve kiraların bankalar aracılığı ile ödeme zorunluluğu getirilmesi ile de birlikte talep olmaksızın tüketiciye kredi kartı gönderilmektedir. Bu tür uygulamalara son verilmelidir.

Bankacılık kesimi, kredi kartının borçlanma aracı olmadığını beyan etmesine karşılık kredi kartlarına yüksek limitler tahsis etmesi, asgari ödeme oranını düşük tutma arzusu ile gerçek niyetini ortaya koymakta; tüketiciyi borçlandırma arzusunu sergilemektedir.

Siyasi iktidar, tüketicinin geçim krizinin halen devam ettiğini dikkate alarak kredi kartı ve kredi borçlarına yeniden yapılandırma sağlamalıdır. Aksi uygulama tüketicinin krizinin derinleşmesine, gelir dağılımının bozulmasına ve haksız kazanca neden olacaktır.

Kaynak: Bültenler / Ekonomi

Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title