"Küresel Ekonomik Gelişmeler Işığında Adana" Paneli

Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Ömer Faruk Doğan, Türkiye ekonomisinin son 30 yılda büyük değişimler yaşadığına dikkat çekerek, gelinen noktada, 73 milyonluk Türkiye'nin ne Avrupa Birliği ne de bir başka topluluk tarafından yok sayılamayacağını söyledi.

Doğan, Adana Sanayi Odası (ADASO) ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) işbirliğinde düzenlenen "Küresel Ekonomik Gelişmeler Işığında Adana" konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, dünya coğrafyası üzerinde çok önemli bir jeopolitik konuma oturduğuna dikkat çekti. Bugüne kadar dünyada önemli olup, Türkiye'nin içerisinde olmadığı bir hadise bulunmadığını ifade eden Doğan, "Öyle veya böyle Malezya'dan Endonezya'ya, Kanada'dan Güney Afrika'ya kadar dünyadaki gelişmelerin Türkiye ile ilgisi olmuştur" dedi.

73 milyonluk nüfusuyla çok önemli bir ekonomik değere sahip olan Türkiye'yi ne Avrupa Birliği ne de bir başka topluluğun yok sayamayacağına işaret eden Doğan, "Geçmişten geleceğe ekonomik ve kültürel bir köprü olan Türkiye'nin hiçbir şekilde ihmal edilmesi veya yok sayılması mümkün değildir. Özellikle de çok büyük krizlere neden olan enerji konusu gündeme geldiğinde Türkiye'nin adının geçmemesi söz konusu bile değil. Çünkü enerjide dünya haritasına baktığımız zaman ortada Türkiye var. Türkiye'nin en önemli açılış kapılarından biri de Adana-Yumurtalık. Mevcut imkanları değerlendirmemiz, küresel ölçekte kriz ve bunalımın yaşandığı bir süreci bizlerin gelire dönüştürecek yaklaşımlar sergilemesi lazım. Tabii ki dış ticaret hacmimizin 270 milyar dolarlar seviyesini aşmış olması, son 1 yılda ihracatta 120 milyar doları aşmış olmamız çok önemli. Bundan daha önemli beklentimiz ise üretim ve istihdamdaki gelişmelerdir. Bu iki faktörün gereğini yapamayan ekonomilerin uzun dönemde kalıcı olmaları mümkün değildir. Su ve enerji avantajını çok iyi kullanmamız gerekir" diye konuştu.

DTM Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirmeler Genel Müdürü Gazi Bilgin ise, küresel rekabette 24 Ocak 1980'de başlayan devrenin hatırlanması gerektiğini ifade etti. Sanayicinin 1995'teki AB Gümrük Birliği Anlaşması'yla dış rekabete başladığını hatırlatan Bilgin, 28 yıl önce ülkenin ihracatının 2 milyar dolar, ithalatının ise 5 milyar dolar civarında olduğunu kaydetti. O dönemde toplam ihracatın, toplam ithalatın yüzde 38'ini karşıladığını vurgulayan Bilgin, ihracatın ithalatı karşılama oranının şimdilerde yüzde 64'ler seviyesine çıktığını aktardı. Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu iyi bir sonuç değildir. Ama kötünün iyisidir. 1990'larda soğuk savaş döneminin bitmiş olması, küresel anlamda Türkiye'nin önüne yeni fırsatlar sunmuştur. Şimdi iyi yoldayız. Ama sektörel bazda ülkenin büyük mal ihracatçısı olması için ileri teknoloji ürünlerine önem vermesi gerekir. Dünya ortalamasında ileri teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payı yüzde 27'dir. Hatta bu oran yüzde 30'lara ulaştı. Bu oran Türkiye için yüzde 11'dir. 'Yüzde 15'lere ulaştı' deniliyor, ancak söz konusu oranı yüzde 27-30'lara çıkarmadıktan sonra büyük ihracatçı olma iddiasında bulunma şansımız yok." ADASO Başkanı Ümit Özgümüş de, ülkeler arasındaki sınırların kaldırılmasıyla ticaretin serbestleştiğini hatırlattı. Global ekonominin finansal sömürüye doğru gittiğini savunan Özgümüş, "Şimdi bu gelişmeler vahşileşerek yeni bir emperyalizme dönüşür mü? Süreç Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri yakından ilgilendiriyor. 'Artık bütün sınırlar kalktı' deyip ağlaşmak yerine artık bunu var olarak kabul edip, sürece ayak uydurmak lazım. Çok önemli tehditler bazı fırsatları da doğuruyor" şeklinde konuştu.

Sanayici ve işadamlarının katıldığı panelde; İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi (İGEME) Tarım Dairesi Uzmanı Çağatay Özden "İşletmelerin dış ticarette izlemesi gereken stratejiler", DTM Dış Ticaret Uzmanı Yasin Türkcan "İhracat politikaları", DTM Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdür Yardımcısı Şahin Yaman da "Küresel ekonomik gelişmeler ışığında dış ticaret" konularında sunum yaptılar.

(MT-ÖZ-E)

Haberler