Marka 2017 İstanbul'da Start Aldı
İş dünyasının en çarpıcı buluşmalarından MARKA 2017, bin 500 kişilik izleyicisine 18 yaşın motivasyonunu yaşatma amacıyla start aldı.
İş dünyasının en çarpıcı buluşmalarından MARKA 2017, bin 500 kişilik izleyicisine 18 yaşın motivasyonunu yaşatma amacıyla start aldı.
Türkiye'deki iş dünyasının yakın geleceğini şekillendirecek doğru bir yol haritası çizmeyi hedefleyen MARKA Konferansı başladı. İş dünyasının temsilcileri, Türkiye'nin en güçlü fikir platformunda buluştu. MARKA 2017, hayatın en önemli dönüm noktalarından '18 yaş halini' konferans deneyimine taşıyor.
2 gün boyunca 18 saat sürecek 42 oturumda, başarılarıyla gündeme damga vuran 62 konuşmacının sahne alacağı MARKA 2017'nin moderatörü, 18 yıldır olduğu gibi, marka filozofu olarak tanınan BJ Cunningham oldu. Sanatçılardan iş liderlerine, psikanalistlerden bilimadamlarına, seri girişimcilerden yazar ve akademisyenlere; dünya çapında tanınan ve alanında öncü konuşmacılar, MARKA izleyicilerine özel hazırladıkları içerikleri 15'er dakikalık sunumlara sığdırıyor.
"Evsizler için bir gecede 20 milyon TL bağış topladı"
MARKA 2017, iş dünyası için kritik bir kavram olan sosyal girişimcilikle hızlı başladı. İskoçya'da kurduğu Social Bite restoran zinciriyle evsizlere iş ve yemek olanağı sunan Josh Littlejohn, "Geçtiğimiz hafta sonu Edinburg'da düzenlediğimiz etkinliğe 9 bin kişi katıldı. Buz gibi soğukta, geceyi açık havada uyuyarak geçirdiler. Biz de evsizler için yaklaşık 20 milyon TL bağış topladık. Türkiye'de 40 binin üstünde çocuğun sokakta yaşadığını öğrendim. Yalnız İstanbul'da, yüzde 40'ı kadın olmak üzere 10 bin evsiz varmış. İş birliği yaparsak, güçlerimizi birleştirirsek, dünyayı dönüştürebileceğimize inanıyorum" dedi.
Reklam sektörünün önemli fikir insanlarından Ahmet Akın,MARKA'ya özel hazırladığı analizle, cinsiyet kavramının geçirdiği dönüşümü anlattı. Cinsiyetsiz olmak, 'Hepimiz feministiz!', cinsiyette akışkanlık, zehirli maskülenlik, kendi bedeniyle barışık olmak gibi yeni trendlerin; Christian Dior, Dove, Nike, H&M, Axe gibi markaların iletişim stratejilerine nasıl yansıdığını anlattı.
"Evrensel olmayan milli olamaz"
Gazeteci Ahu Özyurt'un sorularını cevaplayan Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı, Ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş, otomasyon ve yapay zekanın gümbür gümdür hayatımıza girdiğini ancak insanların 'Robotlar yüzünden işsiz kalırsak tüketemeyiz, o zaman satın almayız. Satın almazsak, markalar yaşayamaz. O zaman markalar robotlaşmaz' gibi tesellileri bulduğunu söyledi. Demirtaş, "Gelecek olan dünya, geçmişten çok farklı. Bunu artık kabul etmeliyiz. Teknolojiyi yasaklayamazsınız. Uyum sağlayın, teknolojiyle tango yapın ama romantik olmayın. Gelişmekte olan ülkeler ligindekilerin yüzde 90'ı gelişemeyecek. İki ligli bir dünyaya doğru gidiyoruz. Son 30 yılda kaç ülke 1. lige çıktı? Türkiye'nin yapması gereken şey, Güney Kore olmaktır. Katma değerli üretim yapmaktır. Katma değerli ürününü dünyaya satmak isteyenlerin de evrensel olması gerekir. Evrensel olmayan, milli olamaz" dedi.
Ülkemizin uluslararası camiada en çok tanınan çağdaş sanatçısı Kutluğ Ataman, MARKA sahnesinde soruları yanıtladı. Ataman'ın kurduğu Palanga Besi Çiftliği'nin hikayesi herkesi şaşırttı. Stüdyosunu da Erzincan'a taşıyan sanatçı, "Sığırları satarak sanat işlerim için para kazanırım sanmıştım ama öyle olmadı" dedi. Besi çiftliğinde ahır, kümes gibi 11 yeni yapıya ihtiyaç olduğunu söyleyen Ataman, bu yapıların Türkiye'den ve dünyadan ünlü mimarlar tarafından tasarlanacağını belirtti. Besi çiftliğinin zaman içerisinde bir mimari proje çiftliğine dönüşeceğini anlatan Ataman, yeni hedefinin çevre köylerdeki çocukların eğitim almasını sağlamak olduğunu ifade etti. Modernizmi Türkiye'nin her yerine taşıyabileceğimize dikkat çeken sanatçı, bu konuda herkesin bir şeyler yapabileceğini söyledi.
"Sosyal medyada başarının anahtarı, insan psikolojisini anlamak"
İş dünyasını farklı alanlarda besleyen, çok farklı ülke ve disiplinlerden konuşmacıların sahne aldığı MARKA 2017'nin ilk oturumu, sosyal pazarlama ajansı Social Chain'i 18 yaşının enerjisiyle kuran Steven Bartlett ile tamamlandı. Başarının yolunun insanlara kulak vermekten, onları tanımaktan geçtiğini söyleyen Bartlett, "İnsanlar ilk şirketimi tanıtmak için hazırladığım broşürleri umursamıyordu. Ellerindeki ekranlara baktıklarını fark ettim. İş hayatımı sosyal medya üzerinden kurgulamam gerektiğini anladım" dedi. Bartlett sözlerine şöyle devam etti: "Sosyal medyada başarının adı insan psikolojisi. Oluşturduğunuz içeriklerde bu psikolojiyi anlayarak dozunda duygu kullanmak; markaları ve fikirleri kolaylıkla viral hale getirmenizi sağlıyor. Dünyanın dört bir yanından yaş ortalaması 21 olan 160'dan fazla ekip arkadaşımla sürekli üretiyoruz. Bugün 497 sosyal medya kanalı, 391 milyon takipçi ve aylık 5,2 milyar video izlenmesiyle dünyanın en büyük sosyal medya ajansıyız."
"Daha 18 değilsin"
MARKA 2017'nin 2'nci oturumuna geçmeden, Yürekli Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Yürekli Şengör açılış konuşmasını yaptı. MARKA Konferansları'nın yaratıcısı Yürekli Şengör, "Nihayetinde bir iş konferansı olarak sınıflanan MARKA'nın içerik kodlarını yazarken kendimizi iş kalıplarıyla sınırlamıyoruz. Böylece hem aklı, hem duyguları tetikleyen özel bir anlam ve değer şifresi üretebiliyoruz. Her yıl yarattığımız dalga etkisi, bir sonraki MARKA Konferansı'na kadar devam eden çok özel bir platform oluşturuyor. Bu yıl karşınıza 18. yaşında rüştünü ispat etmiş bir MARKA Konferansı ile çıkıyoruz. 18 yaş bizim için çok önemli. Çünkü 18 yaşında olma hali, hayatımızda önemli bir mihenk taşı. 2018'in iş dünyası için fırsatlarla dolu bir yıl olacağını öngörüyoruz. İşte bu 18 yaş halinin, 18 yaş kafasının, önümüzdeki dönemde hepimiz için bir itici güç olmasını hedefliyoruz" dedi.
MARKA Konferansı'nın çok uzun bir süredir her yıl bir sosyal probleme dikkat çektiğini belirten Yürekli Şengör, bu yıl için hazırladıkları sorumluluk projesi hakkında da bilgi verdi. "Kız çocuklarının 18'den küçük yaşta evlenmelerini engellemek, onların eğitimlerine devam etmelerini sağlamak için 'Daha 18 değilsin' projesini tasarladık. UNICEF'le ortaklık yaptığımız bu proje, yalnızca bir kaynak yaratma hareketi değil, aynı zamanda ülke genelinde bu konuda başlatılacak bir farkındalık hareketi olsun istiyoruz. MARKA 2017'nin fuaye alanında, Dükkan 18 adında bir mağaza açtık. PSC tarafından tasarlanan 2 bin ürün, Stepevi markasının katkılarıyla üretildi. MARKA izleyicilerinin Dükkan 18'den yapacağı alışverişlerden elde edilecek tüm gelir, UNICEF'e bağışlanacak" dedi.
"O elbiseyi, ben yazarsam değil, Taylor Swift giyerse alırlar"
MARKA Konferansı'nın 2'nci oturumu, Çin'deki milenyum kuşağının analiziyle başladı. Uzakdoğu'da trendlere yön veren Vogue China dergisinin kurucusu ve yayın yönetmeni Angelica Cheung, "Bugünün gençleri, benim hakkında uzun bir yazı yazdığım elbiseyi değil, derginin sayfalarında Taylor Swift'in üstünde gördükleri elbiseyi satın almayı tercih ediyorlar" dedi. Çin'deki yeni nesilin hayattan zevk almak istediğini anlatan Çin moda dünyasının divası, "Kimse onlara zorla bir şey yaptıramaz. Pazarlamada 'ödediğin paraya değer' gibi önermeler, hiçbir işe yaramıyor. Onlar, başkasını etkilemek değil, kendilerini ifade etmek için giyiniyor" dedi. Çin'deki milenyum kuşağının tüketim patlaması yaşadığına dikkat çeken Cheung, başka ülkelerde işe yarayan satış ve pazarlama stratejilerinin burada işe yaramayacağını söyledi.
"Markalar için çarpıcı bir yüzleşme"
MARKA 2017'de psikanalist, yazar ve aktivist Susie Orbach, izleyicilere çarpıcı bir yüzleşme yaşattı. "Neden olduğumdan 30 yaş genç görünmeliyim? Neden bazı bedenler defile podyumlarında temsil edilmiyor? Fiziksel mükemmelliğin pompalandığı çağımızda, gençleri pençesine alan ve bir salgın gibi yayılan yeme bozukluklarında markaların rolü ne?" diye soran Orbach, Türkiye'deki iş dünyasının liderlerine şöyle seslendi: "Toplumu değiştirebilirsiniz çünkü çok güçlüsünüz. Pazara, sosyal bir dönüşüm yaratacak yepyeni bir şeyler sunabilirsiniz. Düşünün, düşünün, düşünün! Bu konu, sizi ve etrafınızdaki kişileri rahatsız ediyorsa, lütfen düşünün."
MARKA 2017'nin sabah oturumları, televizyon ve dizilerin konuşulduğu sohbetle son buldu. Yazar Azra Kohen'in Fi, Çi, Pi isimli eserlerinden uyarlanan psikolojik gerilim dizisinin ana karakterlerine hayat veren Serenay Sarıkaya ve Ozan Güven ile Doğuş Yayın Grubu Satış Grup Başkanı Ateş İnce, MARKA sahnesinde birlikte yer aldı. Aylık yaklaşık 9 milyon izleyiciye ulaşan Puhu TV'nin başarısını da kutlayan üçlü, Türk dizileri için yeni bir alan açıldığını, internetin sağladığı anlık bilgilerin reklam sektörü için de yeni bir dönemi başlattığını söyledi. - İSTANBUL