MHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu Açıklaması
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Türkiye'de ekonomik hedeflerin gözden geçirilerek yeni bir planlamayla ekonominin yeniden rayına oturtulmasına ihtiyaç bulunduğunu belirterek, iktidarın bu yönde atacağı adımlara ekonominin istikrarı için katkı sunmaya hazır olduklarını bildirdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Türkiye'de ekonomik hedeflerin gözden geçirilerek yeni bir planlamayla ekonominin yeniden rayına oturtulmasına ihtiyaç bulunduğunu belirterek, iktidarın bu yönde atacağı adımlara ekonominin istikrarı için katkı sunmaya hazır olduklarını bildirdi.
Tanrıkulu, yaptığı yazılı açıklamada, açıklanan 2016 yılı 3. çeyrek büyüme rakamları ve ulusal hesap istatistiklerine yönelik revizyon çalışmasını değerlendirdi.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) hesaplama yöntemini değiştirerek açıkladığı milli gelir rakamlarını eleştiren Tanrıkulu, hesaplama yöntemindeki değişikliğin, geçmiş dönem rakamlarını şişirdiğini, ancak vatandaşın cüzdanının giderek eridiğini savundu.
Ahmet Kenan Tanrıkulu, TÜİK'in daha önce iki kez milli gelir hesabında geniş çaplı revizyona gittiğini hatırlatarak, 1997'de milli gelirde yüzde 35, 2008'de ise yüzde 38'lik sanal bir artış meydana geldiğini belirtti.
Bu kapsamda, yeni hesaplama yöntemiyle 2016 yılının 3. çeyreğinde milli gelirde büyüme yaşandığı yönündeki açıklamaların gerçeği yansıtmadığını savunan Tanrıkulu, milli gelirin, 2016 yılı 3. çeyreğinde büyümediğini, aksine yüzde 1.8 daraldığını ileri sürdü.
Tanrıkulu, ekonominin her alanında durgunluk yaşandığını, bunun gelecek dönem işsizliğin daha da artmasına neden olacağını iddia ederek, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Artık Polyannacılık bir kenara bırakılmalı ve ağızlardan düşmeyen yapısal reformlar hayata geçirilmelidir. Gelinen noktada Türkiye, milli gelirin yüzde 5'i kadar bir cari açık, yüzde 8 düzeyinde katılaşan enflasyon, yüzde 11'i aşan yüksek işsizlik, gerileyen ihracat ve artan borçluluk ile 2017'ye makro dengeleri bozuk bir şekilde girmektedir. Türkiye'de iç ve dış politikada tansiyonun düşürülmesine, ekonomiye güvenin geliştirilmesine, ekonomik hedeflerin gözden geçirilerek yeni bir planlamayla ekonominin yeniden rayına oturtulmasına ihtiyaç olduğuna inanıyoruz.
Türkiye henüz kriz noktasında olmasa da bu ihtimal giderek artmaktadır. Yol henüz dönülebilecek noktadayken, gecikmiş olan yapısal reformlar siyasi kaygı duyulmadan artık hayata geçirilmelidir. İktidarın bu yönde atacağı adımlara ekonomimizin istikrarı için katkı sunmaya hazırız."
