Oecd: Göreli Yoksulluk En Çok Türkiye ve Macaristan'da Arttı
Orhan Aysezen - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) teşkilata üye ülkelerde göreli yoksulluğun 2007-2011 arasında genel olarak değişmediğini ancak özellikle Türkiye ve Macaristan'da yüzde 2 ve yüzde 4 arttığını bildirdi.
Orhan Aysezen - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) teşkilata üye ülkelerde göreli yoksulluğun 2007-2011 arasında genel olarak değişmediğini ancak özellikle Türkiye ve Macaristan'da yüzde 2 ve yüzde 4 arttığını bildirdi. Nüfusun yüzde 19.2'sinin göreli gelir yoksulluğu içinde bulunduğu Türkiye bu sonuca göre OECD'de üçüncü konumda yer alıyor. Türkiye'den daha kötü durumdaki İsrail'de nüfusun yüzde 20.9'u, Meksika'da nüfusun yüzde 21.4'ü göreli gelir yoksulluğuna sahip.
OECD'nin üye ülkelerde 2011 yılının gelir dağılım durumunu ortaya koyan Gelir Dağılımı Veri Tabanı güncellemesi yayınlandı. "Artan Eşitsizlik: Genç ve Yoksullar Geriye Düştü" başlıklı raporda Mayıs 2013'te yayınlanan 2010 rakamları güncellendi.
-YOKSULLUK ÜLKELER ARASINDA FARKLI-
Göreli gelir yoksulluğu, geliri ülkedeki medyan ücretin, yani nüfus sıralandığında en ortadaki kişinin gelirinin yüzde 50'sinden azına sahip bireylerin oranı anlamına geliyor. Rapordaki bulgular şöyle:
"OECD ülkeleri arasında göreli gelir yoksulluğunda büyük fark var olmaya devam ediyor. İzlanda, Çek Cumhuriyeti ve Danimarka'da nüfusun yaklaşık yüzde 6'sı göreli gelir yoksulluğu içinde. İsrail'de nüfusun yüzde 20.9, Meksika'da yüzde 21.4'ü aynı durumda. OECD ortalaması ise yüzde 11.5.
-Hanehalkı reel harcanabilir gelir arka arkaya dördüncü yılda durgun vaziyette. OECD genelinde en yoksul yüzde 10'un geliri 2007-2011 arası yüzde 1.6 azaldı.
-Gelir eşitsizliği 2010'dan 2011'e özellikle İspanya'da yüzde 1.5 ve Yunanistan'da yüzde 3 olmak üzere önemli ölçüde arttı. Gelir eşitsizliği 2011'de Almanya, Lüksemburg ve Portekiz'de 2010'a göre yüzde 1'den fazla çoğaldı, Avustralya, Kanada, İrlanda, İsrail ve İsveç'te ise düştü.
-Vergi ve işsizlik yardımı gibi transferler harcanabilir gelir üzerinde olumsuz etkileri azaltmaya yardımcı oldu. Ancak zengin-yoksul uçurumu hala geniş. 2011'de OECD ülkelerindeki toplumların en zengin yüzde 10'u, en yoksul yüzde 10'unun gelirinin 9.6 katı fazla gelire sahip. 2007'de ise en zenginler en yoksullardan 9.3 kat fazla gelire sahip idi.
-Zengin-yoksul arasındaki en büyük uçurum, Meksika, Şili, Türkiye ve ABD'de. Zengin-yoksul ayrımının en az olduğu ülkeler Danimarka, Slovenya, Finlandiya ve Çek Cumhuriyeti.
-Kriz-öncesi yoksulluk eşiği reel rakamlarla sabit alındığında yoksulluk, 2007'den bu yana, düşük gelirli hanelerin krizden önceki 20 yıl boyunca elde ettikleri kazanımın büyük bölümünü silerek birçok ülkede arttı. 2005'te yaygın reel medyan gelirin yarısından daha az gelire sahip kişilerin payı ise örneğin Yunanistan'da yüzde 15, İrlanda ve İspanya'da yüzde 8 arttı.
-Veriler, daha önce saptanan gençler ve çocukların en fazla yoksulluk riskine maruz kesimler olarak yaşlılarla yer değiştirmekte olduğu eğilimini de doğruladı. 2011'de OECD bu verileri toplamaya başladığından bu yana ilk kez 66-75 yaşlarındakiler ortalama nüfustan yüzde 25 daha az yoksulluk riskiyle karşı karşıya bulunuyor ve bu tüm yaş grupları arasında en düşüğü.
- Göreli gelir yoksulluğu bir bütün olarak OECD bölgesinde krizin başlangıcı ve 2011 arasında büyük ölçüde değişmeden kaldı. Ancak 1 puandan fazla yükseldiği Yunanistan, Hollanda, Polonya, Slovak Cumhuriyeti, İspanya ve İsveç'in yanı sıra özellikle Türkiye ve Macaristan'da yüzde 2 ve 4 olmak üzere artarken, Şili, Finlandiya, Yeni Zelanda, Portekiz, İngiltere ve Estonya'da düştü. Diğer ülkelerde değişim yüzde 1'in altında kaldı."
-OECD'DE GELİR DAĞILIMININ GENEL GÖRÜNÜMÜ-
Raporda küresel krizden çıkılırken vergi ve transferler öncesi gelir ele alındığında OECD'de eşitsizliğin öncekinden daha fazla olduğu belirtildi. Vergi ve transferlerin, hanehalklarının harcanabilir gelir eşitsizliğinde göreli küçük değişiklikler yaparak büyük bölümünü tamponladığı bildirildi. Ancak birçok ülkede toparlanmadaki zayıflık karşısında en yoksul yüzde 10'un geliri azalmaya devam etti ya da en yüksek yüzde 10'un gelir artışından daha az arttı.
Ülkedeki medyan gelirin yarısından azına sahip olan nüfusun payı olan "göreli gelir yoksulluğu" 2007-2011 arası büyük ölçüde değişmeden kaldı. Ancak 2005 reel rakamlarıyla sabit tutulan yoksulluk eşiği söz konusu olduğunda yani "çıpalı yoksulluk" bu süre içinde OECD bölgesinde yüzde 2 arttı, en fazla Yunanistan ve İspanya'da etkili oldu. Önceki OECD raporlarında belgelenen uzun vadeli bir şablon kriz yıllarında yoğunlaştı: Daha büyük bir gelir yoksulluğu deneyimi yaşayan gençler bu konuda yaşlılarla yer değiştirmiş oldu.