Orta Gelir Tuzağı İncelemede
Süleyman Onatça, Türkiye'de ilk defa bölgesel bazda orta gelir riskinin değerlendirilmesinin yapıldığını söyledi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu
(TÜRKONFED), "orta gelir tuzağı" kavramını incelediği "Orta Gelir Tuzağı'ndan Çıkış: Hangi Türkiye- - Makro / Bölgesel / Sektörel Analiz" isimli raporunu yayımladı.
Raporun tanıtımı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, bu raporla Türkiye'de ilk defa bölgesel bazda orta gelir riskinin değerlendirilmesinin yapıldığını söyledi.
Bu çalışmada 3 farklı Türkiye gözlemlediklerini aktaran Onatça, bazı bölgeler için sevindirici, bazı bölgeler için de sevindirici olmayan bir tablo gözlemlediklerini dile getirdi.
Türkiye'nin dünyanın büyük ekonomileri ile yarışan 14 ili, yoksullukla karşı karşıya olan 27 ili olduğu bilgisini veren Onatça, "Patates cipsi mi üreteceğiz, bilgisayar çipi mi- Türkiye hangi yöne gidecek-" diye sordu.
Raporu hazırlayanlardan Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Yeldan ise, Türkiye'nin tarımsal sanayileşme stratejilerine yönelebileceğini söyledi. Türkiye'nin büyümesinin sermaye birikimine dayalı olduğunu aktaran Yeldan, Türkiye'de iş gücü kullanımının düşük olduğunu ifade etti.
Doç. Dr. Ümit İzmen ise, dünyada orta gelir tuzağından çıkan ülkelerde doğal kaynaklar bulunduğunu vurguladı.
İMSAD Eski Başkanı Orhan Turan da, bir ülkenin kalkınmasında ulaşım kanallarının önemini belirterek, "Çorum'da ürettiğimiz ürünleri Van'a 4 bin liraya yolluyoruz. Brezilya'ya ise konteyneri 1.500 dolara gönderiyoruz" ifadelerini kullandı.
-Türkiye'de kişi başına düşen ortalama eğitim süresi 7,2 yıla yükseldi-
Rapor, "ülke ve bölgelerin orta gelir bandında sıkışıp kalması" olarak tanımlanan "Orta Gelir Tuzağı" riskinin bölgesel ve sektörel açıdan değerlendirmesini yapıyor.
Bölgelerin üretim yapıları, sektörlerin teknoloji düzeyleri ve dış ticaretine göre Türkiye'nin bölgesel kalkınma evrelerini tespit eden rapor, büyümenin kaynaklarını; nüfus hareketleri, insan kaynakları, teknoloji ve yenilikçilik kapasitesi, dış ticaret ve ulaştırma altyapısı gibi konuları ele alarak inceliyor.
Raporda, "ürün tuzağına" düşmeden ileri teknoloji ürünlerine çıkış sağlanabilmesi için doğru ürünlerin üretimi ve ihracatına yönelinmesi gerektiği belirtiliyor.
Rapora göre Türkiye, orta gelir düzeyinde görece çok uzun süre geçirdi. Düşük orta gelirli düzeyde kalma süresi Çin'de 17 yıl iken, Bulgaristan ve Türkiye'de 50 senenin üstünde görüldü.
Türkiye düşük-orta gelir düzeyine 1955'te ulaştı ve ancak 50 yıl sonra, 2005 yılında yüksek-orta gelir düzeyini yakalayabildi. Türkiye'nin orta gelir bandı içindeki serüveni göreceli olarak en uzun süre almış olan Bulgaristan ve Kosta Rika ile birlikte üç ülkeden birisi.
Türkiye'nin orta gelir seviyesinden çıkıp üst gelir grubunda yer alan ülkeler arasına girememesinin önemli nedenlerinden birisi ise, iş gücünün nitelik düzeyine bağlı olarak iş gücü verimliliğinin düşük olması. Türkiye ekonomisine yön veren büyük kentlerde iş gücü verimliliği dünya kentlerinin gerisinde.
Raporda yer alan bir diğer veri ise eğitim süresine ilişkin. Buna göre, 1960 yılında Türkiye'de ortalama eğitim süresi 2,14 yıl iken 1990'lı yılların sonunda 6 yıla çıktı. 2011 yılında ise kişi başına düşen ortalama eğitim süresi 7,2 yıla yükseldi.
1960'lı yıllarda Türkiye gibi orta gelir tuzağında yer alan ülkelerden Güney Kore eğitim sisteminde sağladığı gelişmelerle, ortalama eğitim süresini yaklaşık beş yıldan 2010 yılında 13,34 yıla çıkardı.
-Bölgeler için farklı politika tasarımlarına ihtiyaç var-
Rapor göre; orta gelir tuzağı sorunu sadece bir ülke gelir ortalaması meselesi değil, yüksek-orta gelirli ve düşük-orta gelirli bölgesel eşitsizliklerle ilgili bir sorun. Farklı gelir seviyelerinde ve gelişme evresinde olan bölgeler için farklı politika tasarımlarına ihtiyaç duyuluyor.
Bu doğrultuda; orta gelir tuzağı riski olmayan bölgelerde teknoloji yoğun alanlara odaklanılması, arz yanlı teşvik politikalarının tercih edilmesi, orta gelir tuzağı riski olan bölgelerin yüksek gelirli bölgelerle olan ulaşım altyapılarının geliştirilmesi ve orta-düşük, orta-ileri teknolojili üretimin desteklenmesi gerekiyor.
Diğer bölgelerde ise tarımda ölçek sorununun çözülmesi yönünde tedbirlerin alınması ve geçimlik ekonomiden endüstriyel üretime geçişin sağlanarak bu bölgeler tarafından üretilen ürünlere yönelik talep yönlü teşviklerin sağlanması ve kalkınma ajansları gibi bölgesel kurumsal yapıların, bölgenin üretim karakterine uygun şekilde yapılanması gerekiyor.
Rapora göre 2011 yılı itibarıyla; orta gelir tuzağı riski olmayan 6 bölge, orta-gelir tuzağı riski olan 12 bölge, orta-düşük gelir grubunda olan ise 8 bölge bulunuyor.
Bu arada, rapor Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Yeldan, Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü İzleme, Değerlendirme ve Analiz Dairesi Başkanı Kamil Taşcı, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Voyvoda ve Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü İzleme, Değerlendirme ve Analiz Dairesi Planlama Uzmanı Mehmet Emin Özsan tarafından hazırlandı.
Muhabir: Sümeyye Dalkılınç
Yayıncı: Zekeriya Gülün - İSTANBUL