Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş: Konut krizinin temel nedenleri arasında arz eksikliği ve yüksek inşaat maliyetleri bulunuyor
Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş, konut krizinin temel nedenlerinin arz eksikliği, yüksek inşaat maliyetleri ve kredi erişimi zorlukları olduğunu belirtti. Tanrıvermiş, kamu kurumlarının kiralık konut ve sosyal konut üretimine yönelmesi gerektiğini vurguladı.
ANKARA Üniversitesi'nden Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş, "Konut krizinin temel nedenleri arasında arz eksikliği, yüksek inşaat maliyetleri ve kredi erişimi zorlukları gibi faktörlerin bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Kamu kurumlarının kiralık konut ve sosyal konut üretimine yönelmesi ve kiralık konut pazarının büyütülmesi zorunludur" dedi.
Ankara Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş, Ankara Üniversitesi Ord. Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu binasında düzenlediği basın toplantısında, konut kiralarındaki artışı yüzde 25 ile sınırlayan düzenlemenin sona ermesine ilişkin değerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Tanrıvermiş, yüzde 25 artış sınırı uygulamasının bitmesiyle, kiralarda yeniden enflasyon rakamlarının belirleyici olacağını hatırlatarak, "Öncelikle Türk hukukunda konut kira artışı yıllık olarak yapılmakta ve mevcut sözleşmeler de bu esasa dayalı olarak hazırlanmıştır. 2 Temmuz öncesi dönemde sözleşme yapan kiracılar için bir sonraki yıl beklenecek ve kira için yenileme dönemi geldiğinde artık TÜFE 12 aylık ortalaması kadar artış yapılacaktır. Konutlarda kira zammı için 12 aylık TÜFE ortalaması üst sınırdır. Bunu aşmayan bir oran belirlenmesi mümkün olup, bunu aşacak bir talep geçersiz olacaktır. 1 Temmuz 2024 tarihi dahil, önceki dönemde süresi biten kira sözleşmelerinde artış yüzde 25 olması gerekirken, 2 Temmuz 2024 tarihinden sonra yenilecek sözleşmelerde kira parası yıllık TÜFE değişimi kadar artırılacaktır" diye konuştu.
İnşaat ve arsa maliyetlerinin artması nedeniyle yeni konut üretiminin azaldığını belirten Prof. Dr. Tanrıvermiş, "Konut kredisi faiz oranlarının da yükselmesi en önemli sebepler arasında yer almaktadır. Kira sınırlamasının kaldırılmasıyla konut üretiminde artış olabileceği düşünülse de bu tek başına krizin çözümüne etki etmeyecektir. Konut krizinin temel nedenleri arasında arz eksikliği, yüksek inşaat maliyetleri ve kredi erişimi zorlukları gibi faktörlerin bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ ve belediyeler olmak üzere kamu kurumlarının kiralık konut ve sosyal konut üretimine yönelmesi ve kiralık konut pazarının büyütülmesi zorunludur" dedi.
'UZUN VADEDE KONUT STOKU ARTACAKTIR'
Ayrıca, kira sınırlamasının sona ermesinin olumlu etkilerine değinen Prof. Dr. Tanrıvermiş, "Kira artış sınırının kaldırılması, konut yatırımcılarını ve inşaat sektörünü teşvik edici etki yapar. Serbest piyasa koşullarında kira fiyatlarının belirlenmesi, konut yatırımcıları için daha cazip olabilir ve bu da konut stokunun artmasına katkıda bulunabilir. Bu şekilde uzun vadede konut arzının artması ve kira fiyatlarının dengelenmesine yardımcı olabilir. Kira fiyatlarının 12 aylık ortalama TÜFE'ye göre belirlenmesi ve ev sahipleriyle kiracıların TÜİK'in her ay açıkladığı enflasyon verilerini takip etmesi, kira fiyatlarının serbest piyasa koşullarına göre belirlenmesini sağlayacaktır. Bu da arz-talep dengesinin kurulmasına olanak verecektir. Piyasaya müdahale edilmediğinde, dengelenmenin sağlanabileceği ve kiracılar ile ev sahipleri arasındaki anlaşmazlıkların azalabileceği düşünülmektedir. Ayrıca kira sınırlamasının kaldırılmasıyla kiralık ev sayısının ve konut satışlarının artması beklenmektedir. Bu da konut yatırımları ve inşaat sektörü için teşvik edici olacaktır. Uzun vadede bu durum konut stokunun artmasına katkı yapacaktır" dedi.
Prof. Dr. Tanrıvermiş, sınırlamanın kaldırılmasının olası olumsuz etkilerine ilişkin de "Kira artışları, genel enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı yaratabilir ve bu da daha geniş ekonomik etkiler doğurabilir. Bu olası etkileri yönetmek için çeşitli önlemler alınabilir. Örneğin, düşük gelirli kiracılara devlet tarafından kira yardımı sağlanabilir. Gayrimenkul sahiplerine makul kira artışları karşılığında vergi teşvikleri sunulabilir. Ayrıca, uzun vadede konut üretimini artıracak politikalar ve teşvikler uygulanabilir" ifadelerini kullandı.