Haberler

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu.

Abone Ol

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin toplam dış ticaretinin yüzde 46'sının AB ve ABD'ye gerçekleştiğini belirterek, "Türkiye'ye gelen toplam doğrudan yabancı yatırımların da yüzde 76'sı AB ve ABD kaynaklı TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu,"...

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin toplam dış ticaretinin yüzde 46'sının AB ve ABD'ye gerçekleştiğini belirterek, " Türkiye'ye gelen toplam doğrudan yabancı yatırımların da yüzde 76'sı AB ve ABD kaynaklı TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin toplam dış ticaretinin yüzde 46'sının AB ve ABD'ye gerçekleştiğini belirterek, " Türkiye'ye gelen toplam doğrudan yabancı yatırımların da yüzde 76'sı AB ve ABD kaynaklı. Türkiye'nin yurt dışına yaptığı doğrudan yatırımların yüzde 78'i AB ve ABD'ye gidiyor. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi, AB ve ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması'ndan doğrudan etkilenecektir" dedi.

AB üyesi olmayan Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) üyesi ülkelerin Odalar Birlikleri Ankara'da bir araya geldi. TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı Hisarcıklıoğlu'nun başkanlığındaki toplantıya EUROCHAMBRES Başkanı Alessandro Barberis ve Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Avusturya Ekonomi Odası'ndan Martha Schultz da katıldı. Toplantının açılış bölümünde Avrupa Komisyonu Eski Başkan Yardımcısı Günter Verheugen Avrupa Birliği ve Türkiye-AB İlişkileri konusunda bir konuşma yaptı.

Açılış konuşması yapan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, gelişmiş ülkelerin büyüme hızının, gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızını aştığını vurgulayarak, "Amerika'dan olumlu sinyaller gelmeye başladı. Yapısal sorunları çözülmemiş olmakla birlikte, Avrupa'dan da, büyüme ile ilgili olumlu sinyaller gelmeye başladı. Amerika'nın büyümesinin aslında hepimizi olumlu bir biçimde etkilemesi gerekirdi. Ama parasal genişleme sürecinin sona ereceğine dair beklentiler, finans piyasalarında dalgalanmalara yol açtı" açıklamasında bulundu.

-"ANA SORUN MALİ PİYASALARDAKİ YETERSİZ DÜZENLEMELER"-

Avrupa ekonomilerinin yeniden toparlanmaya başladığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, sekiz çeyrektir devam eden küçülmenin yılın ikinci çeyreğinde son bulduğunu ancak iyileşme sinyallerinin ülkeler arasında farklılık gösterdiğini açıkladı. Hisarcıklıoğlu, bazı üye ülkelerin bir kısmının hala durgunluktan kurtulma mücadelesi verdiğini belirterek şunları kaydetti:

"AB ve özellikle Euro Bölgesi ekonomik krize yoğunlaşmışken,"genişleme' konusu maalesef gündemin ilk sırasında yer alamıyor. Oysa önceki genişleme deneyimleri göstermiştir ki, genişlemeye bağlı olarak ticaret ve yatırımlarda artışlar yaşanmıştır. Büyüme ve istihdam artışından tüm taraflar istifade etmiştir. Unutmamalıyız ki, mevcut ekonomik krizin nedeni AB'nin genişlemesi değildir. Ana sorun mali piyasalardaki yetersiz düzenlemelerdir. Dolayısıyla, yeni üyeler krizin sebebi değil, krizin mağdurlarıdır. AB kurumları, genişlemenin AB ekonomisine kattığı dinamiği, kamuoylarını ikna edecek şekilde aktarmalıdır. Genişleme sürecinin devamı, hem AB ekonomisinin geleceği, hem de bölgemizde barış ve istikrarın tesisi için zorunludur. Aksi halde, hızla kontrolden çıkabilme ihtimalini içinde barındırmaktadır. İknaya dayalı, mutabakatla dönüşüm, AB genişleme sürecinin en önemli kazanımıdır. Bu süreçte, bu konu üzerinde daha çok düşünmemiz gerektiği kanaatindeyim."

-"UZUN VADELİ HEDEFLERİMİZE ODAKLANMIŞ DURUMDAYIZ"-

Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin son on yıllık dönüşümü ile artık tamamen özel sektöre dayalı ve dışa açık bir ekonomi olduğunu dile getirerek konuşmasında şunları söyledi:

"Ben Türkiye'nin giderek daha açık bir toplum haline gelmesinin, ülkede sivil toplumun zenginleşip, çeşitlenmesinin ve demokrasinin zenginleşmesinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye ekonomisine baktığımızda, 2009 ve 2010 yıllarında yüzde 9'a yaklaşan büyüme oranlarından sonra, aşırı ısınan ekonomiye tedbir olarak kontrollü bir yavaşlama sürecine girmiştik. 2012'de yüzde 2.2 büyüdük. 2013 yılı büyüme oranımızın yüzde 3 civarında olmasını bekliyoruz. ABD Merkez Bankası'ndan gelen parasal genişlemenin yavaşlayacağına dair mesajlar, diğer gelişen ülkeleri olduğu gibi Türkiye mali piyasalarını da olumsuz etkiledi. Ama Türkiye ekonomisinin yapısal duruşu sağlamdır. Kamu maliyesi, reel sektör ve bankacılık sistemi açısından tüm Avrupa kıtasında en iyi durumda olan birkaç ülkeden biriyiz. Bunların sayesinde Türkiye olarak finansal piyasalardaki günlük gelişmelere değil, uzun vadeli hedeflerimize odaklanmış durumdayız."

-"TÜRKİYE'NİN TOPLAM DIŞ TİCARETİNİN YÜZDE 46'SI AB VE ABD'YE GERÇEKLEŞİYOR"-

Bu yıl sadece toplam proje büyüklüğü 40 milyar euroyu geçen 5 büyük altyapı projesi başlattıklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, projelerin 2 nükleer santrali, İstanbul'da 3. Havalimanı ve İstanbul boğazında 3. Köprüyü, İstanbul-İzmir Otoyolu, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren hattını kapsadığını da kaydetti. Önümüzdeki ay bir diğer büyük projenin açılışını yapacaklarını söyleyen Hisarcıklıoğlu, Manş Denizi'ndeki Eurotunnel benzeri bir demiryolu projesi ile Avrupa ve Asya kıtaları İstanbul Boğazı'nın altından geçen demiryolu hattının birbirine bağlanacağını açıkladı. Hisarcıklıoğlu, G20 sürecinin bundan sonra daha da önemli olduğuna dikkat çekerek konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Küresel yönetişimde yeni bir işbirliği mekanizması geliştirmek gerekiyor. Aksi takdirde, Amerikan Merkez Bankası Başkanı, artık Amerika dışındaki bütün ülkelerin de ekonomik politikalarının temel belirleyicisi konumunda olacaktır. Küreselleşme iyidir. Ancak bu biçimiyle ulusal politika öncelikleri kavramı anlamını yitirmektedir. Küresel sistemin sağlıklı işleyişi açısından, küresel ekonomi politikaları koordinasyonun daha sağlıklı bir mutabakata bağlanması gerekir. Küresel ticareti doğrudan etkileme potansiyeli olan bir diğer önemli gelişme de, AB ile ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması'dır. Anlaşma, AB ile ABD arasındaki ticarette her türlü tarife ve tarife-dışı engellerin kaldırılmasını öngörüyor. Anlaşma tamamlandığında dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesi oluşacak. Dünya milli gelirinin yüzde 47'si ve küresel doğrudan yatırımların da yaklaşık yüzde 70'i tek bir ekonomik blokta toplanmış olacak. Müzakereleri yakından takip etmeliyiz. AB ve ABD arasındaki müzakereler, Türkiye'yi doğrudan ilgilendiriyor. Gümrük Birliği'nin oluşturduğu teknik çerçeve bu etkiyi kaçınılmaz hale getiriyor. Türkiye'nin toplam dış ticaretinin yüzde 46'sı AB ve ABD'ye gerçekleşiyor. Türkiye'ye gelen toplam doğrudan yabancı yatırımların da yüzde 76'sı AB ve ABD kaynaklı. Aynı şekilde, Türkiye'nin yurt dışına yaptığı doğrudan yatırımların yüzde 78'i AB ve ABD'ye gidiyor. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi, AB ve ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması'ndan doğrudan etkilenecektir. Bu nedenle, Türkiye'nin bu süreçte yer almasına önem veriyoruz."

Konuşmasında ilki 16-17 Ekim 2013 tarihinde yapılacak EUROCHAMBRES Ekonomi Forumu'nu bir kez daha hatırlatan Hisarcıklıoğlu, "Büyüme'ye Yatırım' konusunun Forumun ana temasını oluşturduğunu vurguladı. - Ankara

Kaynak: ANKA / Ekonomi

Avrupa Birliği İstanbul Türkiye Ekonomi Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title