Türk -İş'ten Sendika Resti
Türk -İş Hükümetin Hazırlayarak TBMM'ye Sunduğu Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nda Değişiklik Öngören Yasa Tasarısına Karşı 'Rest' Çekti. Değişiklik Tasarısının Reform Niteliğinde Olmadığı Belirtilerek, "Bu Bir Makyajdır" Eleştirisi Yapıldı.
Türk-İş hükümetin hazırlayarak TBMM’ye sunduğu Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nda değişiklik öngören yasa tasarısına karşı ‘rest’ çekti. Değişiklik tasarısının reform niteliğinde olmadığı belirtilerek, “Bu bir makyajdır” eleştirisi yapıldı.
Türk-İş; Çalışma Bakanlığı’nın konuyla ilgili görüş istediği yazısına ‘sert’ yanıt verdi.
Bilim Kurulu tarafından hazırlanan Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı Taslağının 2 Nisan’da Çalışma Bakanlığı’na gönderildiği vurgulanan yazıda; bu taslağın değerlendirmeye alınmamasından duyulan tepki dile getirildi.
Geçen hafta TBMM Çalışma ve Sosyal Güvenlik Komisyonu’na gelen tasarıyı ‘reform’ niteliğinde görmediğini belirten Türk-İş Yönetimi, tasarının ILO sözleşme ve tavsiye kararları ile AB normlarını yansıtmadığını vurguladı. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Genel Sekreter Mustafa Türkel imzalı yanıtta; “Tüm bu nedenlerle Türk-İş, Bakanlığınızca yürütülecek çalışmalara katkı sağlamayacak ve değişiklik teklifinin kanunlaşması halinde ortaya çıkacak sorunların yaratacağı tarihi sorumluluğu paylaşmayacaktır” denildi.
Aysel ALP YAZIYOR
Türk-iş neye kızdı?
- Sadece işkolu düzeyinde sendikalaşmaya izin verilip; işyeri ve meslek esasına dayalı sendikalaşmanın yasaklanması sonucu sendikalaşma serbestisinin sınırlandığı,
- Sendikaların toplu sözleşme yapma haklarının Konfederasyona üye olma koşuluna bağlanarak engellendiği,
- İşyeri ve İşletme düzeyinde toplu sözleşme yapma hakkına getirilen barajlar yüzünden bu hakkın kullanımının olanaksız hale getirildiği,
- Yetkili sendikanın belirlenme görev ve yetkisinin Bakanlığa verilmesi suretiyle sendikalar üzerinde idari vesayet kurulduğu,
- Grev hakkının kullanımını zorlaştıran prosedürün sadeleştirilmediği,
- Barışçı çözüm yollarının verimsiz ve sonuçsuz uygulamalarına çözüm getirmediği,
- İşkolu sayısının belirlenmesinde uluslararası ölçülere ve ülke gerçeklerine uygun düzenleme yapılmadığı,
- Sendikaların iç işleyişlerini serbestçe belirleme hakkına ciddi boyutta sınırlamalar getirdiği,
- Güvenceyi sağlayıcı düzenlemeler içermediği için örgütlenme hakkını sınırlandıran engellerin kaldırılamadığı,
-12 Eylül rejiminin getirdiği yasakçı sistemi ortadan kaldıramadığı için reform sayılamaz. Sadece makyaj niteliğindedir. Tasarı bu hali ile ILO sözleşmeleri ve tavsiye kararlarına ve de AB normlarına uygun değildir.