Türkiye Gelir Grubunda Sınıf Atladı"
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin küresel kriz, Avrupa borç krizi, Ortadoğu'daki kaos, Türkiye'de yaşanan birçok iç şok, hatta darbe girişimine rağmen iyi bir performans gösterdiğini belirterek, "Türkiye, 2000'li yılların başında yapılan yapısal reformlar sayesinde orta...
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin küresel kriz, Avrupa borç krizi, Ortadoğu'daki kaos, Türkiye'de yaşanan birçok iç şok, hatta darbe girişimine rağmen iyi bir performans gösterdiğini belirterek, "Türkiye, 2000'li yılların başında yapılan yapısal reformlar sayesinde orta alt gelir grubundan, orta üst gelir grubuna çıktı." dedi.
Şimşek, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'nün de katıldığı, 4. Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir firmanın ev ve kişisel bakım ürünleri üretimi yapacak fabrikasının açılış töreninde, yaşanan sıkıntılara rağmen, güçlü şekilde yapısal reformlarla iş ortamını ve yatırım iklimini daha da iyileştireceklerini ifade etti. Şimşek, küresel ekonominin toparlandığını, 8 yıldır ilk defa küresel ekonomiye ilişkin, büyümeye ilişkin beklentilerin olumlu olduğunu vurguladı.
İlk defa aşağı yönlü tahminlerde bir revizyon olmadığını aktaran Şimşek, "Küresel ticarette de toparlanma var. Bunların hepsi iyi haber. Her ne kadar gerek Ortadoğu ve Asya'da birtakım jeopolitik gerginlikler olsa da genel anlamda daha iyimser bir hava var. Beklentiler biraz daha olumluya dönmüş durumda." dedi.
"Türkiye geriye gitmiyor, tam aksine çok güçlü şekilde önüne bakıyor"
Türkiye'nin son yıllarda çok ciddi sıkıntılar, iç ve dış şoklarla karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Şimşek, Türkiye ekonomisinin bütün bunlara büyük direnç gösterdiğini bildirdi.
Şimşek, şunları kaydetti:
"Küresel kriz, Avrupa borç krizi, Ortadoğu'daki kaos, Türkiye'de yaşanan birçok iç şok, hatta darbe girişimine rağmen Türkiye ekonomisi iyi bir performans gösterdi. 2002 yılında hükümetiz başa geldi. 2002-2016 döneminde yüzde 5,7 gibi gerçekten çok güçlü bir büyüme performansı gösterdi. Ondan önce 1923-2002 döneminde yüzde 4,5 gibi yine iyi bir büyüme oranımız var ama bütün bu şoklara rağmen yüzde 5,7'lik büyüme oldukça iyi. Hatta küresel kriz sonrası döneme bakarsak yüzde 6,7 gibi çok daha güçlü bir büyüme söz konusu."
"Türkiye her şeye rağmen iyi bir performans ortaya koydu"
Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini aktaran Şimşek, şöyle devam etti:
"2000'li yılların başında Türkiye ekonomisini reel olarak 100'e eşitlerseniz, bugün Türkiye ekonomisi 215'e ulaşmış durumda. Aynı dönemde dünya ekonomisine veya gelişmekte olan ülkelere baktığınız zaman, Türkiye'nin iyi bir performans gösterdiğini söyleyebilirim. Dünya ekonomisi 100'den 181'e, Avrupa Birliği 100'den 126'ya, gelişmekte olan ülkeler Hindistan hariç 100'den 193'e çıkmış. Türkiye 100'den 215'e çıkmış. Türkiye'nin algısı dışarıda yeterince olumlu değil. Türkiye'nin yanı başında meydana gelen, özellikle jeopolitik gerginliklerin mutlaka bunda katkı payı var. Türkiye'deki son yıllardaki gelişmelerin, şokların katkısı var ama şunu net olarak ifade edeyim; Türkiye her şeye rağmen iyi bir performans ortaya koydu. En kötüsü geride kaldı. Türkiye, 2000'li yılların başında yapılan yapısal reformlar sayesinde hakikaten orta alt gelir grubu olmaktan, orta üst gelir grubuna çıktı. Türkiye sınıf atladı. Tekrar, çok kapsamlı mikro ve makro düzeyde çok önemli reformaların yapılacağı dönemin arifesinde, başındayız."
Çok önemli bir anayasa reformunu nisan ayında gerçekleştirdiklerini dile getiren Şimşek, Türkiye'nin sadece hükümet sistemi değişikliğine gittiğini bildirdi.
Şimşek, Türkiye'nin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmaya devam edeceğine, demokrasisini daha da güçlendireceğine işaret ederek, "Yaptığımız tek şey 94 yılda 65 hükümet çıkartan bir parlementer yönetim sistemi yerine, çok daha istikrarlı ve güçlü reformcu hükümetlerin gelmesinin önüne açmak. Bundan sonra 5 yılda bir seçim yapılacak. Cumhurbaşkanı, devlet başkanı doğrudan doğruya halk tarafından seçilecek, hükümetini kuracak. Meclis çok güçlü şekilde çalışmaya, yasamanın tekeli olmaya, denetimin merkezi olmaya devam edecek. Bu konudaki algılar ve yargılar da maalesef yanlış. Dolayısıyla Türkiye geriye gitmiyor, tam aksine çok güçlü şekilde önüne bakıyor."
"Türkiye'ye ilişkin algı ve gerçeklik arasında büyük bir fark var"
Türkiye'nin demokrasisini de hukuk yapısını da çok daha güçlendireceğini belirten Şimşek, yapılan tek şeyin istikrarın kalıcı bir hale getirilerek, Türkiye'ye kazandırılması olduğunu söyledi.
Türkiyeye ilişkin algı ve gerçeklik arasında büyük bir fark olduğuna vurgu yapan Şimşek, "Reform yaparak, rasyonel ve sağlıklı politikalar uygulayarak, Türkiye'nin realitesini iyileştireceğiz. Algı ile gerçeklik arasındaki farkı da azaltacağız." dedi.
Rekabetin artık ülkeler arasında değil, metropol iller arasında yaşandığına dikkati çeken Şimşek, yerel yönetimdeki güçlü ekip ruhunun yatırım çekmede önemli olduğunu vurguladı.
Şimşek, yatırımcıların önünü açmak için sürekli çalışma yapılması gerektiğini belirterek, "Ülke olarak 'yatırım iklimini nasıl iyileştiririz?' onun çalışmalarını yapıyoruz. Türkiye, işleyen bir piyasa ekonomisine sahip. Üretim paketi dediğimiz üretim reform paketi, önemli bir reform. Organize sanayi bölgelerine iş yapan firmalarımızın önünü açacak. Hakikaten mali yüklerimizi aşağı çekecek, önünüzü açacak ve iş yapmayı kolaylaştıracak çok önemli bir reform paketidir." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye ancak ve ancak performansa dayalı bir kültürle yüksek gelirli ülkeler grubu arasına girer"
Türkiye'nin beşeri sermayeye, Ar-Ge'ye, girişimciliğe, ekosistemini güçlendirmeye ve alt yapıya önem verdiğini aktaran Şimşek, şöyle devam etti:
"2000'li yıllarda Türkiye'de 25 yaş üstü nüfusun toplam okulda geçirdiği ortalama süre 5,5 yıldı. Bugün Hükümetimiz zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarttı. Eğitime erişimi inanılmaz düzeyde artırdı. Şimdi okul öncesi eğitimi de 2019 itibarıyla zorunlu hale getiriyoruz. Bugün eğitim sisteminde 15-16 yıl eğitim görecekler. Küresel yatırımcıların Türkiye'ye inanması için en önemli sebeplerin başında eğitim geliyor. Ülke olarak insana yatırım yapmaya devam edeceğiz. Vergi gelirinin yüzde 24'ünü eğitime harcıyoruz. Ar-Ge, inovasyon, ekosistemine yönelik çok adım attık. 100 dolarlık Ar-Ge yapan firmaya 225 dolara kadar destek veriliyor. Çalışana ve Ar-Geye güçlü destekler veriyoruz. Bir an önce önemli sanayi merkezlerini, hızlı tren ağlarıyla limanlara bağlamamız lazım. İnanıyorum ki devam eden projelerle bağlantılar sağlanacak. Türkiye alt yapı açısından çok gerideydi. Son 15 yıl içerisinde alt yapı yatırımlarında inanılmaz bir çaba içerisine girdi ve büyük bir başarı sağladı. Çok şeritli yol 6 bin kilometreydi şimdi neredeyse 25 bin kilometreye çıktı."
Cumhuriyet tarihinde yapılanların 3-4 katını yaptıklarını anlatan Şimşek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Aynı şekilde dünyada yüksek hızlı demiryolu ağı ören 8 ülkeden bir tanesiyiz. Havalanı sayımız da son 15 yılda 2 kattan daha fazla arttı. Limanlarımızı özelleştiriyoruz ve çok daha etkin şekilde çalıştırıyoruz. Bunlar, verimlilik, kalkınma ve yatırım için son derece önemli ve yapmaya da devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde daha çok reform yapacağız. Yargıyı hızlandıracağız, eğitimin kalitesini artıracağız. İş ortamını iyileştireceğiz. Bunların hepsi bizim için olmazsa olmazdır. Kamu maliyesinde de reform yapacağız. Vergi mevzuatını basitleştireceğiz, daha öngörülebilir hale getireceğiz. Mükellef haklarını daha güçlü şekilde koruyacağız. Bunların hepsi bizim için önemli alanlar. Kamu personel rejiminde de kamu idari reformunu yapmamız lazım. Türkiye ancak ve ancak performansa dayalı bir kültürle yüksek gelirli ülkeler grubu arasına girer."
Hükümetin reform çalışmaları sürüyor
Daha sonra söz alan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de hükümetin reform çalışmalarına devam ettiğini söyledi.
Bugüne kadar Türkiye'de kanun hükmünde kararnameyle yürütülen patent faaliyetlerinin bir kanunla tek bir kitap halinde toplandığını belirten Özlü, Avrupa Birliği standartlarında Patent Yasası'nın olduğunu, yasanın, yabancı ve yerli üreticilerin hukuki haklarını koruduğunu, yatırımcıların önünün açık, hukuki haklarının koruma altında olduğunu dile getirdi.
Teknolojik üretim yönetiminde köklü bir değişiklik öngören TÜBİTAK Yasası'nın Bakanlar Kurulu'ndan geçtiğine işaret eden Özlü, şöyle konuştu:
"Türkiye'de araştırma, değiştirme faaliyetleri, teknolojik üretim faaliyetleri gibi belirli strateji alanlarında kapsamlı ve köklü bir reform önümüzdeki günlerde Mecliste yasalaşacak. Üretim ve reform paketi için sanayici ve iş adamları sivil toplum kuruluşlarıyla çok defalar görüşüp konuştuk. 700'den fazla görüş geldi. Bunları kontrol edip, değerlendirerek paketi nihayetlendirdik. Bugün yarın Meclise sevk edeceğiz. Sanayiciyi, üretiyici ilgilendiren, maddi olarak küçük, etkisi büyük hükümler var bu pakette. Türkiye'de üreticinin desteklenmesi, sanayinin geliştirilmesi noktasında 72 maddeden oluşan çok önemli dönüşüm maddeleri içeriyor. Bunu da hayata geçireceğiz. Piyasa gözetim ve denetimiyle ilgili bir çalışmamız var. Piyasada çok sayıda ürün alıcı ve satıcısı var. Bunların denetimi noktasında çalışmamız var. Yıl sonuna doğru Meclise sevk edeceğiz. Kapsamlı dönüşüm öngörüyoruz. Türkiye'de 6 sivil toplum kuruluşunu bir araya getirdik. Kapsamlı çalışma yürütülüyor. Gelecek yıl Bakanlık bütçesine bununla ilgili bir fon ayıracağız."
Özlü, Ar-Ge merkezleri kurulduğunu ve kurmaya teşvik ettiklerini, yabancı yatırımcıların da Ar-Ge merkezleri kurmalarını istediklerini kaydetti.
Programa, Konya Valisi Yakup Canbolat, AK Parti Konya milletvekilleri Ziya Altunyaldız, Muhammet Uğur Kaleli, Mehmet Babaoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, şirketin yöneticileri, oda başkanları ile çok sayıda kişi katıldı.