Türkiye İran İş Forumu
sayıdaki organizasyonla iletişim halinde"
Halkbank Dış İşlemler Daire Başkanı Hakan Aydoğan, Halkbank'ın İran'a uluslararası arenada uygulanan yaptırımları takip eden çok sayıdaki organizasyonla iletişim halinde olduğunu belirterek, "Görüştüğümüz tarafların çok sayıda talepleriyle karşılaşıyoruz. Biz banka olarak bu talepleri optimize etmek zorundayız. En azından mevcut olan, açık olan kanalın isabetli bir şekilde işleyebilmesi için tüm taleplerin optimize edilmesi, herkesin faydasının maksimum olduğu bir noktada buluşturulması temel amacımızdır" dedi.
Aydoğan, Dış Ekonomik İlişkileri Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen Türkiye- İran İş Forumu kapsamında gerçekleştirilen "Türkiye- İran Ticari İlişkileri ve Ticaretin Finansmanı" konulu panelde yaptığı konuşmada, Halkbank'ın 30 yıldır İran'da özel temsilciliği bulunduğunu hatırlatarak, "Bizler rakiplerimize oranla bu tecrübe ve birikimi kullanarak daha hızlı iletişim kurabiliyoruz" dedi.
Aydoğan, "Normalde finansal kuruluşlar üzerindeki yaptırımlar, İran'la yaptırımlar çerçevesindeki meşru ticaretin finansal hareketlerine herhangi bir engel oluşturmamaktadır. Fakat övünerek belirtmek isterim ki sadece Halkbank bu işlemlere aracılık etmeye devam etmektedir" diye konuştu.
Nükleer programı nedeniyle uluslararası arenada İran'a uygulanan yaptırımların gevşetilmesi yönünde niyetlerin sunulduğu Cenevre görüşmelerini yakından takip ettiklerini anlatan Aydoğan, şunları kaydetti:
"Cenevre görüşmeleri henüz sadece bir niyet bildirimi düzeyinde. Bu görüşmelerin tarafı olan ülkelerden, özellikle yaptırımları en ağır şekilde uygulamakta olan ABD'den halen Cenevre'de açıklanan hareket planına referans gösterebilecek yeni bir eylem gerçekleşmedi. Somutlaştırmak gerekirse, otomotiv sektörü, kıymetli maden ticareti, petro-kimya ticareti gibi alanlarda yaptırımlar henüz resmi olarak kaldırılmadı. Üzülerek söylüyorum ki ortada henüz resmi bir şey yok. Mesafe alınmasına karşın, olumlu gelişmelere karşın, henüz resmi bir gelişme yok. Finansal hizmetlere yönelik yaptırımlar gevşetildiği anda Halkbank olarak müşterilerimize her türlü hizmeti vermek, ürün yelpazemizi artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
"(Son düzenlemeyle) İki ülke arasındaki ticari denge Türkiye aleyhine gelişti"
Hakan Aydoğan, iki ülke ticaretinde son dönemde yaşananlar nedeniyle finansman temini için Halkbank'ın yeni uygulamalara gittiğini söyledi.
Temmuzda alınan kararlarla otomotiv ticareti ve kıymetli maden ticaretinin yasaklanmasıyla birlikte, Türk firmalarının İran'a satabileceği ürünlerin ve bu ürünlerin hacimlerinin son derece sınırlandırıldığını anımsatan Aydoğan, iki ülke arasındaki ticari dengenin Türkiye aleyhine geliştiğini dile getirdi.
Bunu önlemek adına, Türk firmalarının işin içine girebilmesini teminen transit ticaret de olsa, ürünün Türkiye gümrüğüne girip girmemesinden bağımsız olarak faturaların içerisine Türkiye'de yerleşik bir firmanın girmesi zorunluluğunu getirdiklerini vurgulayan Aydoğan, "Türk ortaklı firma ile Türkiye'de yerleşik firma arasında da ciddi bir fark var. Biz bu firmaların ortağının İranlı, Türk, Azeri farketmeksizin, milletine bakmaksızın sadece Türkiye'de bir vergi kimlik numarası bulunmasını öngördük. Amacımızın da Türkiye'de katma değer yaratılması, Türkiye İran arasındaki ticarete bir katkıda bulunmak" ifadelerini kullandı.
Halkbank'ın başta ABD olmak üzere yaptırımları takip eden çok sayıdaki organizasyonla iletişim halinde olduğunu anlatan Aydoğan, "Görüştüğümüz tarafların çok sayıda talebiyle karşılaşıyoruz. Biz banka olarak bu talepleri optimize etmek zorundayız. En azından mevcut olan, açık olan kanalın isabetli bir şekilde işleyebilmesi için tüm tarafların taleplerin optimize edilmesi, herkesin faydasının maksimum olduğu bir noktada buluşturulması temel amacımızdır" diye konuştu.
Aydoğan, uluslararası yaptırımlar çerçevesinde İran bağlantılı firmaların, İran kökenli vatandaşların dolar üzerinden işlem yapması yasaklandığı için dolar hesabı açamadıklarını söyledi.
Halkbank'ın uluslararası mevzuata uymak zorunda olduğunu aktaran Aydoğan, bu kapsamda çalışmayı reddettikleri firmalar olduğunu kaydetti.
Yaptırım kapsamında olmayan sektörler ve kişilerin İran ile ticaretine aracılık ettiklerini kaydeden Aydoğan, Cenevre görüşmelerinde sivil havacılık ile ilgili yaptırımlarda bir gevşemenin gündemde olduğunu, bu resmiyet kazandığı andan itibaren mutluluk duyacaklarını dile getirdi.
Aydoğan, ilaç bedellerinin transferi ile ilgili Halbank'ın aracılık etmeye devam ettiğini vurguladı.
"İran dünyada saptanmış doğalgaz rezervinin yüzde 18'ine sahip"
Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Uzmanı Hakkı Barutçu ise Türkiye ve İran'ın 454 kilometrelik sınıra sahip iki komşu ülke olduğunu belirterek, ülkelerin ortak bir geçmişe, ortak kültüre sahip olduğunu ve bu ortak paydanın iki ülkeyi ekonomik ilişkiler anlamında da birbirine yakınlaştırdığını anlattı.
Barutçu, 2012 verileri itibariyle iki ülkenin 1,2 trilyon dolarlık GSYH üreten iki büyük ekonomi olarak ortaya çıktığını, iki ülkenin toplam nüfusunun yaklaşık olarak 155 milyona ulaştığını belirterek pazar büyüklüğüne işaret etti.
Bunun yanı sıra Türkiye ve İran ekonomilerinin birbirini bütünlediğini ifade eden Barutçu, şunları kaydetti:
"2013 verilerine göre İran dünyada saptanmış doğalgaz rezervinin yüzde 18'ine sahip ve ilk sırada yer alıyor. Petrol açısından baktığımızda ise ispat edilen petrol rezervlerinin yüzde 9,7'sine sahip ve 4. sırada yer alıyor. Türkiye ise uluslararası ekonomiyle entegrasyonunu tamamlamış sanayi altyapısına sahip ve enerji ihtiyacı olan bir ülke. Dolayısıyla iki ülkenin birbirini tamamlayan nitelikleri ön plana çıkıyor. Bu çerçevedeki ticari ilişkilerimize baktığımızda 2015 yılında Türkiye ve İran arasındaki ticaret hacminin 30 milyar dolar seviyesine çıkartılması hedeflenmekte. 2012'de yakalanan 22 milyar dolar ticaret hacmi bu hedefi tutturabileceğimizi gösteriyor."
"Tercihli ticaret konusunda anlaşmalar yakındır"
İran Sanayi Maden ve Ticaret Bakanlığı Uzmanı Mohamad Jafar Ozmaei de pek çok Türk yatırımcının İran'da faaliyet gösterdiğini söyledi.
Bu yatırımcılardan çoğunun İran'da çok önemli ve başarılı sanayiciler arasında yer aldığını belirten Ozmaei, "Türkiye ile olan iş birliği İran için çok önemli. Biz artık özel sektöre de ağırlık veriyoruz. Türkiye ile sanayi ve maden konusunda iş birliğine çok büyük önem veriyoruz. Özel sektör özel dernekler, bunlara da çok büyük iş düşüyor. İki ülke arasında irtibatlar bu şekilde gelişecektir. Tercihli tarifeler de iki ülke arasında gelişmeli. Türk ve İranlı katılımcılara da bu konuda çok büyük iş düşüyor" ifadelerini kullandı.
İran İslam Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Faraz Chamani ise Türkiye'nin İran için özel sektör açısından çok önemli bir ülke olduğunu belirterek, "İrana karşı olan haksız yaptırımlar konusu olduğu halde 10 ayda Türkiye ile olan ticaret 12 milyar dolara kadar ulaştı. Yıl sonuna kadar 15 milyar dolara geleceğini umuyoruz. Bu, İran ile Türkiye arasındaki geniş çalışma çapı isteğini gösteriyor. Bu, iki ülke ticaret camiası için çok önemlidir" diye konuştu.
Chamani, İran piyasasının çok geniş ve büyük bir piyasa olduğunu belirterek, Halkbank'ın İran aracılığıyla bölgedeki diğer ülkelere de ulaşabileceğini ve İran'ın doğal madenleri de Türk tüccarların faaliyetlerini de geliştirebileceğini söyledi.
Sadece para transferi değil başka sorunların da bulunduğunu anlatan Chamani, "Bizim çoğu Türk tüccarımız İran'da veya İranlı tüccarların Türkiye'de böyle bir sorunu var. Yabancı oldukları için hesap açamıyorlar, işlem, para transeferi yapamıyorlar. Bu sorunun çözülmesi gerek. Gümrük açısından ise biz kendi tarafımızdan adım atıyoruz. Tercihli ticaret konusunda anlaşmalar yakındır. Önümüzdeki yılda tercihli ticaret anlaşmaları tamamen serbest bırakılacak" dedi.
Cahamani, ticareti her iki ülkede özel sektörlerde de geliştirmek için lobiler oluşturmak gerektiğini sözlerine ekledi. - İstanbul