Tüsiad Başkanı Yalçındağ'dan "Kayıt Dışı ve Kadın Kotası" Eleştirisi
Tüsiad Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Meclis Koridorlarında "Aman Kayıt Dışı Ekonomiye Dokunmayalım, O Zaman Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Bir Çöküş Yaşanır" Söylemlerinin Doğru Olmadığını Belirtirken, Kadınların Siyasete Katılımında Siyasi Parti Liderlerinin Yüzde 30 Kota Uygulamasını Kabul Etmemesini de Eleştirdi.
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Meclis koridorlarında "Aman kayıt dışı ekonomiye dokunmayalım, o zaman küçük ve orta ölçekli işletmelerde bir çöküş yaşanır" söylemlerinin doğru olmadığını belirtirken, kadınların siyasete katılımında siyasi parti liderlerinin yüzde 30 kota uygulamasını kabul etmemesini de eleştirdi.
Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ESİAD) ev sahipliğinde düzenlenen "İş dünyasında kadın" temalı TÜRKONFED 11. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'nde konuşan TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, bazı konuların çok az tartışıldığını, bazılarının ise çok tartışılmasına rağmen hiçbir aksiyon planı oluşturulamadığını ve aktif bir çözüm arayışına girilemediğini ifade etti. Yalçındağ, önümüzdeki dönemde KOBİ'lerin geliştirilmesi için benimsenecek stratejilerin önemli olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'deki
işletmelerin hizmet sektörü de bunun içinde dahil, yüzde 99.8'i KOBİ. Yine KOBİ'ler Türkiye'deki toplam istihdamın yüzde77'sini meydana getiriyor. Ama bununla beraber KOBİ'nin toplam yatırımlar içindeki payı yüzde 38. Toplam katma değerde ise yüzde 27. KOBİ'lerin ihracattaki payı yüzde 10, bankalardan aldıkları kredilerdeki payı ise yüzde 5. Bunlar KOBİ'lerin ekonomimizin çok büyük bir bölümünü oluşturmasına rağmen katma değer meydana getiremediğini gösteriyor. Daha da ötesi katma değeri oluşturmak için
finansal piyasalardan da yararlanamadığını gösteriyor. Türkiye'de üzerinde uzlaşılmış tek bir KOBİ tarifi yok. Oysa bir strateji benimsemek için ayrıca küresel kurumlardan KOBİ'lerin bir şekilde faydalanabilmesi için bizim ortak bir tanıma ihtiyacımız var. Maalesef, bununla ilgili bir ortak tanım oluşturamamış durumdayız" diye konuştu.
"POLİTİKACILAR, KOBİ'LER İÇİN YOL HARİTASI ÇİZMELİ"
Türkiye'nin hızlı ve dengeli büyüyebilmesi, bu konuda KOBİ'lerin geliştirilmesi için stratejiler hazırlamak hususunda politikacıların bir yol haritası çizmesi gerektiğini dile getiren TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, şunları söyledi:
"Bir başka önemli konu da yine Türkiye'nin hızlı ve dengeli gelişmesinde bölgelerarası eşitsizlik. Burada iki faktör önümüze çıkıyor. Birincisi bölgelerin gelişmesi için sektör çeşitliliği çok önemli. Ayrıca, yine bölgeler kendi kaynaklarını iyi benimserler ve bunlara uygun sektörlerde uzmanlaşırlarsa, bu da onlara büyük bir rekabet avantajı sağlıyor. Aslında küreselleşen dünya ekonomisinde yerel ekonomiler gittikçe önem kazanıyor. Esnek bir yapıya sahip olan ve uyum kabiliyetleri de yüksek olan
KOBİ'lerin küreselleşen dünyada küçük ve orta ölçekli yerleşim birimlerinin de önemi artıyor. Bunun farkına varırsak, bir avantaja çevirebiliriz diye düşünüyoruz."
"KAYIT İÇİ EKONOMİ CESARETLENDİRİLMELİ"
Arzuhan Doğan Yalçındağ, rekabetçilik ve yüksek büyüme hızının önündeki büyük bir engelin kayıt dışı ekonomi olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ekonominin belli bir bölümünün devletin kontrolünde, kamunun idaresinde olmaması, Türkiye'nin bir hukuk devleti olmasının önünde bir engel teşkil ediyor. Ayrıca, ekonominin etik bir tabana oturmasına da kayıt dışının çok negatif bir etkisi var. Oysa şöyle bir ortam karşımıza çıkıyor. 10 yıl içinde kademeli olarak kayıt dışıyla mücadele edebilirsek, Türkiye vergi gelirinde 100 milyon euroluk bir kazanç elde edebiliyor. Kayıt dışıyla mücadelede üçlü kontrol mekanizmalarının, caydırıcı cezaların önemli
olduğunu biliyoruz. Bizce bundan daha da önemlisi kayıt içi ekonominin cesaretlendirilmesidir. Bir toplumsal uzlaşma sağlanırsa, bunda zaman içinde kayıt dışının çok azalacağı yüzde 100. Kaldı ki, burada özellikle KOBİ'ler için çok önemli bir nokta var. Finansal piyasalardan beslenememenin sebeplerinden biri de, bu. Çünkü, makro sektörümüz küresel bankacılık sistemiyle çok entegre bir durumda. Bankalardan kredi kullanabilmek, finansal piyasalardan faydalanabilmek için kayıtlı ekonomiye geçmemiz, aslında bir
anlamda kurumsallaşmamız gerekiyor. Tabii burada iktidar partimize iş düşüyor. Başbakanımız, ekonomi koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcımız, kayıt dışı ekonominin çok önemli olduğunu, iş dünyasıyla el ele burada bir ilerleme kaydedilebileceğini söylese de, biz yine de Meclis koridorlarında 'Aman kayıt dışı ekonomiye dokunmayalım, o zaman küçük ve orta ölçekli işletmelerde bir çöküş yaşanır' söylemlerini de biliyoruz. Bu söylem doğru değil. Sürdürülebilir büyüme, küçük ve orta ölçekli işletmelerin
gelişebilmesi için kayıt içine dahil olmaları çok önemli."
"TÜRK KADINININ HALEN YÜZDE 20'SİNİN OKUMA-YAZMA BİLMEMESİ KABUL EDİLEMEZ"
Ülke kalkınmasının bir başka önemli unsurunun da eğitim olduğunu söyleyen TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, "Kadının hem ekonomik hem sosyal hayata katılımı bugün ülkemizde daha fazla tartışılıyorsa, bir parça iyileşme varsa, burada sivil toplum örgütlerinin bu konuya eğilmesi ve Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecimiz ve onların siyasiler üzerinde yaptığı baskı öncü rol oynadı. Türkiye, gerek birçok uluslararası anlaşmaya imza atmasına, hukuksal düzenlemelerin de yapılmasına rağmen bu konuda hiç olumlu bir
tablo sergilemiyor. Türkiye'de halen kadınlarımızın yüzde 20'si okuma-yazma bilmiyor. Bu kabul edilebilir bir nokta değil. Türkiye kadar iddialı, potansiyele sahip bir ülkede toplumun yarısını iş dünyasından, ekonomiden, sosyal hayattan, eğitimden her şeyin gerisinde tutarak nasıl bir sosyal, ekonomik ilerleme düşünüyoruz? Bu, akıl alacak bir şey değil. Eğitimden geri kalan kadın, hayata fırsat eşitsizliği olarak başladığı için zaten ondan iş dünyasında iş gücüne etkin katılımını beklemek çok mantıklı
olmuyor" dedi.
"TÜRK KADINININ VAHİM TABLOSU"
Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türk geleneksel aile yapısının birçok yerde avantajlarının yaşandığını anlatarak, "Ancak, bunun getirdiği bir dezavantaj var. Tabii, buna sosyal kurumların olmaması da etki yapıyor. Kadınlar, genellikle evde çocuk ve yaşlı bakıyor. Hayattan ellerini çekerek eve kapanıyorlar. Sadece tüketiyorlar, üretmiyorlar. Bu vahim tablo karşısında asıl acı olan, derin bir isteksizlikle karşı karşıya olmamızdır. Bugünkü hükümetimiz iktidara gelirken, kadınlarımızın büyük emeği geçti. Hepimiz
biliyoruz, kadınlarımız mahalle çalışmalarında bulundu. Ancak, şimdi onlara gereken vefa gösteriliyor mu? Emin değilim. Evet, siyasette kadının katılımı yüzde 4 iken, iki katına yüzde 8'e çıktı. Ama halen belli bir eşit noktasına gelinemedi. Ve burada ne zaman pozitif ayrımcılık, kota sistemini gündeme getirsek, büyük bir infialle karşılaşıyoruz. Oysa, dünyadaki bütün örnekler kadının siyasete katılımında yüzde 30 olarak eşit oranı öngörüyor. Biz kotanın ya da pozitif ayrımcılığın siyasette ebediyen
uygulanmasını savunmuyoruz. Ama belli bir eşit oranına gelene kadar bunu kabul ederlerse ve aslında kanunlaşırsa, siyasi liderlerin de işi kolaylaşacaktır diye düşünüyoruz. Bunu kabul edip, belli bir sürede kadının siyasetteki katılımını mutlaka arttırmamız lazım. Sadece Meclis'teki oranını değil, yerel yönetimlerde etkin katılımını arttırmamız gerektiği görüşündeyiz" şeklinde konuştu.
Diyarbakır İş Geliştirme Merkezi Müdürü Nilüfer Baran, konuşmasının ardından TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'a ipek şal hediye etti. Zirvenin açılışında Yalçındağ'ın yanı sıra ESİAD Başkanı Onur Sürmeli, TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşe Sosyal, MEDİSA Yönetim Kurulu Başkanı, DEMSA Yönetim Kurulu Başkan Vekili Demet Sabancı Çetindoğan da birer konuşma yaptı.
Türkiye'nin dört bir yanındaki sanayici ve işadamlarının buluştuğu zirve, TÜRKONED ve KAGİDER tarafından kadın girişimciliğini arttırmak için ortaklaşa yürütülen "WE-Mentor" projesinin tanıtımının KAGİDER Genel Sekreteri Zeynep Karadaş tarafından yapılmasıyla sona erdi.
(OÖ-MŞ-CC-E)