Uludağ Ekonomi Zirvesi Başladı (7)
GARANTA BANKASI GENEL MÜDÜRÜ.
Uludağ EKONOMİ ZİRVESİ BAŞLADI (7)
GARANTA BANKASI GENEL MÜDÜRÜ: KAR MARJLARIMIZ DARALIYOR
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin öğleden sonraki bölümünde 'Yeni bankacılık paradigma değişiyor' konulu oturum gerçekleştirildi. Terradata sponsorluğunda gerçekleşen oturumun moderatörlüğünü Accenture Türkiye Finans Sektörü Lideri ve Ortağı Dilnişin Bayel yaptı. Oturumda konuşan Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, bankacılık sektörünün bugün 180 milyar TL özkaynağa sahip olduğunu söyledi. Sektörde, çok önemli oranda sermayenin bulunduğunu ifade eden Özen, sermaye yeterlilik oranı ne kadar var, ne kadar kredi verilebileceğine bakıldığında dünyada bir ya da ikinci sırada olduğunu söyledi. Kar marjlarının ciddi şekilde daralmaya başladığını dile getiren Özen, "Maliyetli çalıştığımızı düşünüyorum. Türk bankacılık sektörü olarak, Merkez Bankası sektör için geleceğe yönelik kredi büyüme politikası oluşturdu. Bu bağlamda Merkez Bankası cari açıkla meşgul olduğunu düşündüğü gayrisafi yurt içi hasıla her yıl yüzde 7,5 sabit tutacağını açıkladı" diye konuştu.
"BANKACILIK SEKTÖRÜN ÖNÜNDE CİDDİ FIRSATLAR VAR"
Büyüme oranlarına bakıldığında Türkiye'nin yüzde 10 büyüme oranının çok muazzam olduğunu ifade eden Özen, "Bankacılık sisteminin endişelenecek bir tarafının olmadığını düşünüyorum. Sektörün önündeki fırsatlar bitmemiştir. Sektörün önünde çok önemli fırsatlar var. Merkez Bankası, BDDK ile birlikte sektörün önüne finansal istikrar farkındalığını gündemimize sokmuştur. Ekonomik büyümenin dengeli ve sürdürülebilir bir patikaya oturması yani iç ve dış talebin dengeli olması ve bunun sürdürülebilir olması Türk Bankacılık Sektörü'nün kırılganlığını azaltıyor" dedi.
"NOT ARTTIRIMI ÇOK ÖNEMLİ"
Yeni gelişmelerin ilk meyvesinin alınmaya başladığını dile getiren Özen, yatırım yapılabilir seviyesinin artmasının mutluluk verici olduğunu kaydetti. Özen, "Geçen sene Fitch'ten yatırım yapılabilir seviye geldik. Moodys bu sene içerisinde artıracak gibi görünüyor. Moodys önemli olacak. 3B notu verecek. Hem Fitch, hem Moodys not almak çok önemli olacak. Ne olacak? Biz bankalar olarak uzun vadeli fonlamalar daha fazla ulaşabileceğiz. Likiditeyi iyi yöneteceğiz. Bu not arttırımı bankacılık sistemine çok yarıyor. Güney Afrika, Hindistan, Brezilya'da bu görülmüş. Çok net şekilde. Bankacılık sektörü kredi aktiflerini artırabiliyor. Türk bankaları olarak 'Ne yapacağız bu fonları?' diye bakarsak, faizleri daha iyi yöneteceğiz. Müşterilerimize vereceğiz. Reel sektöre, bireylere kullandıracağız. Reel sektör likiditesini güçlendirecek" diye konuştu.
"METREKARELERİ DÜŞÜRECEĞİZ, 15 BİN ŞUBEYE ULAŞACAĞIZ"
Önümüzdeki dönemde karlılığın artması için çalışmalarının olduğunu da dile getiren Özen, daha küçük metrekarelerde daha az operasyon, daha az elemanlı kurumlara geçmeleri gerektiğini kaydetti. Özen, şube açmaya devam edeceklerini belirterek, 2020 yılında 15 bin şubeye ulaşacaklarını vurguladı.
"2001'DE ÖZEL BANKALAR DEVLETE YÜK OLMAMIŞTIR"
Türk Bankacılık Sistemi'nin 2001'de bütün bankacılık sisteminin batmadığını da sözlerine ekleyen Özen, "Devlet bize para koydu diye bir şey yok. Devlet bir tane kamu bankası almıştır. Özel sektör bankaları olarak vergi ödeyen vatandaşa yük olmamıştır" dedi.
DENİZBANK GENEL MÜDÜRÜ ATEŞ: KURUMSAL İLETİŞİM ÖNEMLİ
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ise bankalarda kurumsal iletişimin önemine değindi. Avrupa'da bir kriz yaşandığını belirten Ateş, İrlanda'dan başlayan sıkıntıların İzlanda'ya dayandığını kaydetti. 2008'den bu yana Güney Kıbrıs'ta sıkıntı ile karşılaştığını ifade eden Ateş, "Burada liderlik yönetim ve kurumsal yönetimi sorununun açığa çıktığını görüyoruz. Sürdürülebilir büyüme ve karlılık için kurumsal iletişim önemli. Sorumluluk, eşitlik, şeffaflık, hesap verilebilirlik önemli diyoruz" diye konuştu.
İNTERNET BANKACILIK GELİŞMEDEN MOBİL BANKACILIĞA GEÇTİK
ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay ise Türkiye nüfusunun yüzde 60'ının gençlerden oluştuğuna dikkat çekerek, "Yeni neslin kültürü de farklı. Yeni jenerasyon değişik bir jenerasyon. Yeni satılan cihazların yüzde 40 - 50'si akıllı cihazlardan oluşuyor. Bunlar yeni jenerasyonun vazgeçilmezi. Yeni nesil bankacılığa inanmamız lazım. Bunun sonuçlarını Türkiye'de görmeye başladık. 1,4 milyon mobil müşterisi var. Tüm bankalar ciddi yatırım yapıyoruz. Genellikle Batı Avrupa ve ABD'de de çoğunlukla internet bankacılığı, onu takiben mobil bankacılık gelişirken, bizde internet bankacılığı ile tanışmadan mobil bankacılık ile tanışan müşterimiz var. Sektör mobilin lehine doğru ilerliyor" dedi.
2001 KRİZİ İLE BANKACILIK SEKTÖRÜ MÜTHİŞ İTİBAR KAYBETTİ
Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Grup CEO'su Dr. Ömer A. Aras ise Türk Bankacılık Sistemi'nin 3 dönemden geçtiğini hatırlatarak, bunları kapalı, açılan ve kaybolmuş yıllar olarak sıraladı. 2001 krizinden sonra disiplin döneminin yaşandığını belirten Aras, "Bankacıların akıllarını başlarına topladığı focusladığı dönemi yaşadık. Bireysel bankacılık dediğimiz bankacılık 10 yıllık hadise. Bireysel bankacılık genel müdürünü ilk atayan kişiyim. Müşteri ilişkisini çok iyi anlamamız lazım. Buna göre kişileri yetiştirmemiz lazım. Sektörde en iyi varlığımız itibarımız. Maalesef 2001 krizi ile bankacılık müthiş itibar kaybetti. Sermaye almak için devlete döndü. Bir takım yardımlar geldi. Ciddi zararlar, vergi ödeyenler üzerine düştü. Şimdi aşağı yukarı aynı şeyler Avrupa'da oluyor. Fakat Türkiye'de bankacılık sektörü çok iyi gidiyor diyoruz. İtibar olarak pek beğenilmiyor. Hazır komisyon çok kar ediyor deniyor. Az popülist bakmamız gerekiyor. Sağlıklı bankacılık sektörü, büyüyen, istihdam yaratan ekonomi içini şart. Bunu iyi anlatmamız lazım. Sektörün kendini iyi ifade edemediğini düşünüyorum. İletişim ve bankacılık sektörünün iyi anlatılması gerekiyor" diye konuştu. - Bursa