Haberler

    Encased: A Sci-Fi Post-Apocalyptic RPG incelemesi

    Güncelleme:
    Abone Ol

    Bu haftaki konuğumuz Wasteland ve Fallout serilerinden kendisine bolca ilham almış olan Encased: A Sci-Fi Post-Apocalyptic RPG adlı oyun. Peki bu çok duyulmamış olan rp gizli kalmış bir cevher mi, yoksa duyulmamasında haklı bir neden var mı? Birlikte bakalım, son kararı da siz verin.

    İzometrik bir açıdan maceramıza başlayacağımız oyunun konusu şöyle; 1970'li yıllar. Alternatif bir evrendeyiz. Bütün dünya, oldukça yeni bulunmuş olan "Dome" denilen yeri konuşmaktadır. Dome, içinde bir çok büyülü eşyaya ev sahipliği yapan, anomliteler sahibi bir yerdir. Dünyanın dört bir yanından burayı incelemek için gelen maceracılar adeta birbirleriyle yarışırlar. Ama aslında Dome'a girmek o kadar da kolay değildir…

    Bu yıl, eylül ayında sevenleri ile buluşan Encased: A Sci-Fi Post-Apocalyptic RPG, öncelikle bizlere kendi karakterimizi yapma özgürlüğü veriyor. Aslında ilk falsosunu da veriyor diyebiliriz. Açık konuşmak gerekirse modeller, skin'ler ve yüz ayrıntıları hepsi olukça çirkin. Dakikalarca uğraşmama rağmen 3. sınıf bir aktörden daha iyisini yapamadım. "Umarım oyunun geri kalanına daha fazla kasılmıştır." dedim ve devam ettim. Bu sefer de bir renk çıkmazı ortaya çıktı.

    RENKLERİMİZ FARKLI OLSA DA HEPİMİZ KARDEŞİZ

    Karakter belirlenmesi eziyetinden sonra Dome'da yer alan 5 farklı renkten birini kendimize seçiyoruz. Oldukça derdini anlatan renkler seçilmiş. Örneğin "beyaz" renkteki arkadaşlarımız her türlü siyaset, devlet yönetimi gibi işler yapan çenebaz kişiler. Siyah renktekiler ise güvenlik görevlileri.(Siyah ciddi bir renk, askeri kuvvetlere yakıştırmışlar gibi düşünüyorum) Bunun dışında farklı görevler yapan farklı renkler de var. Bu "kanatlardan" birini de seçip Dome için hangi uzmanlık alanımız nedeniyle gelmiş olduğumuzu belirliyoruz. Bu bir zorunluluk çünkü Dome'un içi asla kanunsuz ve vahşi bir yer değil. Yani evet sıkıntılı olan yerler var ama yönetimi, kendince şehirleri, araştırma merkezleri ve güvenlik güçleri var. Yani el kol sallayarak hareket etmek şöyle dursun, aslında bir çok bürokratik iş de oyunda bizleri bekliyor.

    DOME DOME KURŞUNU DEĞDİ

    Bu korkunç esprime aldanmadan lütfen okumaya devam edin. Açıkçası Dome'un içinin Vahşi Batı tadında olmamasını sevdim. Zaten insanlar gelip belli bir sistem kurmuşlar. Biz de bu sistemin ihtiyaçlarını karşılamak için gelen cesur kişilerden biriyiz. Gerekli kayıt işlemlerini tamamlıyor ve seçimlerimize göre maceramıza başlıyoruz.

    İlk olarak şunu belirteyim ki karakterlerimizin kabiliyetlerini dağıtırken herhangi bir sınırlamamız yok. Yani örnek veriyorum ağzı çok iyi laf yapan bir siyah kanatlı, ya da ağır silah uzmanı bir beyaz kanatlı da olabiliyorsunuz. Tabii her kanatın bonus verdiği şeyler farklı ama bir kısıtlama olmaması güzel.

    Oyunu biraz daha bilim kurgusal yapmak için saykik kabiliyetleri de eklemişler. Başlangıçta bu gücü alırsanız oyun boyunca arttırabiliyor ve düşmanınıza mor ışınlar sıkabiliyorsunuz. Açıkçası çok gerek var mıydı bilemedi, yine de ekstra seçenek olmuş, çok ilgilenmedim, hayatıma devam ettim. Belki sizlerden seven olur.

    ENERJİ SİLAHIMIN ŞARJI BİTMİŞ

    Dome teknolojisi kullanırak enerji silahları ve bazı başka ekipmanlarda ilerlemeler kayıt edilmiş.(Çakma Power Armor bile var) Özellikle kabiliyet puanlarını bu dallara verirseniz rahatlıkla kullanabiliyorsunuz.

    Dark Crystal Games tarafından geliştirilen Encased: A Sci-Fi Post-Apocalyptic RPG, maalesef animasyon anlamında benden sınıfı geçemedi. Tur tabanlı olarak yaptığımız savaşlarda dayak yesek de dayak atsak da animasyonlarımız oldukça sıkıcı. İnsan şöyle bir kritik vurduğuna sevinemiyor. Enerji silahları kısmen tahammül edilebilirken, pompalılar ve tabancaların grafikleri maalesef can sıkıcı. Bir kere kan çıkmıyor (evet bunu sevmeyebilirsiniz ama keşke bir opsiyon sunsaydılar) Ateş edil ıskaladığımızda etrafı vurmak ya da bir efekt gelmiyor. Rakibimiz ise bir denge kaybı yaşıyor ve savaşa devam ediyor. İyi bir şeyler yapmak istemişsiniz ama maalesef olmamış.

    FALLOUT'DAN ESİNLENMİŞ

    Prime Matter adlı şirketin yayıncılığını yaptığı Encased: A Sci-Fi Post-Apocalyptic RPG, gerçekten de hiç uğraşmamış, sistemini resmen Fallout'dan "esinlenmiş." Fallout oyuncuları bilirler, belli seviyelerde perk alırız ve çeşitlik perk'ler için ön gereksinimler vardır. Tamamıyla aynı seviyelerde aynı mantıkla yapılmış. Evet rpg, rpg ye benzer ama arkadaş bu da miss gibi Fallout yani biraz daha değiştirseydiniz keşke…

    Yine de her şey bu kadar kötü değil. Mesela kabiliyetlerimiz belli bir puanı geçtikten sonra, o kabiliyetle ilgili ekstra seçeneklerimiz açılıyor. Örneğin light weapons dalındaki puanlarımız 30'u geçerse ve pompalı kullanıyorsak, artık rakibi arkaya uçurucu bir şekilde ateş açabiliyoruz. Yine benzeri şekilde kabiliyetimizi arttırdıkça yeni konuşma opsiyonları açılması, daha sıkı pazarlık yapmak gibi karakter ilerlemelerini görebiliyoruz.

    CYBERPUNK'DAN BİR ADIM ÖNDE

    Bu tür rpg'lerde savaşma kabiliyetimiz kadar (hatta bazen daha ötede) konuşma özelliklerimiz de önemlidir. ya da önemli olmalıdır. Bana kalırsa bu anlamda Encased: A Sci-Fi Post-Apocalyptic RPG, iyi bir iş çıkarmış. Konuşmayla ilgili kabiliyetlere verdiğiniz puanlar yeterliyse ekstra konuşma opsiyonları açılıyor. Aynı zamanda hangi kanata aitseniz oradan da muhabbete girebiliyor ya da ilerletebiliyorsunuz. Üstelik Cyberpunk'daki gibi değil oyun boyunca söz konusu olan kanattan gelen opsiyonlarımız sürüyor. Aferin bak burayı kıvırmışsınız.

    FAVORİ İKİ NOKTAM

    Rpg oyunlarının başlarının belası, özellikle ilk seviyelerde, saçma ve basit görevler sonrasında seviye atlamaktır. "Sen git, yandaki fırından iki ekmek al. Demek başardın al sana level." şeklindeki çirkinliklerden bahsediyorum. Ama hayır oyunumuzda böyle durumlar yok. Evet ilk kısımlarda Dome için alıştırma yaparken biraz boş beleş XP kazansak da sonrasında işler değişiyor. Sadece görev olarak değil, kendimiz de bir şeyler keşfettiğinde ya da yaptığında (silah tamirinden yemek yapımına kadar) deneyim puanı cepleyebiliyoruz. Oyunda "saçma" ya da "gereksiz" diyebileceğim pek fazla görevle karşılaşmadım. Ayrıca hikayeyi de oldukça beğendim. Klasik "dünyayı kurtarma" zorunluluğu burada mevcut değil…Hatta bırakın onu kahraman olma zorunluluğu bile yok.

    Tamam ateş güzel yanıyor, peki neden oturmuyorsunuz?

    İkinci bayıldığım nokta ise açlık ve susuzluk. Evet biliyorum fps şeklinde olan oyunlara oyunun hızını etkilememesi için açlık / susuzluk dertlerini koymuyorsunuz ama rpg türüne bunları koymayan oyunları anlamıyorum. Oyun zamanına göre 5 yıl oynadığım karakter bir kez mi susamaz ya da acıkmaz? Ne irade varmış arkadaş…

    Özetle karakterimiz nefis bir şekilde acıkabiliyor ve susuz kalabiliyor. Yemek yiyerek açlığımızı, sıvı içerek de susuzluğumuzun icabına bakıyoruz. Biraz daha detay vereyim.

    YEMEKLER HAKKINDA

    Vahşi doğadan avladıklarımızı midemize indirebildiğimiz gibi, aynı zamanda yiyecek ve içeceği bulabiliyor ya da satın alabiliyoruz. Yemeklerimizi ateş başında ısıttığımızda besin değeri artıyor, daha uzun süre tok tutuyor ve çeşitli bonusları olabiliyor. Tersi şekilde iğrenç şeyler yediğimiz zaman (fare kuyruğu ve böcek gözü gibi) doyuyor ama midemiz bulanıyor bundan da çeşitli eksiler alabiliyoruz. Ama en sevdiğim detaylardan biri kahve içtiğimiz zaman hem uykumuz açılıyor hem de sıvı ihtiyacımızı karşılamış oluyoruz.

    Buralarda önce İsim, sonra da kanat söylenir. Kanatsızları sevmeyiz.

    Yazmayı unuttum yiyecek içecek dışında karakterimizin bir de yorgunluk seviyesi var. Belli bir süre uyumaz ve dinlenmezsek yine eksilerle karşı karşıya kalıyoruz. Dinlenmeye istediğimiz kadar vakit ayırdığımız oyunda, genelde uzun süre dinlenmişsek aç ve susuz uyanıyoruz. Bu da günlerce dinlenmemizin bir bedeli oluyor. Kesinlikle oyuna buradan da artı puan veriyoruz.

    ORTALAMA GÖRÜNTÜLER ORTALAMA SESLER

    Gerçekten de bu iki konuda oldukça ortalama bulduğum bir oyun. Yani grafikler (başarısız animasyonları saymazsak) göze batmıyor, hatta güzelce detaylar da çalışılmış ama açıkçası beni çok etkilemedi. Müzikler ise…neredeyse hatırlamıyor diyebilirim. Evet efektler iyi yapılmış ama konuşmaların seslendirilmemesi ve değişik savaş müziklerinin konulmaması, hangi konularda bütçeden kısıldığını oyuncuya gösteriyor.

    DOME ASLINDA ÇOK MİSAFİRPERVER DEĞİL

    Encased: A Sci-Fi Post-Apocalyptic RPG, açıkçası benim için tekrardan oynanılması gereken bir oyun değil. Her ne kadar farklı görevleri, farklı farklı şekillerde yapmayı merak edebilecek olsak da, sanırım herkese hitap etmiyor. Evet eğer oyunu çok severseniz ciddi sayıda keşif saatleri sizi bekliyor olacak. Ama onun dışında bırak tekrardan oynamayı, bu türü normalden fazla sevmiyorsanız bitirmek bile istemeyebilirsiniz.

    Bir cümleyle geçeyim, oyunda tek olma zorunluluğumuz yok. Senaryoyu ortalamanın üstünde buldum ama çok basit ve gerçekçi olmayan nedenlerle takım arkadaşı da edinebiliyorsunuz. Ama maksimum iki kişi ve takımımdakilerin de çok kaliteli birer yapıda olduklarını maalesef söyleyemeyeceğim.

    BİR DAHA DOME'A GELİRSEM...

    Encased: A Sci-Fi Post-Apocalyptic RPG, genel olarak baktığımızda iyi bir deneme olmuş. Zor, açlık/susuzluk gibi gerçekçi öğreleri bilim kurgu ile harmanlayan bir oyun denemek isterseniz bence bir denenebilir. Ancak bunun haricinde genel özelliklerinin hepsinin ortalama olması ve animasyon başarısızlığı maalesef oyunu aşağı çeken etmenlerden olmuş.

    Kaynak: Fanzade / Gamegar

    İnceleme Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title