Hiç düşünmeden başlamanız gereken 4 oyun
Oyun oynamak, bazı insanlar için hayatlarının büyük bir vaktini ayırdığı bazıları içinse arkadaşlarıyla ufak bir eğlence ya da vakit öldürmelik bir uğraştır. Benim içinse oyun, görsel dili mekanikleri ve hikayesiyle öne çıkan bir sanat eseridir. İşte herkesin oynaması gerektiğini düşündüğüm dört adet oyun.
Dolayısıyla oynadığım her oyuna sanatsal anlamda bir tatmin duygusu almak için oynarım. Aşağıda yazmış olduğum bütün oyunlar bu görüşüm dahilinde yazılmış olup size tavsiyemdir. Hepsi hakkında uzun uzun konuşmak istesem de o kadar uzun anlatıp sizi sıkmadan size kısa bilgiler vereceğim.
HOLLOW KNIGHT
Hollow Knight, bir böcek aleminden çıkmışçasına bir dünyası olan 2 boyutlu aksiyon/macera oyunudur. Ana karakterimizin elinde bulunan iğne ile türlü türlü bosslara karşı savaşıp evrene yayılmış olan enfeksiyonlu hastalığı durdurmak asıl görevimizdir. Ancak metroidvanianın en iyi örneklerinden kabul edilen bu oyunda tek amacımız bu değil. Oyunun çok hızlı ve asla sıkmayan oynanışı aynı zamanda sizden bir o kadar hızlı refleksler bekliyor. Sizi her girdiğiniz yerde masalsı bir evrende olduğunu hissettirecek ve bitsin istemeyeceksiniz. Oynanış videosu için buyurun.
KATANA ZERO
Katana Zero, Neo-noir tadında bir hikayeye sahip. Artık teknolojinin çok ilerlediği uzak bir zamanda, post travmatik stres ile mücadele ederken parayla insan öldürmeye başlayan samuray kılıklı eski bir askerin hikayesini anlatıyor. Yine Hollow Knight'ta bahsettiğim gibi burada da refleksler çok önemli çünkü tek kurşunda baştan başlıyorsunuz. Oyundaki zamanı yavaşlatma mekaniği, yaklaşık 5 saatte bitirebileceğiniz bu oyunda en kullanışlı mekaniklerinden biri. Pixel grafiklere sahip oyunun oynanış videosu için buyurun.
DISCO ELYSIUM
Açık ara oynadığım en iyi oyun. Kimliğini kaybeden ve neden kaybettiğimizi anlamaya çalışırken bir kimlik inşa etmemize olanak veren bu oyunda, bir cinayetin peşindeyiz. Bir yandan şehirde olan politik olaylara şahit olurken, bir yandan şehirde gezen gerçek olup olmadığını bilmediğimiz yaratıkların izlerine rastlıyoruz. Oyunun başında yarattığınız karakterinizin zeka, zindelik, fizik ve çevikliğinize verdiğiniz puanları, hikayedeki gidişatınızı değiştiriyor. Belki de oyun dünyasında görebileceğiniz en değişik ve akılda kalıcı yan karakterlere sahip bu oyun. Kaçırmadan bir bakın.
SAINTS ROW 3
Yakın zamanda remastered versiyonu ile tekrar gündeme gelmişti. Remastered'ı oynamanızı şiddetle tavsiye ederim. Gerçekten daha iyi görünüyor. Ancak tost makinanızda oynayacaksanız görüntü dışında bir şey kaçırıyorsunuz diyemem. Şu ana kadar belki de mizahını en çok takdir ettiğim oyunlardan biri. Özellikle popüler kültürden yaptığı espiriler gerçekten çok komik. Oyunun başta bir GTA klonu gibi gözükse de kendi çizgisini hiç bozmadığını ve tüm bunları gereksiz bir havalılıkta yaptığını görüyoruz. Yan görevler bazen tekrar etse de 20 saatinizi çok rahat gömeceğiniz ve ne çabuk bitti diyeceğiniz bir oyun. Oynanış videosu buradadır.