1. Türkiye-Suriye Medya Buluşması
Türk Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı, emperyalistlerce oluşturulan tarih anlayışının aynı coğrafyada yaşayan insanları birbirinden uzaklaştırdığını kaydetti.
Türk Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı, emperyalistlerce oluşturulan tarih anlayışının aynı coğrafyada yaşayan insanları birbirinden uzaklaştırdığını kaydetti.
Harmoon Çağdaş Araştırmalar Merkezi, Suriye TV ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) ev sahipliğinde düzenlenen "1. Türkiye-Suriye Medya Buluşması"nda konuşan Kışlakçı, tarihi, coğrafi, dini bağlara rağmen Arap ve Suriye medyası ile Türk medyası arasında ciddi bir boşluk oluştuğunu, son 20 yılda ise bu boşluğun bir türlü doldurulamadığını anlattı.
"Suriye'deki sitemle büyüyen bir Suriyeli ile Türk sistemi ile yetişmiş bir Türk arasında ciddi bir mantalite farkı var." diyen Kışlakçı, şunları söyledi:
"Son yüz yılda emperyalistler tarafından oluşturulan tarih anlayışı, coğrafyada yaşayan insanları birbirinden uzaklaştırdı. Bir Suriyelinin Türkiye'ye tarihi ve coğrafi bakışına baktığınızda ya da Türkiye'nin buradan Araplara, Suriyelilere bakışına baktığınızda hala ciddi sorunlar olduğunu görebilirsiniz. Bu sorunları çözmek de özellikle Türkiye'deki Türk ve Suriyeli aydınlara ve medya organlarına düşüyor. Bu sorunu artık çözmemiz gerekiyor. Birbirimize bakışımızı bir düzeye yükseltmemiz lazım. Arap baharı sonrası ve Suriye devrimi sonrası Türkiye'de çok ciddi bir Arap medya furyası başladı."
Kışlakçı, Arap ve Suriyeli aydınlara ülkelerinin geleceğini yeniden inşa etmek için çok ciddi sorumluluklar düştüğünü vurgulayarak, "Gelin bu boşluğu daraltalım. Artık birbirimizi anlama zamanı geldi, geçiyor. Son 10 yıldır birbirimiz anlamak için bir şey yapmadık. Suriye'nin yeniden inşa edilmesinde siyasilerden çok aydınlara iş düşüyor. Aydınlar bu görevi üstlenmek zorunda." diye konuştu.
Harmoon Çağdaş Araştırma Merkezinden Samir Seifan da dünyada hiçbir ülkenin, devletin 4 milyon mülteciyi barındırmasının kolay olmadığını anlattı.
Seifan, "Türk medyasında maalesef kötü bir algı yapılıyor. Sanki Suriyeliler hiç çalışmıyor, ekonomiye katkı sağlamıyor. Devlet Suriyelilere para veriyor ve onlar da bedava yaşıyorlarmış gibi bir imaj medya tarafından sunuluyor." dedi.
Suriyeli iş adamlarının ve Suriyeli iş gücünün Türkiye'ye ekonomik katkısına değinen Seifan, şunları kaydetti:
"Kısa vadede Suriye'ye geri dönüş mümkün görünmüyor. Dolayısıyla çalışma şartlarına yönelik yasaların değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Uzun vadeli bir çözümün üretilmesi gerekiyor. Suriyelilerin gayrimenkul satın almaları şu anda sıkıntılı. Buna da çözüm bulunması lazım. Suriyelilerin Türk ekonomisine olumlu ve olumsuz katkıları karşılaştırıldığında olumlu yönün daha ağır bastığını görebiliyoruz."
"Birlikte yeni bir gelecek inşa edebiliriz"
Mülteci Dernekler Federasyonu Başkanı (MÜDEF) Uğur Yıldırım ise medyanın mültecilerle ilgili haberlerde "sakıncalı bir dil" kullandığını ifade etti.
Türkiye'de yaşayan Suriyelilerle ilgili empati kurulması gerektiğine vurgu yapan Yıldırım, "O insanın neler yaşadığını, nelerle mücadele ettiğini, ne şartlarda çalıştığını, ne şartlarda okuduğunu düşünmeliyiz. Bugün Suriyeli çocukların çoğu eğitimlerini yarım bırakıyor. Eğitim gibi bir çok alanda uyum sürecini ve entegrasyonu geliştirmek zorundayız. Toplumda barış ve huzurun sağlanması noktasında basına çok büyük görevler düşüyor." değerlendirmesini yaptı.
"İki toplum arasında kurulacak köprü ile uyum sağlanır"
Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Abdünasır El- Casim, Suriyelilerin entegrasyonu konusunda resmi kurumlar kadar medyaya da görev düştüğünü belirterek, "Medyanın sığınmacılarla ilgili yaptığı olumsuz haberler sadece onlara zarar vermiyor, ayrıca kendilerini misafir eden devlete ve topluma da zarar veriyor." dedi.
Casim, Aslında yapılan araştırmalarda mültecilerin gittikleri her ülkeye ekonomik olarak katkı sağladığı görülüyor. Maddi imkanları olan, yatırımcı olma potansiyelindeki mülteciler ve eğitim seviyesi yüksek Suriyelilerin de entegrasyon konusunda daha uyumlu oldukları yapılan araştırmalarda ortaya çıkıyor. Böyle olunca mülteciler bir yük olarak değil kaynak olarak algılanmaya başlıyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Suriyelilerle ilgili siyasi duruşunu takdir ettiklerini belirten Casim, sözlerini, "Türkiye savaştan kaçan milyonlarca Suriyeliye destek verdi, özgürlüğüne kavuşmasına yardım etti. Türkiye'ye bu konuda minnettarız. Maalesef geçici koruma statüsü Suriyeli mülteciler arasında ciddi bir endişe yaratıyor. Belli bir kimlikle veya yasal oturma izni olanlar biraz daha güvenlik içinde yaşıyor. Başka bir şehre kayıtlı olan bir Suriyeli geçici bir süreliğine geldiği İstanbul'da trafik polisinden bile korkuyor." diye tamamladı.