13 yaşındaki kızının katil zanlısı 8 yıl sonra yakalanan anne: Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın
KONYA'da, iple boğularak öldürülen kızı Hatice Çiftçi'nin (13) katil zanlısı Veli Koçer'in (38), 8 yıl sonra yakalanmasının yüreklerine bir nebze de olsa su serptiğini söyleyan anne Rabia Çiftçi, "Tek istediğim şey, artık bunlar elini kolunu sallayarak gezmesin, cezalar ağırlaştırılsın,...
KONYA'da, iple boğularak öldürülen kızı Hatice Çiftçi'nin (13) katil zanlısı Veli Koçer'in (38), 8 yıl sonra yakalanmasının yüreklerine bir nebze de olsa su serptiğini söyleyan anne Rabia Çiftçi, "Tek istediğim şey, artık bunlar elini kolunu sallayarak gezmesin, cezalar ağırlaştırılsın, kalemleri kırılsın. Halkın ortasında kalemleri kırılsın ki, artık çocuklara kimse bir şey yapamasın. Çocukların yaşam hakkı elinden alınmasın. Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın" dedi.
Akşehir ilçesinde yaşayan pide ustası Kayhan Çiftçi ile Pakize Çiftçi'nin 3 çocuğundan biri olan Yıldırım Ortaokulu 8'inci sınıf öğrencisi Hatice Çiftçi, 21 Aralık 2012 günü kurs için gittiği etüt merkezinden çıktıktan sonra kayboldu. Aile, polise kayıp başvurusunda bulundu. Mobese kayıtlarında en son tek başına görülen küçük kızın, yürürken kaçırıldığı ortaya çıktı. Hatice Çiftçi, kaybolduktan 4 gün sonra ise kent merkezine 8 kilometre mesafedeki meyve bahçesinde öldürülmüş halde bulundu. İple boğularak öldürüldüğü belirlenen Çiftçi, yapılan otopsinin ardından toprağa verildi.
600 KİŞİNİN KAN ÖRNEĞİ ALINDI Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada polis ve jandarma ekipleri, küçük kızın tırnak araları ile boğulduğu ipte bulunan doku örneklerini mercek altına aldı. Kızın ailesi de dahil yaklaşık 600 kişiden DNA testi için kan örneği aldı. Ancak yapılan DNA testlerinden sonuca ulaşılamadı. Cep telefonundaki görüşmeleri tek tek incelenen küçük kızın, sosyal medya sitesi Facebook ve Hotmail'in Amerika'daki merkezlerinden de mesaj ve e- mail yazışmaları istendi. Tüm bu incelemelere rağmen, katil zanlısının izine rastlanamadı.DOKU ÖRNEKLERİ UYUŞUNCA YAKALANDIİzmir'de, 19 Eylül 2020 Cumartesi günü bir olaya karışınca gözaltına alınan Veli Koçer'den alınan örnekler ise 8 yıl önce öldürülen Hatice Çiftçi'nin tırnakları ile boğulduğu ipten alınan doku ve sperm örnekleriyle uyuştu. Gözaltına alınan Koçer, olaydan 4 gün önce yağmurlu bir günde etüt merkezinden çıkan Hatice Çiftçi'yi görüp, ıslanmaması için aracına alıp, evlerinin yakınına bıraktığını, olay günü de aracıyla köy yoluna gidip, zorla içki içirip, cinsel istismarda bulunduğunu, ağlayınca da çantanın ipiyle boğarak öldürdüğünü itiraf etti. Koçer, sevk edildiği adliyede, mahkemece tutuklandı. Tutuklanan Veli Koçer'in, 2007'de Antalya'da yaşarken 17 yaşındaki bir kıza cinsel saldırıda bulunduğu ve İzmir'e kaçtığı, daha sonra da Akşehir'e gelip, sanayide işçi olarak çalışmaya başladığı belirlendi. 2012'de Hatice'yi öldüren Koçer'in yeniden Antalya'ya döndüğü, tam bir yıl sonra 21 Aralık 2013'te de bir kadına cinsel saldırıda bulunup, İzmir'e kaçtığı tespit edildi.'CEZALAR ARTIRILSIN' Kızının katilinin 8 yıl sonra da olsa bulunmasıyla yüreklerine bir nebze su serpildiğini ifade eden anne Pakize Çiftçi, şunları söyledi: "Cezalar ağırlaştırılsın. Başka anneler yanmasın. Ben yandım, 8 yıl bitti neredeyse 9 yılı tamamlayacağız. Ben 9 yıldır ağlıyorum. Devlete göre o sadece Hatice'yi öldürdü; ama bize göre çocuklarımı aldı. Çocuklarımın hayatını aldı. Ben şu an kızımı bakkala gönderemem, oğlum 5 dakika dışarı çıksa hemen eve çağırım. Eşimin hayatını çaldı. Benim hayatımın tamamını aldı. Cezalar ağırlaştırılsın, alabildiği en ağır cezayı alsın. Ben 8 yıldır ağlıyorum, bundan sonra o ağlasın. Katilin yakalanmasıyla içim rahatladı mı? Hayır, içimiz rahat değil. Bana evladımı versin. Ben ancak o zaman rahatlarım. Aldığı gibi geri versin."Katil zanlısının olayı tek başına işlediğine inanmadığını belirten Çiftçi, "Tek başına işlediğine inanmıyorum. Hiç inandırıcı gelmiyor. O ne söylerse söylesin. Benim çocuğum onun arabasına binip gidecek çocuk değil. Hiç bilmediğimiz, tanımadığımız, ilk kez gördüğümüz bir insan. Benim çocuğum, rastgele yolda duran bir adamın arabasına binecek veya komşunun arabasına dahi binip eve gelecek bir çocuk değil. Ama o arabanın içinde benim çocuğumun tanıdığı, itiraz edemeyeceği, kıramadığı bir kişi varsa, onu bilemiyorum. Bize tek kişi olduğu mantıklı gelmiyor. Tek istediğim şey, artık bunlar elini kolunu sallayarak gezmesin, cezalar ağırlaştırılsın, kalemleri kırılsın. Halkın ortasında kalemleri kırılsın ki, artık çocuklara kimse bir şey yapamasın. Çocukların yaşam hakkı elinden alınmasın. Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın" dedi.KIZININ HATIRALARIYLA HAYATA TUTUNUYORKızı Hatice Çiftçi'nin okul döneminde aldığı takdir ve teşekkür belgelerini, kitapları ve defterlerini saklayıp, hatıralarıyla hayata tutunmaya çalıştığını belirten anne Pakize Çiftçi, "Her şeyi duruyor. Kitapları, yarım kalan defterleri her şeyi duruyor. Başarılı bir çocuktu. Pilot olmak istiyordu. Bizim hayallerimiz yarım kaldı. Çocuğumun hayatı yarım kaldı. Yaşayamadığı günler yarım kaldı. Ben hala onu camda beklerim, yemek vakti eve gelecek diye; ama gelmiyor. Sözün bittiği yerdeyiz. Dünya yıkılıyor, biz altında kalıyoruz. Niye bizim çocuğumuz? Ne istedi benim çocuğumdan? O da bir babaymış. Nasıl bir baba, evladına ne verebilecek? Bir baba, bir anne niye çalışır? Çocuklarına miras bırakmak için. O, katil mirası bırakmak için mi çalışmış, hem de çocuk katili, nasıl bir insan ve babaymış?" diye konuştu.
?