Haberler

    17 Aralık Soruşturması Eksik'

    Abone Ol

    Meclis Soruşturma Komisyonu'nun CHP'li üyesi Rıza Türmen, komisyon çalışmalarını 'eksik' olarak değerlendirdi.

    CHP İzmir Milletvekili ve Meclis Soruşturma Komisyonu üyesi Rıza Türmen 17 Aralık soruşturmasına ilişkin çalışmaları değerlendirdi. Al Jazeera'nın sorularını yanıtlayan Türmen komisyonun dinlemeleri eksik yaptığını ifade etti ve komisyona sadece 17 Aralık soruşturması başlamadan önce hazırlanan dosyanın gönderildiğini, operasyon başladıktan sonra hazırlanan ve takipsizlik kararı verilen dosyanın komisyondan saklandığını söyledi. Türmen " Takipsizlik kararı veren savcı delillerin üstünü örtmek istemiş" dedi.  CHP'nin Gülen Cemaati'ne sahip çıktığı iddialarına da yanıt veren Türmen " CHP Cemaat'e değil özgürlüklere sahip çıkıyor" diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde HDP'nin 'aday olsa desteklerdik' dediği Türmen CHP-HDP ittifakı içinse 'AKP ile demokrasi mücadelesi yapıyorsanız eğer, o zaman bütün demokratik güçlerin birleştiği bir cephe gerekir' diye konuştu. Kendisinin daha önce söylediği "CHP'nin içi yeterince karışık, MİT operasyonuna ihtiyaç yok"  şeklindeki sözlerini ise " Espri" diye değerlendirdi.

    17 Aralık yolsuzluk iddialarıyla ilgili Meclis'te kurulan soruşturma komisyonunun üyesisiniz. Komisyon çalışmalarında sona gelindi.  Komisyondaki çalışmaları tatmin edici buldunuz mu? Nasıl bir karar bekliyorsunuz?

    Komisyon karar alacak, raporunu hazırlayacak. Sonucunu bilemiyorum. Ama bir gerçek var ki ortada, komisyon soruşturmayı eksik yaptı. Bizim istediğimiz tanıkları dinlemedi. Bu soruşturmayı başlatan özellikle polislerin savcılarındinlenmesini istedik, kabul edilmedi. Halbuki  dinlenseydi komisyon başka şeyleri  görme imkanı bulacaktı.

    Bir de tabii şu var. Komisyon önündeki dosya, fezleke, 300 sayfa kadar olan, aslında operasyon yapılmadan önceki fezleke.  Onun üzerine 17 Aralık operasyonu da eklenince  500 sayfalık bir fezleke oluyor. Ama  bu komisyonun önünde yok. Bu da eksik tarafı. Komisyondan saklanmış. Takipsizlik kararı veren savcı bazı delillerin üstünü örtmek istemiş. Takipsizlik kararına esas olan dosyanın komisyona gönderilmesi gerekirdi. O hiçbir zaman gelmedi. Dosya sayısı gitti geldi,savcılıkça azaltıldı. Fihristi yok dendi, tekrar gönderildi. Bu komisyon görevini tam olarak yerine getirdi diyemeyiz.

    17 Aralık soruşturması için hükümet ve iktidar partisi ise 'darbe' diyor. Bu yaklaşımı, darbe iddiasını hiç  ciddiye almadınız mı?

    Darbeyse, darbe yapmak suçtur. O zaman darbe suçuyla ilgili davaların açılması gerekiyordu. Öyle  bir şey yok ortada. Darbe örtüsü altında  altında bütün soruşturmanın üstü örtüldü, bunlar araştırılmadı, 17 Aralık'la ilgili bir dosya var, takipsizlik kararı var. 25 Aralık'la ilgili dosya dahi hazırlanamadı.

    Yolsuzluk her ülkede olabiliyor sadece Türkiye'ye has değil. Türkiye'ye has olan bunun üstünün örtülmesi. 100'e yakın kişi tutuklandı bir tek kişi yargı önüne çıkarılmadı, deliller ortadan kaldırıldı, üstü örtüldü, üstünün örtülmesi soru işaretlerine yol açıyor.

    Tek yürütülen soruşturma bizim Meclis'teki soruşturma oldu, o da eksik oldu.  17 aralık dosyası olmadan rüşveti aldığı iddia edilen ile verdiği iddia edenin aynı soruşturmada olması lazım. Rüşveti verdiği iddia edilen için takipsizlik kararı verildi aldığı iddia edenleri için soruşturma yapıyoruz. Bunlar bağlantılı konular.

    Peki 14 Aralık operasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Basın özgürlüğüyle ilgili bir problem var ortada. Basın özgürlüğü bir kere herkes için geçerli olan  bir özgürlük, yani demokrasi bakımından çok önemli.  Kimin mağdur olduğu o kadar da önemli değil. Önemli olan halkın bilgi alma hakkının sınırlandırılıp sınırlandırılmadığıdır.

    'Kimin mağdur olduğu o kadar da önemli değil' dediniz ama bu operasyonla birlikte Ergenekon, Balyoz  Oda TV, KCK soruşturmalarında da hukuksuzluk ve kumpas iddiaları da gündeme geldi.  Bu hukuksuzluk ve kumpastan Cemaat sorumlu tutuluyor.

    Bunların hepsi doğru. Tabii ki  hukuksuzluklar yapıldı. Hukuksuzluk yapanlar belki bugünün mağduru ama bunların hiçbiri basın özgürlüğü ihlalini değiştirmiyor. Yani burada önemli olan şunu görebilmek, özgürlükler bir bütündür, herkes için geçerlidir. Benim özgür olabilmem için herkesin özgür olması lazım.  Yandaş basın özgür de muhalif basın baskı altındaysa basın özgürlüğünden söz edilemez tabii.

    Hukuksuzluk yapıldı dediğiniz davalarda Gülen  Cemaati'nin  bir payının olduğunu düşünüyor musunuz? O dönemde yargılanlar ve bir kesim bu kumpastan Cemaat'i sorumlu tutarken CHP Cemaat'e sahip çıkmakla eleştiriliyor. Buna ilişkin yorumunuz nedir?

    Biz burada  basını görüyoruz..Basın üzerinde caydırıcı etki yaratacak baskılar kurulması basın özgürlüğüne dolaylı da olsa müdahaledir ve ihlaldir. Türkiye'de olan şey şu, Cemaate karşı savaş veriliyor deniliyor ve savaşı kazanabilmek için özgürlükleri demokrasiyi askıya almak lazım. Söylenen şey budur. Yani olağanüstü durum var, biz bu mücadeleyi verirken özgürlüğe bakmayız demokrasiye bakmayız, bu kabul edilemez. Özgürlükleri bir tarafa iterek mücadele ediyoruz bu kabul edilemez.

    Buradaki  özgürlükler  sadece Cemaat'i  ilgilendiren bir şey değil . Hukuk devletini ortadan kaldırdığınızda bu 70 milyonu ilgilendiren hukuk devletini ortadan  kaldırmış oluyorsunuz.Beni ilgilendiren  demokratik kurallara uygun olarak oyunun oynanması. Terörizm de böyledir. Terörizme  karşı mücadelede de böyledir. Demokratik ülkelerde devlet terörle mücadeleyi hukuk devleti kurallarına göre mücadele etmelidir. İster terörizm olsun ister cemaate karşı mücadele olsun ister kumpas olsun bunlarla mücadele ve bu mazeretler hukuk devletinin ortadan kaldırılmasını haklı göstermez. Avrupa'dan  kopan kıyamet de bu yüzden..

    CHP Cemaat'e sahip çıkmakla suçlanıyor. CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler 'ittifak' yaptık dedi. Buna ne dersiniz?

    Hayır Cemaat'e sahip çıkmıyoruz. Yanlış bir şey söylemiş. Katılmıyorum. Cemaate sahip çıkmak diye bir şey yok. Özgürlüklere sahip çıkmak diye bir şey var. Hepimizin özgürlüğü hepimizin hukuk devletiyle ilgili yararları tehlikede..

    CHP'nin Kürt sorununa bakışını nasıl buluyorsunuz?

    Bir kere tabii ki CHP çözüm istiyor, çözümü karşı değil, güneydoğuda çatışma olmaması, cenazelerin gelmemesi önemli bir gelişme.

    Yalnız  burada önemli olan şey çözüm olacak mı? Var mı gerçekten? Bu belli değil.Nihai çözüm nedir?  diye sorsanız AKP'den bunun cevabını alamıyorsunuz. AKP nihai çözümü galiba çatışmanın olmaması olarak görüyor, bu ateşkes, çözüm değil.

    Kürt sorunu durup dururken çıkmadı, bir takım demokratik talepler var ortada, Bu demokratik taleplere AKP cevap verebilecek mi? Türkiye'ye diktatörlük getiren parti Kürtlerin demokrasi nasıl getirebilir?

    CHP bu talepleri yerine getirebilir mi? Mesela anadilde eğitim konusundaki görüşünüz nedir?

    Buna çocuğun yüksek yararı açısından bakmak lazım. Genel Başkan da bunu söyledi. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde çocuğun yüksek yararı diye temel bir ilke var.  Çocuğun yüksek yararı eğitime, evde konuştuğu dille başlamasını gerektiriyor. Çünkü evdeki dilini eğitmde kullanan çocukla kullanmayan çocuk arasında büyük bir fark oluyor. Bu fark doğru bir şey değildir, eşitsizlik meselesi var.

    Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde HDP millvetekillerinin aklından geçen aday olarak gündeme gelmiştiniz . Seçimlerde CHP- HDP işbirliğine nasıl bakarsanız?

    Genel Başkan öyle bir şey yok dedi, siyaset ne gösterecek bilemiyorsunuz. Benim kişisel düşüncem, şöyle, bunu yazdım da zaten.

    AKP ile demokrasi mücadelesi yapıyorsanız eğer, o zaman bütün demokratik güçlerin birleştiği bir cephe gerekir . Bu hepsinin içinde yer aldığı farklı düşünceler olsa bile asgari müşterek üzerinde birleştiği geniş bir cephegerektiririr. Amaç Türkiye'de demokrasi ve hukuk devletinin hakim kılınması ise  böyle bir ittifak gerekir diye düşünüyorum. Tabii  bu partinin yetkili organlarının alacağı bir karar.

    CHP lideri 'MİT CHP'ye operasyon yapıyor' dedi, bu sözler size sorulunca " MİT'in operasyonuna gerek yok CHP'nin içi yeterince karışık zaten" demiştiniz. CHP liderinin bu sözlerini inandırıcı mı bulmadınız?

    Orada bir şaka yaptım. Hayır MİT'in  CHP ile ilgili  operasyon yaptığını ben de düşünüyorum. Bunu bir espri olarak söyledim. Tabii ki MİT CHP ile uğraşıyor bunu gösteren somut şeyler var.

    Her şakanın altında bir  gerçek payı vardır denir. CHP içindeki 'karışıklığı' neye bağlıyorsunuz peki?

    CHP'de çeşitli görüşler var, yani CHP homojen değil. Böyle olmamasının iyi tarafı var, daha demokratik.  CHP'deki farklı görüşler meydana seriliyor diğer partilerde olduğu gibi gizlenmiyor. AKP'de olduğu gibi  bütün hoşnutsuzluklar bastırılmıyor. CHP'de körü körüne bir biat kültürü yok. CHP'de daha demokratik bir kültür var, insanlar düşüncelerini söylemekte özgür hissediyorlar kendilerini. Herkesin aynı düşüncede olması şart değil bir siyasi partide, farklı kanatlar da olabilir.

    Kaynak: Aljazeera / Güncel

    Rıza Mahmut Türmen Türkiye Cemaat İzmir Politika Güncel Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title