2. Ordu Eski Komutanı Adem Huduti: "Hayatımın Tüm Safhasında Fetö ile Hiçbir Şekilde Bağlantı...
Malatya’da 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili açılan davada numaralı sanık olarak yargılanmasına başlanan 2. Ordu eski Komutanı Orgeneral Adem Huduti, "Hayatımın tüm safhasında FETÖ ile hiçbir şekilde bağlantı kurmadım" dedi.
Malatya'da 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili açılan davada numaralı sanık olarak yargılanmasına başlanan 2. Ordu eski Komutanı Orgeneral Adem Huduti, "Hayatımın tüm safhasında FETÖ ile hiçbir şekilde bağlantı kurmadım" dedi.
Yakınca Spor Salonu'nda görülen Malatya'daki FETÖ/PDY davası duruşmasında 28'i tutuklu toplam 76 sanık yargılanıyor. Duruşmanın 3'üncü gününde davanın bir numaralı sanığı olarak yargılanan 2. Ordu eski Komutanı Adem Huduti'nin savunmasına geçildi.
Mahkeme tarafından Huduti hakkında iddianamede yer alan kısmın okunmasının ardından konuşan Adem Huduti, 'Savunmama başlamadan önce 15-16 Temmuz tarihinde ülkemizde yapılan darbe planını icra eden bilerek yardım edenleri lanetliyorum. 248 şehit ve demokrasi kahramanlarımıza Allah'tan rahmet kalanlara başsağlığı diliyorum. Yine bu menfur olayda yaralanan gazilerimize acil şifalar diliyorum. Bugüne kadar basında şahsım ile ilgili linç kampanyası yürütülüyor. Cevap hakkım olmadan basın mensuplarınca ve devlet görevlilerince medya zerinde mahkum ediliyorum" diyerek sözlerine başladı.
Huduti, savunmasının başında bazı konulara değinmek istendiğini belirterek, "Birinci vurgulamak istediğim konu, avukatımla görüşmelerim kısıtlanıyor. Haftada bir gün kamera kaydı altında ve yanımda koruma görevlilerin bulunduğu ortamda görüşme yapılması nedeniyle avukatımdan yeteri düzeyde destek alarak savunmamı hazırlayamadım. Avukatımın getirdiği hukuki kitaplar verilmemiştir. Benzeri şekilde notlarım, savunma taslaklarım cezaevi idaresince, Başsavcılıkça tarafından uzun süre ellerinde tutulmuş ve avukatıma verilmemiştir. İkinci konu, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca haberleşme kısıtlanması nedeniyle eşim ile 153 gün sonra telefonla görüştüm. Düzce'den buraya intikalimiz konusunda delillerimin bir kısmını getiremedim" dedi.
Daha sonra okul ve askeri hayatını anlatan Huduti, FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olduğunun iftira olduğunu ileri sürerek, "Ortaokul ve lise döneminde dershanesi bile olmayan bir dönemde mezun oldum. İlk ve orta okul, askeri lisede ve Harp okulu dahil tüm komutanların ve öğretmenlerin tamamı bizi kanun ve nizamlara uyan Atatürk ve inkılaplarına uyan aydın bir yurttaş olarak yetiştirmişlerdir. Yetiştirdikleri gibi fikri ve vicdanı hür yaşamaya devam edeceğim" dedi.
Huduti, katıldığı Askeri Şuraların dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirdiğini belirterek, 'Normal 4 askeri şurayla orgeneralliğe yükselirken ben 7'nci kezde yükseldim" ifadesini kullandı.
İddianamede Malatya Valisi Mustafa Toprak'ın kalkışma gecesi kendisine ulaşamadığı beyanına da değinen Huduti, "HTPS telefon kayıtlarında 20'den fazla Vali ile görüştüğüm ortadadır. Sadece Malatya ile değil bana bağlı 17 ille komutanla irtibattaydım. ve zaman zaman Sayın Valiye Garnizon Komutanı ve Emir subayım cevap ermiştir. Bu gibi zamanlarda önemli olan kimle görüştüğümüz değil doğru bilginin size ulaşmasıdır" ifadelerini kullandı.
Vali Toprak ile yarım saat görüştüğünün Emniyet Müdürü Ömer Urhal'ın ifadesinden de anlaşılacağını kaydeden Huduti, daha sonra komutanlığını yürüttüğü 2. Ordu Komutanlığı hakkında kısa bir bilgi verdi. 15 Temmuz'da darbe girişiminde Malatya'da can kaybı olmadığını ve ordu komutanı olarak yapılan faaliyetin başarılı olduğuna inandığını da ifade eden Huduti, "Emeği geçenlere görevlerini başarıyla yaptıkları için teşekkür ediyorum" dedi.
Adam Huduti savunmasında şunları kaydetti:
"Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve mahkemenizce kabul edilen iddianameyi defalarca okudum ve anlamaya çalıştım. FETÖ üyesi olduğumu 5 ay geçmesine rağmen iddianamede buna rastlamadım. Hayatımın tüm safhasında FETÖ ile hiçbir şekilde bağlantı kurmadım. Yaşam biçimim bu yapıyla uyuşmaz, dershane ilişkilerim olmadı, bunların cep telefonlarında kullandığı programları kullanmadım. Himmet parası vermedim, yayınlarını takip etmedim. Eşim de, oğlum da benim gibi hayatı boyunca bu yapıyla ilişkisi olmamıştır. 43 yıldır memleketimde askerlik namına uygun olarak hizmet verdim. Bütün yaşamın buyunca Anayasa ve hukuka uykun şeffaf bir yaşam sürdüm. Ağustos'ta yapılacak Askeri Şurada yeni görev verilecek ve 1 yıl sonrada emekli olacaktım, dolayısıyla fikirlerimin uyuşmadığı ve katılmadığım bu örgüt adına neden suç işleyeceğim anlayamadım. Darbe kalkışmasını 15 Temmuz günü akşam saatlerinde oğlumun telefon ile araması ile öğrendim, bu zamana kadar yatağımda uyuyordum. Malatya bölgesinde helikopter uçuşlarının yasaklandığını Garnizon Komutanım Avni Angun tarafından bana bildirildi. Bunun dışında, ne Genel Kurmay'dan nede Malatya'daki hiçbir mülki amirden tarafıma bir bilgi ulaşmadı.
Darbe teşebbüsünün hangi illerde olduğunu öğrenmeye çalışırken 16 Temmuz günü 00.30'da hakkımda Malatya Cumhuriyet Başsavcılığında gözaltı kararı verilmiştir. Kamera kayıtlarında da görüleceği üzere davranışlarım darbe girişimini önlemeye yöneliktir. Yakınımda olan personelim ve Garnizon komutanın da ve ifadeleri bu yöndedir. Bugüne kadar ülkede şerefim ve onurumla görev yaptım. Askeri Şura sonrasında 1 yıl sonra şereflmle emekli olacaktım ancak görevimden ihraç edildim.
Darbe faaliyetini öğrendiğim anda cep telefonu ile Kurmay Başkanım Avni Angun ve emir subayım ile telefonla irtibat kurdum. Darbeye karşı olduğum ve tutumumun açıktır. Darbeye yardımcı olmak amaçlı kimseye emir vermedim. Darbeci hiçbir kimse ile görüşmedim. Bu telefon HTS kayıtlarında var. Tüm ordu sorumluluk bölgesinin darbecilerden temizlenmesi için gayret gösterdim. Şahsıma yönlendirilen suçlamalar, Vali, Emniyet Müdürü, Alay Jandarma Komutan vekilinin kanaatlerinden oluşan ve maddi bir delile ulaşmayan delillerdir."
İddianamede yer alan Düzce Cezaevinde Avni Angun ve Emin Ayık'a 'Ne yaptınız çocuklar beni de yaktınız' cümlesin hatırlamadığını savunan Huduti, "Bunu söylemem makul ve mantıklı değil. Aramızda böyle bir konuşma geçtiğini hatırlamıyorum" diye konuştu.
Huduti yine iddianamede Yüzbaşı Kemal Keskin'in de ifadelerinin çarpıtıldığını ileri sürerek, "Kemal Yüzbaşının ifadesinde ben ve kurmay başkanının da onlarla birlikte hareket ettiğini düşündüğü belirtilmişti. Ama burada düşünüldüğü cümlesi iddianamede yer almamıştır. Bizim de darbeci olduğumuz algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Sayın Mahkemeyi yanlış yönlendirmeye çalışmaktadırlar" ifadelerini kullandı.
Kendisinin darbe girişiminin püskürtüldüğünü öğrenince rol yapmaya başladığı yönündeki iddianamede bölümünü eleştiren Huduti, "43 yıllık devlet görevini geçirmiş biri olarak bu seviyesiz ifadeleri kınıyorum. Devlet adabı ile bağdaşmayan şahsımın temsil ettiği 2.Ordu Komutanlığını bu şekilde ithamda bulunan kişileri kınıyorum" dedi.
15 Temmuz gecesi kendisinin ve Kurmay Başkanı Avni Angun'un 2. Ordu Karargahı'na gelmesinin oradaki darbeci askerlerin dengesini bozduğunu ileri süren Huduti, "Böylelikle darbecilerin faaliyetleri ve planlarının Malatya'da hayata geçirilmesi engellenmiştir" iddiasında bulundu.
Darbe gecesi kendisinin Ankara'ya götürülmesi için uçak hazırlığının da yapıldığını ileri süren Huduti, Kurmay Başkanı tarafından bu emrin hazırlanmasının engellendiğini savundu.
Darbeci askerleri etkisiz hale getirmediklerinin doğru olmadığını iddia eden Huduti, iddianamede de bu bilgiye ver verilmediğini ileri sürdü. - MALATYA