2 'Terörist Şemdin Sakık Saçmalıyor"
Ekim 1993'de Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edildiği çatışmada şehit olan Denizlili uzman çavuş Yüksel Bayar'ın Hamburg'da yaşayan kardeşi Ahmet Bayar (39), 'Eli kanlı terörist Şemdin Sakık, Aydın'ı ağabeyimin vurduğu ima ederek, o dönemde...
'şehit AİLESİ OLARAK TERÖRİST SAKIK KADAR DEĞERİMİZ YOK MU?"
Ekim 1993'de Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edildiği çatışmada şehit olan Denizlili uzman çavuş Yüksel Bayar'ın Hamburg'da yaşayan kardeşi Ahmet Bayar (39), 'Eli kanlı terörist Şemdin Sakık, Aydın'ı ağabeyimin vurduğu ima ederek, o dönemde teröristler ile birlikte çalışan çıkar odaklarını korumaya çalışıyor" dedi.
ERGENEKON soruşturmasında 'gizli tanıkö olarak dinlenen terörist Şemdin Sakık'ın, Ekim 1993'de Lice'de şehit edilen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ı vuran kişinin isim vermeden şehit uzman çavuş Yüksel Bayar olduğunu ima etmesine, şehidin kardeşi Ahmet Bayar büyük tepki gösterdi.
18 yıldır Almanya'nın Hamburg kentinde yaşayan Ahmet Bayar, 'Uğruna ağabeyimi şehit verdiğimiz ülkemizin adaletinin, eli kanlı terörist Şemdin Sakık'ın şehitlerimize iftira atmasına izin vermesine anlam veremiyorum" diye konuştu.
'Herkes bildiğini anlatsın"
19 yıldır acılarının hiç dinmediğini bugün dahi televizyonda şehit haberlerine bakamadığını gözyaşları altında anlatan Ahmet Bayar, 'Tuğgeneral Bahtiyar Aydın gibi ağabeyim de terör ortamından çıkar sağlayan odakların kurbanı olduö dedi. Ağabeyinin ölümüyle ilgili bir çok açık noktanın bulunduğunu olay günü ağabeyinin özel bir dosyayı Diyarbakır'a götürmekle görevlendirildiğini açıklayan Ahmet Bayar, 'Bu dosyalarda ne vardı kimse açıklamıyor. Ağabeyimin beylik tabancası o günden beri kayıp. Ağabeyim BRT aracın içinde aracın üstündeki ağır silahı kullanırken tek kurşunla şehit edildi. Kurşun ancak içeriden açılabilen ve kesinlikle hiç açılmaması gereken aracın yuvarlak kapısının açık bırakılması sonucu kendisine isabet etti. Kimse gündemi getirmiyor. Aradan 19 yıl geçti. Bir noktaya gelindiğinde her şey kesiliyor. O dönemdeki çıkar odaklarının ilişkisinin olduğunu sanıyorumö dedi.
Ahmet Bayar, kendisinin ağabeyinin şehit edilmesinden üç hafta sonra Lice'ye giderek ağabeyinin kurtardığı askerler ve çatışmada yaralanan askerler ve özel harekatçılarla bizzat görüşerek bu bilgileri edindiğini ifade ederek, 'Görüştüğüm tüm kişiler bir süre sonra benimle, ailemle tüm teması kestiler. Belli ki bir yerden bizlerle görüşmeme emri aldılar. İnsanlık namıma o kişilerin ortaya çıkıp, bildiklerini anlatmalarını rica ediyorum" dedi.
'Çıkar odaklarının planladığı bir iş"
Bayar şöyle konuştu, 'Terörist Şemdin Sakık Ergenekon soruşturmasında 'Bahtiyar Aydın'ı bir asker vurdu, onu da başka bir asker öldürdü' diyerek ağabeyimi ima ediyor. Çünkü Lice'de çatışmada iki kişi hayatını kaybetti. Birisi Tuğgeneral Aydın, diğeri ağabeyim uzman çavuş Yüksel Bayar. Bu iki ölümde aydınlatılmadı. Sakık'ın gizli tanık 'Deniz' olarak çıktığı mahkemedeki ifadesinde üstü kapalı şekilde Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ı öldürmekle suçladığı şehit uzman çavuş Yüksel Bayar'ın kardeşiyim. Sakık, Aydın'ın helikopterden iner inmez asker tarafından vurulduğunu söylüyor. Bunlar tamamen yanlış. Ağabeyim şehit edilmeden önce iznini kullanıp, memlekete geldi. Hep beraber oturup, konuştuk. Ağabeyim bir önceki tuğgeneralin askeri çok yorduğunu, askeri gereksiz yere operasyona çıkardığını söyledi. Tuğgeneral Aydın'ın gelmesiyle rahatlayacaklarını her şeyin daha güzel olacağını söyledi. Aydın, askerin sevdiği, güvendiği bir komutandı. Babam kendisine 'oğlum istifa et' dedi. Ağabeyim 'Baba ben mesleğimi, oradaki insanları çok seviyorum. Onlarda beni seviyorlar. Görevimi bitirir gelirim' dedi. Aynı zamanda orada çok farklı şeylerin döndüğünü, çıkar odaklarının bulunduğunu söyledi. Bahtiyar Aydın'ın oraya neden geldiğini kimse söylemiyor. Bir açıklama yok. Oraya gelmesinin sebebi, Lice'nin bir hafta önceden sistemli bir şekilde boşaltılıp, teröristlerin oraya yerleştirilmesidir. Bütün evlere ve kamu binalarına teröristler yerleştirilmiş. Bunu bana ağabeyimin şehit edilmesinden üç hafta sonra gittiğim Lice'deki özel harekatçılar söylediler. Ağabeyimin silah arkadaşlarıyla görüştüm. Sonra birden hepsi benimle, ailemizle teması kestiler. Çünkü bir yerden bizimle konuşmaları için talimat aldılar. Lice adeta teröriste bırakıldı.
Şehit Tuğgeneral Aydın, dürüst asker olarak tanınıyordu. Oradaki tezgahı, teröristlerle işbirliği yapan odakları ortaya çıkaracaktı. Alt kadrosuna güvenmediği için kendisi bizzat Lice'ye gitti. Alt kadrodakilerin çıkar odakları içinde olduğunu biliyordu. Ama orada büyük bir tuzağın içine çekileceğini bilmiyordu. Onun için ortadan kaldırıldı. Temiz kişiliği ve dürüstlüğüyle tanınan Tuğgeneral oraya tayin edildikten sonra, orada çıkar odakları rahatsızlık duydu. Tuğgeneralin teröristlerle ortak çalışan çıkar odaklarını temizleyeceğini çok iyi biliyorlardı. Bu çıkar odakları teröristlerle birlikte tezgah hazırlayıp, tuğgeneralle birlikte ağabeyimi şehit ettiler. Çok şiddetli iki gün süren çatışma yaşandığı biliniyor. İki şehit veriyoruz. Kaç terörist öldürüldüğü, yaralandığı veya yakalandığı açıklanmıyor? Bu nasıl olur? Genelkurmayda belgeler var. Açıklansın. Herkes ne biliyorsa açıklasın. Bizde öğrenelim. Bizimle konuşan, ağabeyimin hayatını kurtardığı askerler, birden bizle temaslarını kestiler. Onların ve benim de ifademe başvurulsun. Görüştüğüm kişilerin isimlerini ve anlattıklarını söyleyeyim. Şehit ailesi olarak terörist Sakık kadar değerimiz yok mu?"
'Pusuya düşürülen askerleri kurtarmak için gitti"
Bayar açıklamalarına şöyle devam etti: 'O gün o çatışmada yaralanan ağabeyimin timinden BRT aracı şoförü asker bunları bana anlattı. Ağabeyim o sabah yeni kıyafetlerini terziden almış. Diyarbakır'a bir takım önemli dosyaları taşıma görevi vermişler. Dosyalarda ne olduğunu bilen yok. Özel bir görev yani. Giyindikten sonra ateş seslerini duyunca, yatakhane bölümünden birliğe koşuyor, emir almak için. O anda telsizden ihbar geliyor, askerlerin pusuya düşürüldüğü ve ateş altında kaldığı yönünde. Ağabeyim bunu duyunca, tim komutanı olarak yanındakine 'Aracı çabuk çalıştır, bu çocukları kurtarmamız lazım' diyor. Uzman çavuş 'Araç bozuk' diyor. Bunun üzerine ağabeyim silahını çekip, 'Ya çocukları alacağız, ya seni burada vuracağım' diyerek onu aracı çalıştırmaya zorluyor. Ağabeyim zırhlı araç komutanı. Takviye erleri alarak araçla yaralı askerleri almaya gidiyorlar. Çatışma bölgesine geldiklerinde araç yan yatıyor. Yoğun ateş altında dışarıdaki diğer askerleri araca alıyorlar. Ağabeyim aracın içinden aracın üstündeki ağır silahla ateş gelen yerleri hedef alıyor. Oturduğu koltuk döner koltuk. Arkasında da yuvarlak sadece içeriden açılabilen kapı var. Bu kapı açık bırakılmış veya birilerini kasıtlı bir şekilde açmış. Bu kapıdan isabet eden tek kurşun ağabeyimi şehit ediyor. İçerideki tüm askerler T.K. ismindeki uzman çavuş dışında herkes yaralanıyor. Ben bu bilgileri tüm muhataplarla birebir görüşerek aldım. Ben babamla ve ağabeyimin hayatını kurtardığı Mersinli Turan isimli bir uzman çavuşla Lice'ye gittim ve herkesle tek tek görüştüm. Bunları ilgili yerlere anlattım ama kimse beni dinlemedi. Şimdi terörist Şemdin Sakık konuşunca, gündeme geldi. Yoksa gelmeyecekti bile. Aradan 19 yıl geçti. Bir yıl sonra zaman aşımına uğrayacaktıö"