2. Türk Enerji Birliği Kongresi başladı
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türkiye'nin enerji dönüşümündeki birikim ve tecrübesinin, Türk devletlerinin sahip olduğu potansiyel ile hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türkiye'nin enerji dönüşümündeki birikim ve tecrübesinin, Türk devletlerinin sahip olduğu potansiyel ile hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) ve Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı (TDPV) ortaklığı ile çevirim içi düzenlenen 2. Türk Enerji Birliği Kongresi başladı.
Farklı perspektiflerden Türk dünyasında enerjinin dünü, bugünü ve geleceğinin ele alınacağı 2 günlük kongreye, 20 ülkeden akademisyen, fikir ve kanaat önderi katılacak.
Etkinliğe video mesaj gönderen Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, Türk dünyasında enerji meselelerinin tüm boyutlarıyla değerlendirilmesi açısından kongrenin önemli bir fırsat sunacağını söyledi.
Enerji alanında küresel ve kapsamlı dönüşüm süreci yaşandığını, bu dönüşümün önemli fırsatlar ve sınamaları da beraberinde getirdiğini belirten Kıran, "Türkiye'nin ve Türk dünyasının bu sürece liderlik etme potansiyeli, imkanı ve iradesi var. Türk Enerji Birliği Kongresi'nin, zamanlaması ve içeriği bakımından bu manada önemli katkı ve değer sağlayacağına inanıyoruz. Türk dünyası 30 yıl önce hayal olarak görülebilecek nice projeyi gerçeğe dönüştürdü." dedi.
Kıran, son 30 yıl içinde enerji iş birliğinde Türk dünyasının küresel merkeze yerleştiğini ve itici güç haline geldiğini kaydederek, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan petrolünü 16 yıldır Türkiye üzerinden dünya piyasalarına kesintisiz aktardığını hatırlattı.
Yavuz Selim Kıran, "Bu projenin bedeli bugünkü jeopolitik belirsizlik ortamında çok daha iyi anlaşılıyor. Ukrayna'daki savaşla birlikte Avrupa ülkeleri enerjiden kaynaklı güzergah çeşitlenmesinin önemini yeniden hatırladılar. Türk dünyası olarak doğal gaz kaynakların çeşitlendirilmesinde stratejik bir konumdayız. Azerbaycan'da Şahdeniz sahasının geliştirilmesi ve Bakü- Tiflis- Erzurum boru hattıyla doğal gazın Türkiye'den Avrupa'ya ulaştırılması dönüm noktası oldu. Ana omurgasını Trans Anadolu doğal gaz boru hattının (TANAP) oluşturduğu güney gaz koridoru sayesinde Türk devletleri, enerji güvenliğinde de kritik tedarik merkezleri haline geldi." değerlendirmesinde bulundu.
2034'te 3 milyon yolcu ve 17 milyon ton yük taşıma hedefi
Azerbaycan'ın ihtiyaç halinde Türkiye'ye Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı üzerinden enerji tedarik desteği verdiğini aktaran Kıran, son dönemdeki gelişmelerin, güney gaz koridorunun kapasitesini artırmanın önemini daha da stratejik hale getirdiğini belirtti.
Kıran, Türkmenistan ve Türk devletlerinin enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden piyasalara ulaştırılmasının ortak refah, kalkınma, istikrar ve güvenliğe katkı sağlayacağına vurgu yaparak, bu hattın aynı zamanda Avrupa'nın enerji güvenliğini de sağlayacağına dikkati çekti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki dönemde altyapı ve inovasyona yapacağımız yatırımlar, mevcut potansiyelimizi kuvveden fiile geçirme imkanı sunacak. Avrasya coğrafyasında Hazar geçişli uluslararası Doğu-Batı orta koridorunda öncülük ediyoruz. Orta koridorun önemli bir ayağı 2017'de faaliyete geçirdiğimiz Bakü-Tiflis-Kars demir yolu. 2034'te bu proje ile 3 milyon yolcu ve 17 milyon ton yük taşıma kapasitesine ulaşmayı hedefliyoruz. Orta koridorda girişimimizi, açılışını Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı 1915 Çanakkale Köprüsü ile taçlandırmış bulunuyoruz. Mega projelerimiz, tarihi altyapı yatırımlarımız, kara, hava ve demir yolu bağlantılarımızla Batı ile Doğu'yu birleştiriyor, kesintisiz hatlar kuruyor ve mesafeleri kısaltıyoruz."
"Türk dünyası çok daha kuvvetli temeller üzerinde yükseliyor"
Kıran, imzalanan Paris İklim Anlaşması kapsamında iklim değişikliği ve temiz enerji konusunda somut çalışmalar yaptıklarını ve Türk dünyasının yenilenebilir enerji konusunda çok önemli kaynaklara ve potansiyele sahip olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin enerji dönüşümündeki birikim ve tecrübesinin, Türk devletlerinin sahip olduğu potansiyel ile hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Kıran, Azerbaycan'ın Karabağ ve Doğu Zengezur'u yeşil enerji bölgesi ilan ederek sergilediği iradenin, cesaret verici olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin yenilenebilir enerji konusunda Türk dünyasındaki en büyük elektrik kapasitesine sahip olduğunu belirten Kıran, "Avrupa'da 5. dünyada ise 12. sırada yer alıyoruz. Son 30 yıldaki hamlelerimizle Türk dünyası çok daha kuvvetli temeller üzerinde yükseliyor. Dilde, fikirde ve işte birlik hedefiyle her platformda ve her alanda gelişen iş birliğimizin enerji alanındaki somut neticelerini almaya devam edeceğiz." diye konuştu.
"Enerji ülkelerin ekonomik güvenliğidir"
Kırgızistan'ın Ankara Büyükelçisi Kubanıçbek Ömüraliyev de enerji kaynaklarının kullanımının hem ülke halkları açısından hem de uluslararası politika bağlamında önemli hale geldiğini vurgulayarak, şunları paylaştı:
"Enerji, ülkelerin ekonomik güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Vatandaşlarımızın yaşam kalitesini ve refah düzeyini artırmak, imkanlarını yükseltmek için enerji önemli bir konu. Dolayısıyla bu kongrede iş birliğini geliştirmek üzere yapılacak açıklamalar önemli. Kırgız Cumhuriyeti büyük enerji potansiyeline sahip. Bu potansiyelin geliştirilmesi Kırgızistan'ın önemli hedeflerinden biri."
Kırgızistan'ın rüzgar enerjisi konusunda da zengin bir ülke olduğunun altını çizen Ömüraliyev, rüzgar enerjisini kullanıma sunmak için projeler ve çalışmalar yürüttüklerini aktardı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Tancan, 2053 hedeflerini değerlendirdi:
"2053 yılı hedefleriyle kısa ve orta dönemde ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi azami ölçüde yenilenebilir kaynaklarımızdan karşılayarak dışa bağımlılığımızı ve enerji temin maliyetlerimizi azaltmayı hedefliyoruz"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, enerji talebinin sürekli, kaliteli ve uygun fiyatlı olması için yerli ve yenilenebilir kaynakların artırılması gerektiğini belirterek, "2053 yılı hedefleriyle kısa ve orta dönemde ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi azami ölçüde yenilenebilir kaynaklarımızdan karşılayarak dışa bağımlılığımızı ve enerji temin maliyetlerimizi azaltmayı hedefliyoruz." dedi.
Tancan, Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi ve Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı'nın çevrim içi düzenlediği Uluslararası Türk Enerji Birliği Kongresi'ne videolu mesaj yoluyla katıldı.
Öngörülebilir piyasa yapısının sağlanması, enerjinin milli ve yerli teknolojilerle üretilmesi için çalışmaların devam ettiğini aktaran Tancan, enerjide kullanılan malzemelerin yerli firmalar tarafından ve daha fazla yerli kaynak kullanılarak üretilmesinin teşvik edildiğini söyledi.
Tancan, Bakanlığın hazırladığı uzun dönemli Türkiye Ulusal Enerji Planı çalışmasının bu yılın ilk yarısında yayımlanmasının planlandığını bildirerek, çalışma kapsamında uzun dönemli enerji arz-talep senaryoları hazırlandığını kaydetti.
İthalat bağımlılığını azaltma adına yerli ve yenilenebilir kaynaklardan faydalanarak elektriğin kaliteli, sürekli, uygun maliyetli ve çevreye duyarlı bir şekilde kullanılmasına yönelik politikaların benimsendiğini belirten Tancan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu kapsamda, dünya genelinde yapılan çalışmalar incelendiğinde, bugün yaygın şekilde kullanımda olmayan ya da tasarım aşamasında olan birtakım teknolojilerin uygun maliyetli hale geleceği ve yaygın olarak kullanılabileceği varsayılarak planlamaların yapıldığı görülmektedir. Hedeflere zamanında ulaşılabilmesi ise kaydedilecek teknolojik gelişmeler ve bu teknolojilerin geleceği fiyat düzeyleri ile doğrudan ilişkilidir. Ülkemiz de bu doğrultuda, 2053 yılı hedefleriyle kısa ve orta dönemde ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi azami ölçüde yenilenebilir kaynaklarımızdan karşılayarak dışa bağımlılığımızı ve enerji temin maliyetlerimizi azaltmayı hedefliyoruz."