Haberler

20. Aydın Doğan Ödülü, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı-Afad'a Verildi

Abone Ol

* Ülkemizde insani değerleri yüceltme amacıyla verilen 'Aydın Doğan Ödülü'ne, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı(AFAD) layık görüldü.

* Ülkemizde insani değerleri yüceltme amacıyla verilen ' Aydın Doğan Ödülü'ne, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı(AFAD) layık görüldü. AFAD Başkanı Dr. Fuat Oktay ödülü, Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner'in elinden aldı.

Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner;

"20 yıldır Aydın Doğan ödülü her sene kültür, sanat, edebiyat ve bilim alanlarında başarılarıyla ön plana çıkmış kişi ve kurumlara verildi. Bu yıl ise insani değerleri yücelten kurumumuzu ödüllendirmek istedik. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Başkanlığı'nı yani AFAD'ı seçtik"

"Malesef ki bu seçimin arka planında büyük bir insanlık dramı yatıyor. Suriye'de 6 yıldır süren iç savaş bu ülke nüfusunun neredeyse yarısını evinden barkından etti. Hayata tutunabilmek yaşayabilmek için başa ülkelere göçe zorladı.

"Dünya'nın kayıtsız kaldığı bu dram karşısında Türkiye adeta cesur bir yürek olarak 3 milyona yakın Suriyeliye kapılarını açtı. Ciddi hiçbir katkı almadan kendi imkanları ile onlara barınacak bir yuva sıcak bir AŞ sağladı. Bu mültecilerden 270 bini AFAD'ın 10 ilimizde kurduğu ve yönettiği barınma merkezlerinde hayatını sürdürüyor"

Haber-Kamera: Taner YENER-İdris TİFTİKÇİ / İSTANBUL DHA

Bu yıl 20. kuruluş yıldönümünü kutlayan Aydın Doğan Vakfı, Aydın Doğan Ödülü konusunda yaptığı değerlendirme sonucunda, geleneksel kategorilerin dışına çıkarak Aydın Doğan Ödülü'nün Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na (AFAD) verilmesini oy birliğiyle kararlaştırdı.

Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu, bu karara varırken ülkemizin, rejimin zulmünden ve ülkesinde 5 yıldır devam eden iç savaştan kaçan milyonlarca Suriyeliye kucak açarak sergilediği insani tavrın, önemli bir dış yardım ve katkı almadan hayata geçirilmesinde büyük bir rol oynamış, kısa sürede etkileyici bir organizasyonel kabiliyet ortaya koyarak hizmetler vermiş ve dünyaca örnek gösterilen bir başarı öyküsü sergilemiş olan AFAD'ın değerli çalışmalarının takdir edilmesi görüşünden hareket etti. Yönetim Kurulu, ayrıca bu ödülün AFAD'ın çalışmalarının toplum ve dış dünya tarafından daha iyi bilinmesi ve anlaşılmasına da katkı sağlayacağına dair inancını da dile getirdi. Afetlerin gerçekleşmesinin kaçınılmaz olduğu gerçeğinden hareketle, afet zararlarını azaltmayı, önlemlerini almayı ve etkilerini azaltmayı amaçlayan AFAD, 'Afetlere dirençli toplum oluşturmak' misyonuyla hareket ediyor. AFAD, afet ve acil durumlarla ilgili çalışmalarında sürdürülebilir kalkınmayı esas alarak, risk odaklı, etkili ve güvenilir hizmetler sunan ve yönlendirici bir vizyona sahip bulunuyor.

Ödül töreni Hilton Oteli Şadırvan ve Balo Salonu'nda yapıldı. Gözde Atasoy'un sunuculuğunu yaptığı geceye, Aydın Doğan Vakfı (ADV) Kurucusu ve Onursal Başkanı ve Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, eşi Sema Doğan, Aydın Doğan Vakfı ve Doğan Online Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner ADV Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı eşi Ali Sabancı, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, eşi Ahmet Faralyalı, Doğan Yayın Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, oğlu Aydın Doğan Yalçındağ, Aydın Doğan Vakfı Genel Müdürü Candan Fetvacı, Doğan Holding İcra Kurulu Başkanı Soner Gedik, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, eski bakanlardan Hüsamettin Özkan, İlhan Kesici, Tufan Türenç ve eşi Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Murat Yetkin, Fatih Çekirge, Ertuğrul Özkök, Murat Özyeğin, Akif Beki, Altan Öymen, Rıfat Ababay, Gülben Ergen, eşi Erhan Çelik, Ozan Sağdıç, Aslı Öymen, Volkan Vural, Erdoğan Aktaş'ın da bulunduğu medya, iş, siyaset ve sanat dünyasından birçok isim katıldı. Kokteylin ardından devam eden yemekli gecede konuklara Trio Pax grubunun mini bir konseriyle başlayan törende Aydın Doğan Vakfı'nın 20. Yılını tanıtan kısa bir film gösterildi.

'İNSANİ DEĞERLERİ YÜCELTEN KURUMUMUZU ÖDÜLLENDİRMEK İSTEDİK"

Daha sonra törenin açılışında konuşan Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner, bu akşam hem büyük bir acıyı hemde büyük bir başarıyı paylaşmak için bir araya geldiklerini söyledi. ADV'nın 20'inci kuruluş yılını kutladığını ifade eden Boyner, ? 20 yıldır Aydın Doğan ödülü her sene kültür, sanat, edebiyat ve bilim alanlarında başarılarıyla ön plana çıkmış kişi ve kurumlara verildi. Bu yıl ise insani değerleri yücelten kurumumuzu ödüllendirmek istedik. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Başkanlığı'nı yani AFAD'ı seçtik. Malesef ki bu seçimin arka planında büyük bir insanlık dramı yatıyor. Suriye'de 6 yıldır süren iç savaş bu ülke nüfusunun neredeyse yarısını evinden barkından etti. Hayata tutunabilmek yaşayabilmek için başa ülkelere göçe zorladı. Dünya'nın kayıtsız kaldığı bu dram karşısında Türkiye adeta cesur bir yürek olarak 3 milyona yakın Suriyeliye kapılarını açtı. Ciddi hiçbir katkı almadan kendi imkanları ile onlara barınacak bir yuva sıcak bir AŞ sağladı. Bu mültecilerden 270 bini AFAD'ın 10 ilimizde kurduğu ve yönettiği barınma merkezlerinde hayatını sürdürüyor. Umalım ki,Türkiye'nin tek başına üstlendiği sorumluluğu diğer ülkelerde paylaşırlar. Üç, beş mülteciyi ülkelerine alabilmek için kısır ve bencil pazarlıklardan vazgeçerler. Özellikle Avrupalı dostlarımızın, uğrunda birlikte mücadele verdiğimiz özünde insan haysiyeti olan liberal demokrasi değerlerimizi daha samimiyetle daha özveriyle sahiplenmelerini ve savunmalarını bekliyoruz. Bunu Avrupa'nın tarihiyle şekillenen ortak vicdanlarından talep ediyoruz" dedi.

'AFAD, ÖRNEK BİR ÇALIŞMA YÜRÜTTÜ"

Boyner sözlerine şöyle devam etti: 'Bu arada bir şey paylaşmak istiyorum. Geçen ay bir yemekteydik. Avrupalı politikacılar vardı yemekte ve eski bakanlardan biri bir bilgi paylaştı bizle. Avrupa her sene 1 ila 1,5 milyon kişiye çalışma izni veriyor, oturma izni veriyor. Hindistan'dan, Çin'den, Rusya'dan, Ukrayna'dan Avrupa zaten büyük bir kıta ve zaten kendi vatandaşı olmayan 1,5 milyon kişiye çalışma izni veriyor, oturma izni veriyor kapılarını açıyor. Dolayısıyla problem Avrupa'nın 100 bin, 200 bin Suriyeli mülteciyi, 1 milyon, 2 milyon Suriyeli mülteciyi içinde barındıramaması değil problem mültecilerin kendi istedikleri mülteciler olmaması diye de o bağlantıyı da kurduk. Burada böyle bir ikiyüzlülük olduğunu da Avrupa'da düşünüyorum maalesef. İşte böyle bir ortamda AFAD organizasyonel başarısı, etkin ve insani hizmet becerisiyle tüm dikkatleri üzerine çekti, örnek bir çalışma yürüttü. Bizim amaçlarımızdan biri AFAD'ın bu başarısını hem ülkemizin hemde uluslar arası kamuoyunun dikkatine sunmak. AFAD sadece mültecilerle değil Türkiye ve Dünya'da deprem, afet ve acil yardım bekleyen pek çok sahada hizmet veriyor. Bu kurumun değerli başkanı Dr. Fuat Oktay ve çalışma arkadaşları her türlü övgüyü hak ediyor. Sayın başkanı ve değerli uzmanlarını yürekten kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum. Bu güzel örnek ülkemizin yetişmiş insan gücünün ve bilimsel metodlarla çalışan kurumlarımızın değerini bir kez daha gösteriyor. Bu çok değerli yetişmiş insan gücümüzü, güçlü kurumlarımızı daha yaygın ve sürekli kılmamızın ancak eğitime gösterdiğimiz özenle mümkün olacağı bilinciyle çalışıyoruz. Eski nesillerden geçmişe öykünen yorgun alışkanlıklarına karşı özgür akıl ve özgür vicdanlarıyla yeniyi hayal edebilen, inşa edebilen nesilleri yetiştirmek zorunda olduğumuza inanıyoruz. Bu bilinçle ve inançla Aydın Doğan Vakfı, eğitime ve özellikle de kız çocuklarımızın eğitimine ve yetişmelerine büyük bir önem verdi, vermeye devam ediyor. Şimdiye kadar bu alanda ciddi katkılar sağladık,bu hizmetlerimizi tüm imkanlarımızla devam ettireceğiz" dedi.

'GERİDEN GELEN ÇOK CİDDİ DE BİR TECRÜBESİ VAR"

Boyner'in konuşmasının ardından, ödüle değer görülen AFAD'ın tanıtım filmi gösterildi. Daha sonra, Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner,, AFAD Başkanı Dr. Fuat Oktay'a Aydın Doğan Ödülü'nü takdim etti. Ödülü aldıktan sonra konuşan AFAD Başkanı Dr. Fuat Oktay, 2015'de Birleşmiş Milletler'den 'En iyi kamu hizmet' ödülü, 20 Nisan 2016' Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden 'Uluslararası kamu markası' ödülü aldığını belirtti. Oktay böyle güzel bir ödül almaktan dolayı kendisi ve AFAD adına memnuniyetini dile getirirken, 'Çalışmalarımızın farkında olan ve bu konuda farkındalık oluşturan Doğan Vakfı jüri üyeleri başta olmak üzere teşekkürlerimi sunuyorum. AFAD genç bir kurum henüz 5 yaşında. Ama tabi bu 5 yaşında, kurumun geriden gelen çok ciddi de bir tecrübesi var. Farklı bakanlıklara bağlı kurumlarımız var. Bayındırlık Bakanlığımıza bağlı önceki dönemden, İçişleri Bakanlığımıza, Başbakanlığa bağlı ve herhangi bir afet veya acil durumda Türk insanının yanında olacak kurumlarımız sonrasında tecrübe şunu gösteriyor. Farklı kurumlara bağlı olan kuruluşların aslında acil bir konuda koordinasyonu net sağlanmasında sıkıntılar yaşandığı için hepsini lav edip tek bir başkanlık boyutunda AFAD'ın oluşturulması 2009 fiilen de aslında 2010'da faaliyete başladığımız bir kurumumuz" dedi.

'TÜRKİYE DERS ALACAK DEĞİL BU KONULARDA DERS VERECEK ÜLKE"

BM Genel Sekreter vekilinin yaklaşık 2 ay önce AFAD'ı ziyaret ettiğini ifade eden Oktay, ? Sonrasında birkaç toplantıda birlikteydik. Akşamda uçakta başka bir yere geçiyoruz. Bana dedi ki şu anda 'Dünya'daki en dinamik ve herhangi bir afet veya acil durumlara karşı da en hızlı hareket eden, en iyi kurum olduğunuzu biliyosunuz değil mi' dedi. Biliyoruz dedik. Burada mütevazi olmamıza gerek yok. ' Peki 5 yıllık sürede bunu nasıl başardınız' diye sordu. Akabinde de hemen bir hafta öncesinde de belki Gaziantep'deki ziyareti hatırlarsınız. Sayın Başbakanımızla birlikte orada AB Komisyon başkanı Donald Tusk'un ve aynı şekilde Parlemento Başkan Yardımcısı Timmerman'ın da olduğu bir toplantıdaydı. Özellikle kamp ziyaretinden sonra sorulan bir soruya Tusk'un çok net bir cevabı vardı ' Özellikle insani yardımlar noktasında hiç kimse Türkiye'ye ders vermeye kalmasın. Ben gördükten sonra Türkiye ders alacak değil bu konularda ders verecek ülke olduğunu gördüm. Tabi 5 yılda böyle bir kurumun nasıl bu hale geldiği aslında bizim çalışmalarımızı, bizim toplumumuzu, bizim insanımızı biraz yakından tanıyan kişilerin merak etmemesi gereken bir olay.

'Din, dil, mezhep hiçbir ayırım gözetmeksizin tek yumruk oluveriyoruz"

Oktay: 'Beş yılda bile Dünya'nın en iyi kurumlarını oluşturabilecek ve en büyük krizlerin olduğu ortamda en rahat bir şekilde bunları aşabilecek boyutta da özelliklerimiz var. Dışarıda özellikle dışarıdan gelen birisi olarak da bunu özellikle ifade ediyorum. Şunu biz düşünüyorduk, görüyorduk, Türkiye başına bir iş geldiği zaman bunu konuşur, bir hafta konuşur, üç hafta konuşur, beş hafta konuşur afetleri yaşadığında sonrasına bunu unutur. Tekrar başına bir şey geldiğinde sanki hiç yaşamamış gibi tekrar aynı şeyleri yaşar. Bu gerçekten böylemedir yoksa bu bir algımıdır bunu çalışmakla biz işe başladık. Sonrasında bulduğumuz şey şuydu. Başımıza bizim herhangi bir şey geldiğinde normal zamanlardaki durumumuz ne olursa olsun. Herhangi bir afeti yaşadığımızda, herhangi bir acil durumu yaşadığımızda tek yumruk oluveriyoruz. Din, dil, mezhep hiçbir ayırım gözetmeksizin tek yumruk oluveriyoruz. Harika bir şekilde afetin bir şekilde üstesinden geliyoruz. İyi yapanlar ödüllendiriyoruz, kötü yapanlar belki farklı şekilde performans boyutunda farklı yerlere gidiyorlar. Yani iyi yapanlar da, kötü yapanlar da başka yerlerde olabiliyor. Tecrübe bir sonraki dönemde ikinci bir afeti yaşadığında Türkiye, gördük ki aslında Türkiye ikinci defa yaşıyor ama orada olanlar ilk defa yaşadığı için sanki ilk defa yaşıyormuş gibi aynı şeyleri tekrarlıyoruz" diye konuştu.

'KENDİSİNE VERİLEN GÖREVİN EN İYİSİNİ YAPMASINI İSTİYORUZ"

Oktay, iyi ve kötü yanlarıyla bir ilke kararı aldıklarını vurgulayarak, 'Bundan sonra hiçbirimiz hiç kimsenin elinden gelenin en iyisini yapmasını istemiyoruz. Yani herkes elinden gelenin en iyisini yapıyor. Ama ortaya en iyisi çıkmıyor. Ortaya bazen kaos çıkıyor ve ciddi bir maliyet çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkamızın net bir talimatı vardı bize özellikle gelişmiş, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki en büyük farklardan birisi bugünkü Dünya'da afetlerin yönetimi. Yani bunu sürdürülebilir kalkınmanın olmazsa olmazlarından birisi alsında bu. Gelişmiş ülkelere baktığımızda afetleri yaşadığında normal gelişimini sürdürürken, afeti yaşadığında çok hafif bir sarsıntıyla bunu fırsata dönüştürebiliyor. veya etkilenmeden devam edebiliyor. Gelişmekte hele hele geri kalmış ülkelerde gelişme trendini afetlerle birlikte çok ciddi şekilde sekteye uğratıyorsunuz. Her defasında afetlerde, doğal afetlerden kaçış yok önlem alma şansınız var. Dolayısıyla sürdürülebilir kalkınma anlamında ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Burada mutlak ve mutlak bir sistem kurulması gerekir talimatını aldık. Bizde öyle yaptık. İlkemiz şuydu. Bundan sonra hiç kimsenin elinden gelenin en iyisini yapmasını istemiyoruz. Ama kendisine verilen görevin en iyisini yapmasını istiyoruz. Bununda bir performans göstergesi olsun istiyoruz. Sonrasında performans çerçevesinde de ödül ve ceza yöntemi olacaksa o çerçevede oluyor olmak zorundadır. Ama bir başka da şu kararı aldık. Türkiye doğal kaynakları zengin bir ülke olmadığı içinde elindeki kaynaklarını en optimum şekilde kullanıyor olmak zorunda. Bunun içinde var olan bütün kurum ve kuruluşlarımızın, özel sektörümüzle birlikte tamamının kapasite ve kabiliyetini afetin yönetimine entegre edelim istedik. AFAD olarak bizim yaptığımız buydu aslında" ifadesini kullandı.

'3 MİLYONU AŞAN BİR MÜLTECİ OLAYINDA TÜRKİYE'DE PANİKLEME YAŞAMADIK"

AFAD olarak önleyici tedbirlere odaklanmak zorunda olduklarını kaydeden Oktay, ? Özellikle 2016'da buna odaklanmış durumdayız. 81 ilimizde yaptığımız bütünleşik tehlike haritası diye ifade ettiğimiz tüm illerin tehlikelerini belirliyoruz. Tek bir haritada tamamını topluyor olacağız ve sonrasında da risk analizlerini yapan modellerimizi geliştirmiş durumdayız. Risk analizlerini yaptıktan sonra her bir ilimizin risk önceliklendirilmesini sonrasında da önceliklendirilen risklerin önlenmesi,yönetilebilmesiyle ilgili projeler geliştirmek ve bu projeleri uygulamak . Bu belki Türkiye'nin gelecek 20,30, 40 yılını kapsayan proje. Suriye olayı bu çalışmaların sadece bir yan ürünü diye görebiliriz aslında. Yani ciddi bir emek var ciddi bir alınteri var, 7/24 geldiğinizde AFAD'ın ışıklarının yanıyor olduğunu görürsünüz. Avrupa'ya baktığımızda 28 tane ülkeden bahsediyoruz. Daha 3-5 kişinin hareketlendiği bir ortamda, 28 tane ülkenin paniklediği bir ortamda 3 milyonu aşan bir mülteci olayında Türkiye'de panikleme yaşamadık. Biz üç günde 200 bin kişiyi aldık. Kobani olayları diye hatırlarsınız. Bunlar Türkiye'yi transit ülke olarak görenler değillerdi. Ben kendim şahsen, fiilen oradaydım. Bizden başka hiç kimse yoktu. Sonrasında hiç Türkiye yardım etmemiş gibi bir algı operasyonu oluşturuldu. Yaptıklarımızla ilgili genelde sorgulanıyoruz. Biz o kadar iş odaklıyız ki hiçbir karşılık beklemeden iş odaklıyız. Bugün Ekvador, dün Nepal'de öyleydik. Önceki gün Filipinler'de öyleydik. Biz Filipinlere gittiğimizde ülkenin kendi yönetimi afet yerdinde değildi. Birleşmiş Milletler henüz orada değildi. Düşünün ki 10-15 saatlik uçak yolculuğundan bahsediyorsunuz hazırsınız. Aynı şey Bosna ve Sırbistan'da farklı değil" dedi.

AMAÇ, KÜLTÜR VE YAŞAM KALİTESİNİ YÜKSELTMEK

Aydın Doğan Ödülü, Vakıf kurucusu Aydın Doğan adına düzenleniyor. Aydın Doğan Ödülü, ülkemizde kültür, sanat, edebiyat ve bilim eserlerini yaratıcılarının kişiliğinde, çeşitli dallar için verilen uğraşları, özveriyi, kaliteyi ve mükemmelliğinin yanı sıra emek verenlerin çalışma ve birikimleri ile ulusal ve uluslararası platformda övgü kazananları, mesleklerine başladıkları günden bugüne kadar gösterdikleri başarılar doğrultusunda ödüllendirerek, Türk insanının kültürünü ve yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla veriliyor. Ödüllerin hangi dallarda verileceği her yıl, Vakıf Yönetim Kurulu'nca belirleniyor. Aydın Doğan Ödülü, 20 yıldır, gösterdikleri başarılardan dolayı ulusal ve uluslararası platformda övgü kazanan kişi ve kurumlar ile kültür, sanat, edebiyat, bilim alanında verilen eserleri, yaratıcılarının kişiliğinde ödüllendiriyor.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE AYDIN DOĞAN ÖDÜLÜ

1) 1997 Aydın Doğan Ödülü: Roman - Adalet Ağaoğlu

2) 1998 Aydın Doğan Ödülü: Soysal ve Beşeri Bilimler- Prof. Dr. Doğan Kuban ve Prof. Dr. Emre Kongar

3) 1999 Aydın Doğan Ödülü: Görsel Sanatlar- Ara Güler

4) 2000 Aydın Doğan Ödülü: Şiir- Melih Cevdet Anday

5) 2001 Aydın Doğan Ödülü: Tarih- Prof. Dr. İlber Ortaylı

6) 2002 Aydın Doğan Ödülü: Klasik Batı Müziği- Ankara Devlet Konservatuarı

7) 2003 Aydın Doğan Ödülü: Arkeoloji - Ord. Prof. Dr. Sedat Alp ve Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu

Hizmet Ödülü: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü ve Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araşt. Enstitüsü

8) 2004 Aydın Doğan Ödülü: Türk Halk Müziği - Yücel Paşmakçı

Hizmet Ödülü: İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı ile Folklor Kurumu

9) 2005 Aydın Doğan Ödülü: Kent Mimarisi, Kent Dokusu

İzmir Konak Meydanı Düzenlemesi ve Kastamonu Tarihi Kent Dokusu İyileştirme Projeleri

10) 2006 Aydın Doğan Ödülü: Resim- Adnan Varınca

11) 2007 Aydın Doğan Ödülü: Moda Tasarımı- Özlem Süer ve Ümit Ünal

12) 2008 Aydın Doğan Ödülü: Heykel- Seyhun Topuz

13) 2009 Aydın Doğan Ödülü: Tiyatro- Genco Erkal

14) 2010 Aydın Doğan Ödülü: Sinema - Nuri Bilge Ceylan

15) 2011 Aydın Doğan Ödülü: Türk Halk Müziği - Mehmet Özbek

Hizmet Ödülü: Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı

16) 2012 Aydın Doğan Ödülü: Öykü - Selim İleri

17) 2013 Aydın Doğan Ödülü: Türk Müziği-Prof. Dr. Nevzad Atlığ

Türk Musikisi Vakfı

18) 2014 Aydın Doğan Ödülü: Fotoğraf - Ozan Sağdıç

Hizmet Ödülü: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü

19) 2015 Aydın Doğan Ödülü: Roman - Orhan Pamuk

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Aydın Doğan Sema Doğan Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title