2020 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Milli davamız Kıbrıs konusunda sırf müzakere etmek için tekrar masaya oturmayacağız. Bir süreç başlayacaksa, iki tarafın siyasi eşitliğine ilişkin tüm muğlaklıkların önceden ortadan kaldırılması gerektiğini muhataplarımızın dikkatine getiriyoruz" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Milli davamız Kıbrıs konusunda sırf müzakere etmek için tekrar masaya oturmayacağız. Bir süreç başlayacaksa, iki tarafın siyasi eşitliğine ilişkin tüm muğlaklıkların önceden ortadan kaldırılması gerektiğini muhataplarımızın dikkatine getiriyoruz" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, 2020 Merkezi Yönetim bütçe ve 2018 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin tek havza ülkesi olmadığını söyleyerek, "Hiçbir zaman olmamıştır ve gelecekte de olmayacaktır. Dış politikamızı belirlerken bu gerçeği dikkate alıyoruz. Bugün birden fazla havzada dinamikleri olumlu yönde etkileyebilecek şekilde sahada ve masada güçlüyüz. Bu gücümüzün en çarpıcı örneklerinden birini, Suriye'nin kuzeydoğusunda yürüttüğümüz Barış Pınarı Harekatı ve hemen sonrasında ABD ve Rusya ile beş gün arayla müzakere ettiğimiz iki ayrı mutabakat teşkil etmiştir. Bu yaklaşım, Barış Pınarı Harekatı'ndan önce de devreye sokmaktan çekinmeyeceğimizi gösterdiğimiz üzere, barışın yolunu açmak için gerektiği takdirde sert gücümüzü kullanabilmeyi içermektedir" ifadelerini kullandı.
"DIŞ TEMSİLCİLİKLERİMİZİ 246'YA ÇIKARDIK"
Dış teşkilatların genişleme sürecinin devam ettiğini ifade eden Çavuşoğlu, "2002 yılında 163 olan dış temsilcilik sayımız, bugün itibarıyla 142 Büyükelçilik, 13 Daimi Temsilcilik, 89 Başkonsolosluk, 1 Konsolosluk Ajanlığı ve 1 Ticaret Ofisi olmak üzere toplam 246'ya ulaşmıştır. Sadece temsilcilik sayımızı artırmakla kalmıyoruz. Teknolojideki baş döndürücü gelişmelerden azami istifade etmeyi ve diplomatlarımızı çağın gereklerine uygun araçlarla donatmayı da amaçlıyoruz. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz 'Dijital Diplomasi' girişimimizi son Büyükelçiler Konferansımız vesilesiyle kamuoyumuzla paylaştık" şeklinde konuştu.
"BARIŞ PINARI HAREKATI, FIRAT'IN DOĞUSUNDA BİR TERÖR DEVLETİ OLUŞTURMAYA YÖNELİK GİRİŞİMLERİ AKİM BIRAKTI"
Suriye'nin 2011 yılından beri rehin alan ihtilafın 2019'da da en büyük sınamalardan biri olduğuna dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, "Ülkedeki yıkımın devam ettiği bu yıl boyunca da ihtilafın kalıcı bir siyasi çözümle sona erdirilmesine ve ülkedeki otorite boşluğundan beslenen terör tehdidinin tamamen bertaraf edilmesine öncelik verdik. Ülkemizin bekasına ve vatandaşlarımızın hayatına kasteden PYD/YPG terör örgütüne karşı 9 Ekim'de başlattığımız Barış Pınarı Harekatı, Fırat'ın doğusunda bir terör devleti oluşturmaya yönelik girişimleri akim bıraktı. Suriye topraklarında göğüs göğse savaştığımız DEAŞ'a da, PYD/YPG'ye de karşı olduğumuzu, bu terör örgütleriyle kararlılıkla mücadele edeceğimizi ortaya koyduk. Türkiye'ye karşı kurulan her oyunu, bu meyanda Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğini tehdit eden tezgahları bozacağımızı gösterdik. Asılsız suçlamalara ve yaptırım tehditlerine rağmen, sahada ve masada yürüttüğümüz kararlı mücadele neticesinde, ABD ve Rusya Federasyonu meşru güvenlik kaygılarımızı, harekatımızın meşruiyetini ve sahada attığımız adımlarla oluşturduğumuz yeni statükoyu kabul etti. Kurmakta olduğumuz barış koridoruyla Suriyeli mültecilerin gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşleri için müsait bir ortam yaratılmasına da öncülük ediyoruz. Nitekim, harekatın başlangıcından bu yana yerinden edilmiş kişilerin yüzde 50'sinden fazlası geri döndü" diye konuştu.
"MUSUL VE BASRA BAŞKONSOLOSLUKLARIMIZIN YENİDEN FAALİYETE GEÇİRİLİYORUZ"
Irak'ın tüm kesimlerine ulaşma hedeflerine yönelik olarak Çavuşoğlu, "Irak'ın tüm kesimlerine ulaşma hedefi doğrultusunda Musul ve Basra Başkonsolosluklarımızın yeniden faaliyete geçiriliyoruz. Necef ve Kerkük'te ilk kez Başkonsolosluk açılmasına yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Irak'taki PKK varlığına karşı çabalarımızı da aralıksız sürdürüyoruz. Pençe Harekatımız neticesinde ülkemize terörist sızmalar önemli ölçüde azaltıldı. Tabiatıyla, Irak Türkmenlerinin güven ve huzur içinde yaşamaları ve her alanda adil temsillerinin sağlanması yönündeki çabalarımız aralıksız devam ediyor. Bu kapsamda Kerkük'ün statüsünün belirlenmesine yönelik süreçleri yakından takip ediyoruz" dedi.
"110'DAN FAZLA FETÖ MENSUBU ÜLKEMİZE SINIRDIŞI EDİLDİ"
"PKK'nın yurtdışı yapılanmasının baskı altına alınmasına ve faaliyetlerinin engellenmesine yönelik çabalarımız sürüyor" diyen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Almanya ve İngiltere'de PKK sembolleri kullanan şahıslar hakkında çıkan mahkumiyet kararları kayda değerdir. PYD/YPG sözde komutanı PKK'lı terörist Ferhat Abdi Şahin'in ABD ve Almanya'ya seyahat edeceği yönünde çıkan haberler üzerine, adı geçenin tutuklanarak ülkemize iadesi talebimizi süratle anılan ülkelere ilettik. Bu taleplerimizi ısrarla takip ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen haftaki ABD ziyareti sırasında da bu hususa özellikle eğildik. DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) içinde etkin rolümüz sürüyor. DMUK bünyesindeki en önemli çalışma gruplarından biri durumundaki Yabancı Terörist Savaşçılar (YTS) Çalışma Grubu'nun eş başkanıyız. YTS'ler konusunda kaynak ülkelerin üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmelerini teminen gereken tüm adımları atıyoruz. Nitekim, YTS'ler ülkelerine gönderilmeye başlandı. Geçen hafta Washington'da DMUK toplantısına katılarak, bu konulardaki öncelik ve beklentilerimizi muhataplarıma ilettim. FETÖ'nün yurtdışı yapılanmasına yönelik çalışmalarımız da sürüyor. Bugüne kadar girişimlerimiz neticesinde 110'dan fazla FETÖ mensubu ülkemize sınırdışı edildi. 38 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve kursların faaliyetleri kısmen ya da tamamen sonlandırıldı, 19 ülkede ise okullar Maarif Vakfı'na devredildi."
TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ
Bakan Çavuşoğlu Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerine değinerek, "ABD'nin FETÖ ve PKK/YPG'ye ilişkin tutumun bunun temel nedeni. ABD'nin S400 tedariğimizi bağlamından koparıp alakasız konularla ilişkilendirmesi de sorunlar yarattı. ABD iç siyasetindeki kamplaşmanın da bu süreçte aleyhimize sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Meselelerin diyalog ve karşılıklı anlayış çerçevesinde çözülmesi için gayret ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızın son ziyaretinde bu hususları kapsamlı şekilde ele aldık, dosyalar verdik. Barış Pınarı Harekatımızla PKK/YPG'nin oyununu bozduk. Bilahare, 17 Ekim ortak açıklamasıyla, ABD harekatımızın meşruiyetini ve arazideki mevcudiyetimizi kabul etti. Alınan yaptırım kararları kaldırıldı. Operasyonumuz nedeniyle bizi baskı altında tutmak için ABD Kongresi'nde ülkemiz aleyhinde girişimler başlatıldı. Cumhuriyetimizin 96. yılını kutladığımız gün temelsiz iddialarla dolu iki tasarı ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edildi. Bunlardan, sözde 'Ermeni soykırımı' kararına (H.Res.296) Yüce Meclisimiz, yaptığı ortak açıklamayla en güzel cevabı verdi" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ
Avrupa Birliği üyeliğinin stratejik hedef olduğunu hatırlatan Bakan Çavuşoğlu, "Reform gündemine hız verdik. Ancak, bugün AB'nin ülkemize karşı izlediği tutum haksız ve kabul edilemez bir nitelik taşıyor. AB, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında aramızda oluşan güven bunalımını aşacak adımları atmamıştır. İlaveten, terör örgütü ve yandaşlarının ortaya attığı asılsız iddialara itibar edilerek, Barış Pınarı Harekatı bağlamında olumsuz bir hava yaratılmıştır. AB bölgesel ve küresel alandaki önemli gelişmeleri gerektiği şekilde takip edememekte, bunların neden ve sonuçlarını nesnel ve bütüncül bir şekilde değerlendirememektedir.Bunun son örneği, Balkanlar'da Arnavutluk ve Kuzey Makedonya'ya yönelik olarak alınan basiretsiz kararlarda da görüldü" diye konuştu.
"KIBRIS KONUSUNDA SIRF MÜZAKERE ETMEK İÇİN MASAYA OTURMAYACAĞIZ"
Kıbrıs müzakereleri konusunda Çavuşoğlu, "Milli davamız Kıbrıs konusunda sırf müzakere etmek için tekrar masaya oturmayacağımızı sizler huzurunda vurgulamak isterim. Yeni bir süreç başlayacaksa, iki tarafın siyasi eşitliğine ilişkin tüm muğlaklıkların önceden ortadan kaldırılması gerektiğini muhataplarımızın dikkatine getiriyoruz. Doğu Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye'nin Kıbrıs Adası'nın batısında ve kuzeyindeki deniz alanlarında meşru hak ve çıkarları bulunmaktadır. Ülkemiz bunları korumak için gerekli tedbirleri almıştır, almaya da devam edecektir" şeklinde konuştu.
"UYGUR TÜRKLERİ'NİN HAYATLARINI BARIŞ, HUZUR VE REFAH İÇİNDE SÜRDÜRMELERİNE ÖNEM VERİYORUZ"
Çavuşoğlu şunları kaydetti:
"Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz karşılıklı ziyaret ve temaslarla sürdürülüyor. İhracatımızın çeşitlendirilmesi suretiyle ticaretimizin dengeli hale gelmesini hedefliyoruz. Uygur Türklerinin yaşamlarını barış, huzur ve refah içinde sürdürmeleri, temel insan haklarının gözetilmesi, dini özgürlüklerinin ve kültürel kimliklerinin korunmasına önem veriyoruz. Bu konuları Çin makamları nezdinde gündemde tutuyoruz. Önümüzdeki dönemde bölgeye bir ziyaret gerçekleştirilmesine yönelik plan bağlamında bunun modaliteleri ve kapsamına dair temas ve değerlendirmelerimiz sürüyor."
(Ahmet Umur Öztürk - İbrahim Berat Yılmaz/İHA)