21. Yılında 28 Şubat Mağdurları - "28 Şubat, O Dönem Mahkum Olanlar Açısından Bitmedi"
İş adamı Jak Kahmi'ye 28 Ocak 1993'te suikast girişiminde bulunduğu gerekçesiyle hüküm giyen ve 25 yıldır cezaevinde olan Osman Erdemir'in ailesi, yeniden yargılama talep ediyor.
İSMAİL ÖZDEMİR - İş adamı Jak Kahmi'ye 28 Ocak 1993'te suikast girişiminde bulunduğu gerekçesiyle hüküm giyen ve 25 yıldır cezaevinde olan Osman Erdemir'in ailesi, yeniden yargılama talep ediyor.
"Postmodern darbe" olarak nitelendirilen 28 Şubat darbesinde alınan kararlar, toplum üzerinde derin izler bıraktı.
Darbeye giden süreçte yapılan bazı yargılamalarda verilen kararların siyasi olduğunu söyleyerek yakınlarının haksız cezalara maruz bırakıldığını belirten aileler, yeniden yargılama istiyor.
Söz konusu aileler arasında 1993'te iş adamı Jak Kamhi'ye suikast girişiminde bulunduğu gerekçesiyle yargılandığı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan ve bu cezanın infazı gereğince 25 yıldır cezaevinde bulunan Osman Erdemir'in ailesi de bulunuyor.
Osman Erdemir'in babası Abdullah Erdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunun hapse girdiği dönemde gittikleri tüm kapıların yüzlerine kapandığını söyledi.
Oğlunun 25 yıldır cezaevinde olduğunu anlatan Erdemir, "Allah sabrını verdi. Çok şey başımızdan geldi geçti. Çok şeyler yaşadık. Osman içeriye girdi, hiç suçu yoktu, bir iftiradan dolayı aldılar." dedi.
Baba Erdemir, 25 yıldır hasretini çektiği oğlunun yeniden yargılanmasını istediklerini dile getirdi.
Kar-kış demeden oğlunu görmek için kaldığı cezaevine gittiğini anlatan Abdullah Erdemir, şöyle konuştu:
"Oğlum içeriye girdiğinde üniversite öğrencisiydi. Cezaevindeyken işletme fakültesini bitirdi. Bir an önce yavruma kavuşmak istiyorum. Hükümetten, Cumhurbaşkanımızdan bir an önce yavruma kavuşmak için yardım istiyorum. O zamanlar gücüm yetiyordu gidip görüyordum ancak 82 yaşındayım evden camiye zor gidip geliyorum."
"Devlete kızgın değiller"
Osman Erdemir'in kardeşi Ramazan Erdemir ise kardeşinin olayıyla alakalı "skandal" olarak nitelendirdikleri bir durumun olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"7 sene yatarı olan 14 senelik bir cezanın, daha sonra idama dönüştürülüp, idam kalktıktan sonra ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilip bir komediye dönüşmesinin hiçbir tarafını anlamış değiliz. 25 yıl bitti 26'ncı yıla girdik. Türkiye'deki hukuk davalarını az çok takip ediyoruz, mahkemelere gidip geliyoruz. Hiçbir davanın bu kadar uç noktalarda gezdiğine şahit olmadık."
Yeniden yargılama taleplerinin olduğunu dile getiren Ramazan Erdemir, şunları aktardı:
"Yeniden yargılama yolu açıldığı zaman biz inanıyoruz, ilk cezayı mahkeme tekrarlayacaktır, devletten alacaklı konumuna düşeceğiz. Biz alacağımızı da istemiyoruz, feragat ediyoruz. Bıraksınlar, gelsinler evlerine anneleriyle babalarıyla otursunlar. Başka hiçbir şey dilemiyoruz."
Ramazan Erdemir, 28 Şubat'ı 1990'lı yıllardan beri yaşamaya devam ettiklerini belirterek, "Bizim Cumhurbaşkanlığı'na, Başbakanlık'a, Adalet Bakanlığı'na çağrımızdır, bu insanlar suçlarının cezalarını çekmişlerdir, acilen tahliye edilmeliler. Ağabeyim ve diğer arkadaşları devlete kızgın değiller, sitem de etmiyorlar." diye konuştu.
"Bu dava, bir hukuk fecaatiydi"
İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) Başkanı Avukat Cihad Gökdemir de Osman Erdemir'in Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandığını anlattı.
Yapılan yargılamada Osman Erdemir ve arkadaşlarının, "eksik teşebbüsle adam öldürmek" ve "vahim silah kullanmak" suçlarından mahkum edildiğini anlatan Gökdemir, şunları söyledi:
"Bu mahkumiyet sonrasında toplamda aldığı ceza 7 yıl civarındaydı. Bu ceza savcı tarafından temyiz edildi, Yargıtay'a gitti. Yargıtay, ilginç bir şekilde yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı bozdu ve bu kişileri, 'bir Yahudi vatandaşının canına kastedip, anayasal düzeni bozmak suçundan ceza verilmesini istedi. DGM tarihinde belki de bir ilktir, Yargıtay'ın bu kararına direnildi. Dosya Yargıtay'a geri gitti."
Avukat Gökdemir, 1996 yılı ve 28 Şubat'ın en şiddetli dönemlerinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın da müdahalesiyle cezanın "idam" olarak onanarak yerel mahkemeye gönderildiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Yerel mahkeme, verilen cezayı sanıkların yüzlerine okumakla yetindi. O zaman ben mahkeme salonundaydım, DGM hakimi kişilere, 'ben sizinle ilgili bu kadar yüksek bir ceza düşünmüyordum ancak Yargıtay'dan bu geldi, size bu mahkumiyet kararını okumaktan başka yapacak bir şeyim yok' diye beyanı vardı. Maalesef bu dava bir hukuk fecaatiydi ."
Yeniden yargılama olması durumunda Erdemir'in beraat edeceğine inandığını aktaran Gökdemir, beraat olmasa dahi şimdiye kadar yatmış oldukları süre göz önünde bulundurularak tahliye olacağına inandığını söyledi.
Gökdemir, o dönem yargının hukuki değil siyasi kararlar verdiğini anlatarak, "Osman Erdemir'in dosyası, çok net bir şekilde siyasi bir karardır. 28 Şubat birçok konuda bitti ama o dönem mahkum olan insanlar açısından bitmedi. Onlar cezaevinden çıkmadan bitecek gibi durmuyor. İnşallah bu son 28 Şubat olmuş olur ve onlar tahliye olmuş olurlar." dedi.
Olayın geçmişi
İş adamı Jak Kamhi'ye 28 Ocak 1993 tarihinde Beylerbeyi'nde suikast girişiminde bulunulmuş, Kahmi olaydan yara almadan kurtulmuştu.
Olayın ardından İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde açılan davada, sanıklar Can Özbilen, Ali Rıza Bayramçavuş ile Osman Erdemir'e, "Taamüden adam öldürmeye teşebbüs" suçundan 15'er yıl ağır hapis cezası verilmişti.
Cezaları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca "Devletin anayasal düzenini bozma" suçundan idam istemiyle yargılanması gerektiği görüşüyle 2 kez bozulan davanın devam eden yargılama sürecinde 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti.