27 Mayıs'ta 3 yıl hapis yatan Nallıoğlu'nun kızı, darbe mağdurları komisyonuna başvurdu
27 Mayıs sürecinde 3 yıl hapse mahkum olan ve 1995 yılında hayatını kaybeden Erbey Nallı Nallıoğlu'nun kızı yüksek makine mühendisi Jülide Nallıoğlu Can, babasının haksız yere hapis yattığını öne sürerek, askeri darbe mağdurlarının zararlarının tazmini amacıyla Valilik bünyesinde kurulan...
27 Mayıs sürecinde 3 yıl hapse mahkum olan ve 1995 yılında hayatını kaybeden Erbey Nallı Nallıoğlu'nun kızı yüksek makine mühendisi Jülide Nallıoğlu Can, babasının haksız yere hapis yattığını öne sürerek, askeri darbe mağdurlarının zararlarının tazmini amacıyla Valilik bünyesinde kurulan komisyona başvurdu.
Tütün ticareti yapan Erbey Nallı Nallıoğlu, 1959'da Demokrat İzmir gazetesine saldırılması ve matbaasının tahrip edilmesi üzerine 12 Ocak ile 5 Mayıs 1961 tarihleri arasında görülen davada yargılandı. Dava, savcılığın talebi doğrultusunda "anayasayı ihlal" davası ile birleştirildi.
Nallıoğlu, Türk Ceza Kanunun 517/2'inci maddesi gereğince 3 yıl hapis ve 250 lira cezaya çarptırıldı.
Yassıada, Adana, İzmir-Buca ve Torbalı cezaevlerinde cezasını tamamlayan Nallıoğlu 1995'te vefat etti.
Jülide Nallıoğlu Can, avukatı Ali Onar aracılığıyla, babası Erbey Nallı Nallıoğlu'nun yargılandığı ve tutuklu kaldığı dönemde işlerinin aksadığını, ciddi miktarda ticari zarara ve itibar kaybına uğradığını öne sürerek, İzmir Valiliğindeki "27 Mayıs 1960 Askeri Darbe Mağdurlarının Zararlarının Tazmini Amacıyla Kurulan Komisyon"a başvurdu.
Jülide Nallıoğlu Can, AA muhabirine, babasının haksız yere yargılandığını ve 3 yıl hüküm giydiğini söyledi.
Can, 40 yıl sonra adalet için komisyona başvurduklarını ifade ederek, "Babam hapis yıllarını 30'lu yaşlarında geçirdi ve bu yaşlar insanların hayatlarında atılım yapabileceği yıllardır ama haksız yere hapse girmesinden dolayı hem işlerinin bozulmasına hem de uğradığı itibar kaybına üzülerek yıllarını geçirdi ve vefat etti. Bu haksız durum yıllarca ailemizi çok üzdü. Onun hakkını aramak, uğradığı haksızlığı ortadan kaldırmak ve adaletin tecellisi için başvuruda bulunduk." dedi.
Komisyonun geciken mağduriyetleri ortadan kaldıracağına inandığını aktaran Can, şöyle konuştu:
"Komisyonun yapacağı inceleme sonrasında bir meblağ karşımıza çıkacak ama hesaplanan tutar bizim maddi kayıplarımızı karşılamış olsa bile yıllar boyu çekilen acının hiçbir şekilde karşılığı olamaz. Geç de olsa böyle bir komisyonun kurulmuş olması bizce sevindirici bir durum. Çünkü bizim durumumuzda olan bir çok aile var ve özellikle maddi kayıpları bir şekilde hayatınızda giderebilirsiniz ama itibarınızı kaybetmişseniz bunun tecellisi çok zordur. Ondandır ki bizim bu komisyonda kazanmak istediğimiz maddi kazanç değil aksine kaybetmiş olduğumuz itibarımızı geri almaktır."
"Darbe ortamında sağlıklı yargı yapılamadı"
Avukat Ali Onar, Erbey Nallı Nallıoğlu, yargılandığı davanın "Anayasayı ihlal" davasına dahil edilmesinin haksız olduğunu savundu.
Darbelerin her şekilde anayasa ve hukuka aykırı olduğunu belirten Onar, "Darbe ortamında yapılan yargılamaların adaletli olmayacağı konusunda herkes hem fikirdir. Yargılanma sürecinin darbe ortamı olması nedeniyle deliller toplanmamış ve sağlıklı yargılama yapılmamıştır. Böyle olunca da haksız kararların ortaya çıkması ve mağduriyetlerin yaşanması kaçınılmaz olmaktadır. Biz bu haksızlığın giderilmesini talep ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı kararıyla oluşturulan komisyonun hem siyasi hem de hukuki açıdan önemli olduğunu belirten Onar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Aslına bakarsanız hukuken şu an açısından zaman aşımının ileri sürülebileceği bir durum söz konusuyken, hükümet böyle bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla bu mağduriyetin giderilmesine karar veriyor. Dolayısıyla yine milletimizin darbeleri ve darbe sevicileri bir kez daha sevmediğini bu Cumhurbaşkanlığı kararıyla görüyoruz."
