28 Şubat Davasıeski Mgk Genel Sekreteri Kılıç.
28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13 28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde...
28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13 28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor. Dönemin MGK Genel Sekreteri olan sanık İlhan Kılıç,dönemin Başbakanı merhum Necmettin Erbakan'ın askerle arasının çok iyi olduğunu belirterek, "Benim amirim Başbakandır. Benim şanssızlığım benim amirinin (Erbakan) rahmetli olmasıdır. Hayatta olsaydı lehime tanık olarak yapardı. Kaçmak bizim yaşımıza yakışmaz" dedi.
28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor. 481 müştekiden sadece 3'nün duruşmaya katılması dikkat çekerken, DYP ve SP adına duruşmada kimse yer almadı. Sanık Avukatları tahliye taleplerine ilişkin değerlendirmelerini yapmaya devam ediyor. Tahliye talebinde bulunan Erol Özkasnak'ın avukatı Ömer Çelikkesen, müvekkilinin Genelkurmay Başkanlığı'nda basın sözcüsü olduğunu anımsatarak, TSK ardına açıklama yapmaya yetkili bir kişi olduğunu belirtti. Müvekkilinin yaptığı açıklamaların şahsı görüşleri olmadığının altını çizen Çelikkesen, söz konusu açıklamaların Genelkurmay Başkanı ve 2. Başkanı tarafından onaylandığını kaydetti. Suçlamaların gerçeklerle ilgisinin bulunmadığını ifade eden Avukat Çelikkesen, "Aleyhe kamuoyu oluşturmak için müştekiler bir araya getirilmiştir. 4 Nisan 1997 tarihli çalışma grubu oluşturulmasına ilişkin belge, Genelsekreterlik'te hazırlanan bir Genelkurmay emridir. Diğer üç belge de Genelkurmay Harekat Başkanlığında hazırlanıp, Genelsekreterliğge gönderilen bir belgedir. Müvekkilim BÇG kriz masasının kuruluşunda görev almamıştır" dedi. Müvekkilinin 2 Temmuz 1997 de yapılan toplantıya izinde olduğu için katılmadığının altını çizen Çelikkesen, müvekkilinin kaçma ihtimalinin bulunmadığını, BÇG ile ilgili belgelerde de hiçbir suç unsuru olmadığını ve Genelsekreterliği'nde bu duruma hiçbir katkısının bulunmadığını savundu.
-GENELKURMAY BAŞKANI DA DAHİL YASA DIŞINDA BANA EMİR VEREMEZ -
Sanık Muhittin Erdal Şenel ise tahliye talebinde bulunduğu konuşmasında, adli müşavirliğe isnat edilen Batı Eylem Planında icra görevi verildiği ve icra makamında bulunduğuna ilişkin iddiasına yer verildiğini anlattı. Batı Çalışma Grubu belgelerini hatırlamadığını ifade eden Şenel, belgeleri aldığına ilişkin hiçbir alındı belgesi bulunmadığını belirtti. Belgeleri aldığına ilişkin imzalı kağıdın bulunması gerektiğini söyleyen Şenel, sözlerine şöyle devam etti:
"Batı Eylem Planı ile bana 8 adet icra görevi verilmiş, bunların hiçbirini ben yerine getirmedim. Askeri hakimlerin yargı bağımsızlığı nedeniyle görev ve sorumlulukları yasayla düzenlenmiştir. Benim askeri hakim olduğuma göre, askeri yargılama usul kanunu gereğince benim bu emirleri yerine getirmem mümkün değildir. Yasada benim resmi ve özel görevlerde yer alamayacağım yazılı. Benim bu görevleri yaptığıma ilişkin iddianamede tek delil yok. Başlangıçtan beri haykırıyorum. Ben bu icra görevlerini yapmadım. Getirmedim getirememem de. Genelkurmay Başkanı da dahil yasada dışında bana emir veremez. BÇG ile ilgili emirleri de ben yerine getirmedim. 7 Nisan 97 tarihli toplantıya katıldığımı hatırlamıyorum."
-ŞANSIZLIĞIM AMİRİMİN RAHMETLİ OLMASI-
Dönemin MGK Genel Sekreteri olan sanık İlhan Kılıç ise Bakanlar Kurulu kararıyla MGK Genel Sekreterliği görevine atandığını belirterek, "Türkiye'de en zor iş başbakanlık müsteşarı sonra da MGK Genel Sekreterliğidir. Bir bakan imzasını çekse, doğru TSK'daki görevine dönersiniz. Genelkurmaydan iki yıl izinli gibi sivil elbise ile görev yaptım. Amirim başbakandır. Bir suç varsa üstleniyorum. Bu işlerle hiçbir ilgimiz yok. Karadayı, "İlhan Kılıç'la hiçbir ilgimiz yok' demişti. 7 Eylülde Genel Sekreter oldum. 5 Ağustos'ta Hava Kuvvetleri Komutanı oldum. Ben hükümeti, niye çalıştırmayayım. Bizim dönemimizde Sayın Erbakan, Çiller çok başarılı görevler yaptılar" dedi. Erbakan'ın askerle arasının çok iyi olduğunu, kendisi ile her gün beraber olduklarını ve askerle bir sorunu olmadığını ifade eden Kılıç, "Benim amirim Başbakandır. Benim şanssızlığım benim amirinin (Erbakan) rahmetli olmasıdır. Hayatta olsaydı lehime tanık olarak yapardı. Kaçmak bizim yaşımıza yakışmaz. Polis geldiği zaman ben bir buçuk saat onları bekledim. Orduevinin lobisinde buluşalım dedi. Sayın savcı benim evimde arama yaptırdı ama hiçbir belge bulamadı" dedi.
-GENELKURMAY BAŞKANI ARKADAŞIMDIR O BİLE BANA EMİR VEREMEZ-
Örtülü işler olabileceğini, Başbakan'ın yazılı olarak kağıtla emir verdiğini ve sonra o emir kağıdını aldığını anlatan Kılıç, "Yasada "MGK Genel Sekreteri, başbakan ve cumhurbaşkanından emir alır' diyor. Genelkurmay Başkanı arkadaşımdır, o bile bana emir veremez. Ben başbakandan müsaade almadan Genelkurmay'a gidemem" diye konuştu.
Yıldırım Türker'in Avukatı Aytekin Erol, tutukluğun cezaya dönüştüğünü belirterek, müvekkilinin tahliyesini talep etti. Çetin Saner'in Avukatı Murat Tanfer Türemen de müvekkilinin tahliyesini isterken, Kamuran Orhon Avukatı Asım Kılıç ise BÇG'nın oluşturulduğu ve suç tarihlerde izinli olduğunu belirterek, "Müvekkilim suç tarihleri olarak gösterilen 73 gününün 60 gününde görevinin başında değildir. İddia edilen suçu işlemesi mümkün değildir. Dönemin hükümetinin istifa ettiği tarihlerde Genelkurmaydan izinli olarak tedavi amaçlı ABD'ye gitmiştir. ABD'deki hastanenin bazı belgeleri iddianameye yanlış aktarılmıştır. Hastalıklarla uğraşan 60 günün izinli geçiren müvekkilimin hiçbir suçu yoktur.
Böbrek yetmezliğinin son evresindedir" dedi. Tutukluğun sona erdirilmesi gerektiğini belirterek Sanık Vural Avar'ın Avukatı Ümit Kara tahliyesini talep etti.
Sanık İsmail Ruhsar Sümer ile Hayri Bülent Alpkaya'nın Avukatı Erol Aras ise devrilen bir hükümetin bulunmadığını belirterek, "2006-2007 de başlayan rüzgar o kadar kuvvetlidir ki önce postmodern darbe dediler sonra darbe dediler ve bizi bu noktaya getirdiler. Ortada devrilen istifa eden bir hükümet var" dedi. Erbakan'ın hükümetten istifa ettiğine dair mektubu duruşma salonunda okuyan Aras, hayali bir darbeden dolayı yargılandıklarını savunarak müvekkillerinin tahliyesini istedi. Duruşmaya verilen öğlen arasının ardından tahliye taleplerinin alınmasına devam edilecek. (ANKA/DEVAM)
(YE/ÖZK) - Ankara