28 Şubat Davası
Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Karadayı: "Sincan'da tankların yürüyüşünden hiç haberim yoktu.
28 Şubat Davası sanıklarından dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, 4 Şubat 1997'de Sincan'da tankların yürüyeceğinden daha önce haberdar olmadığını, duyduktan sonra sorduğu arkadaşlarının bunun rutin tatbikat olduğunu söylediklerini anlatarak, "Yalnız, istismara açık bir zamanda oldu. O zaman gazeteler değişik biçimde yorumladılar" dedi.
Duruşmanın öğleden sonraki oturumu, Karadayı'nın sorgusuyla başladı. Sorgu öncesinde Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, Karadayı'ya, rahatsızlığı nedeniyle gerektiğinde ara verebileceğini söyledi.
Köksal'ın, "54. Hükümet göreve gelince Genelkurmayın rahatsızlığı oldu mu?" sorusu üzerine Karadayı, "Şahsen bana intikal eden durum olmadı. Böyle bir şey duymadım" dedi.
"Rahatsızlık nedeniyle hükümetin değiştirilmesinin hasıl olup olmadığına" ilişkin soruyu yanıtlarken Karadayı, "Hayır, kesinlikle böyle bir şey yok" ifadesini kullandı. Bununla birlikte, savunmasında sıraladığı çeşitli olaylar ortaya çıktıktan sonra kamuoyunda oluşan rahatsızlığın kendilerine de intikal ettiğini söyledi.
Başkan Köksal'ın, "MGK toplantısında, 'Bu gelişmeler darbeye götürür' gibi sözleri kullanmanızın özel amacı var mı?" sorusu üzerine "Hayır, kesinlikle böyle bir şey düşünmedim" diyen Karadayı, toplantıda ne söylediğini de tam hatırlamadığını bildirdi.
Bunun üzerine Köksal, dosyadaki MGK belgelerine ilişkin tutanaktan Karadayı'ya konuşmalarının bir kısmını okudu.
Karadayı, MGK'da her şeyi açık açık konuşmanın önemini belirterek, orada açık açık her şeyi söyleme ihtiyacı duyduğunu, bununla birlikte bütün sözlerini hatırlamadığını ifade etti.
Toplantıda kara çarşaflı kadın fotoğrafı göstermiş olabileceğini bildiren Karadayı, "Onun dışında darbe iması dahi abesle iştigal etmektir. Zaten böyle bir fikir olsa orada söylemeye gerek yok. Bu tamamıyla mantık dışı" diye konuştu.
BÇG oluşturulurken kendisine bilgi verilip verilmediğini tam hatırlamadığını söyleyen Karadayı, ancak bu konu hakkında konuştuğu Necmettin Erbakan'ın, "Bizden de yardım alabilirsiniz" dediğini öne sürdü. BÇG'nin çalışmaları konusunda kendisine bilgi verildiğini, ancak raporların önüne gelmediğini anlatan Karadayı, BÇG'nin kurulduğunu hatırladığını, ancak BÇG hakkında detaylı bilgisinin olmadığını söyledi.
-Sincan'da tankların yürümesi
Karadayı, Başkan Köksal'ın, "Sincan'da tankların yürümesi konusunda önceden bilginiz var mıydı? Sonradan bu konuyu araştırdınız mı? Hükümete gözdağı amacıyla mıydı?" sorularına şu yanıtı verdi:
"Tankların yürüyüşünden hiç haberim yoktu. Kesinlikle. Sonra, bunu öğrenince Sayın Cumhurbaşkanı da sordu, ben de arkadaşlara sordum. Hatta kızdım. Onlar da bunun rutin tatbikat olduğunu söylediler. Köprü tadilattaymış, o yüzden oradan geçmişler. Cumhurbaşkanına böyle izah ettim. Tankların gidişinden gelişinden katiyen haberim yok. Bu normal bir tatbikat, onlara da inanıyorum. Yalnız, istismara açık bir zamanda oldu. O zaman gazeteler değişik biçimde yorumladılar. Kesinlikle haberim yoktu. Hiçbir arkadaşım bana böyle bir şey söylemedi. Çünkü söylemeye gerek yok."
Karadayı, tankların yürümesi öncesinde gerçekleştirilen Kudüs Gecesi'ni basından duyduğunu ifade ederek, "hükümetin de olaya el koyduğunu ve geceyi yapanların cezalandırıldığını" kaydetti.
-"Demirel'in rahatsızlığı"
Tankların yürümesi konusunu ne Necmettin Erbakan'ın ne de Tansu Çiller'in sorduğunu bildiren Karadayı, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de gelişmelerden son derece rahatsız olduğunu kendisine söylediğini aktardı. Karadayı, "Sanıyorum Başbakan'a bir iki tane mektup yazmış. Onu duydum" dedi.
Bir başka soruyu yanıtlarken, 28 Şubat 1997'deki MGK'da gündemi askerin belirlemediğini ifade eden Karadayı, MGK Genel Sekreterinin, toplantılar öncesinde karargaha gündemle ilgili bilgi verdiğini, askerin de bu konularla ilgili hazırlık yaptığını anlattı.
MGK'ya gittikten sonra konuların kendiliğinden geliştiğini anlatan Karadayı, bazen iki konuyu değerlendirmek için gidildiğinde on konunun konuşulduğunu aktardı.
"MGK'daki konuları bizim tespit etmemiz kadar akla mantığa aykırı bir şey olamaz" diyen Karadayı, MGK toplantılarından önce hiçbir arkadaşının, "Bu konuyu MGK'da konuşalım" dediğini duymadığını söyledi.
-"Madem MGK gündemini Cumhurbaşkanı belirliyor..."
Üye Hakim Süleyman Köksaldı, 28 Şubat 1997'deki MGK tutanaklarını incelediklerini belirterek, "Cumhurbaşkanı MİT'in sunumu olduğunu söylüyor. Siz söz alıyorsunuz, 'Bundan önce bizim de bir çalışmamız var. Gündeme ondan sonra geçilsin' diyorsunuz. Madem gündemi Cumhurbaşkanı belirliyor, bu hazırlık nereden geldi? (Dönemin MGK Genel Sekreteri) İlhan Kılıç da 'Gündemi silahlı kuvvetler getirdi' demişti" sorusunu yöneltti.
Karadayı, soruyu yanıtlarken, 17 Ocak 1997'de Cumhurbaşkanına arz ettikleri brifingin diğer üyelerce bilinmesi için bunu yapmış olabileceklerini ifade etti ve "Sanıyorum, oradaki üyeleri aydınlatmak içindi" dedi.
Bunun üzerine Köksaldı, sanıklardan Fevzi Türkeri'nin, MGK'daki brifingin daha farklı olduğunu söylediğini ve mahkemin bu brifinge ulaşamadığını belirterek, "Cumhurbaşkanının haberi yok. Diyorsunuz ki 'Önce biz sunalım'. Yani siz hazırlıklı geliyorsunuz. Size, '28 Şubat'ta irtica görüşülecek. Hazırlığınızı yapın gelin' dendi mi?" diye sordu.
"Daha evvel olabilir. Cumhurbaşkanının talebiydi" diyen Karadayı, Cumhurbaşkanının MGK gündemini belirlediğini, MGK Genel Sekreterliğinin de gündemle ilgili daha önce bilgi verdiğini anlattı. Karadayı, "Arkadaşlar da o konular hakkında hazırlık yaparlar. Mesela Kıbrıs konuşulacaksa asker detaylı çalışır gider. Ama orada alınacak kararlar varsa, onu Cumhurbaşkanı sıralar" diye konuştu.
Sanıklardan Fevzi Türkeri elini kaldırarak, açıklama yapmak istediğini bildirdi. Ancak bu talebi mevcut aşamada reddedildi.
-Kalemli'nin kitabı
Üye Hakim Hakan Oruç'un, eski TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin "Kalemli'nin Kaleminden" kitabında yazdıklarından bazı bölümleri aktararak, "Mustafa Kalemli ve Tansu Çiller ile görüşmeniz oldu mu? 54. Hükümet kurulmadan Refah Partisi'ne yönelik tavrınız oldu mu?" diye sorması üzerine Karadayı, şöyle konuştu:
"Kuzey Irak'ta bir sürü yaralı, şehit aldık. Bunlar GATA'ya geliyor. Ben onları ziyaret edenlere her zaman teşekkür ederim. Kendim de ziyaret ederim. O'nun GATA'ya gittiğini söylediler. 'Bulun, teşekkür edeyim' dedim. Telefonda teşekkür ettim. Telefonda böyle bir şey konuşulamaz. Kalemli yazdığı kitabı bana da gönderdi. Meclis Başkanının tarafsız olması icab eder. Kafasında bir fikir varsa bunu açıkça söyleyemez. Kalemli ile ailece ilişkimiz vardı, bir daha da konuşmadık."
Bükreş'te katıldığı bir toplantıda, "Biz askerler siyasetin dışındayız" dediğine işaret eden Karadayı, bunu okuyan Erbakan'ın kendisine 7-8 defa teşekkür ettiğini söyledi.
Karadayı, kitaptaki yer verilenlerle ilgili, "Bu tamamıyla uydurma. Kalemli'nin kendi arzularını benim ismimle telkin etmekten başka bir şey değil" ifadesini kullandı.
Karadayı, 24 Ocak 1997'de Gölcük'te gerçekleştirilen "komutanlar toplantısı"na ilişkin soru üzerine, "O toplantı değil, bir plan tatbikatı. Orada ben konuşma yapmadım. Bu plan tatbikatında komutanlar biraraya gelir, Genelkurmay Başkanı olduğum için ihtiyaçlar bana bildirilir. Fakat, o arada irticai konuşmalar da konuşulmuş olabilir. Ancak bir şey söyleyeyim, komutan bir yere gittiğinde evvela konuşmaz. En son Genelkurmay Başkanı fikirleri değerlendirir. Ben orada bir konuşma yapmadım" dedi.
Duruşmaya daha sonra, Karadayı'nın talebiyle kısa süre ara verildi. - Ankara