28 Şubat Davası
Sanık Türk: "Bu iddianameyi baştan okuduğumda bunu hazırlayanların eksik olduğunu düşündüm. Buradaki insanlara büyük haksızlıklar yapılıyor"
28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandıkları davada sanıklar, savunmalarını yapmaya devam ediyor.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada dün savunması tamamlanan emekli Albay Alican Türk'ün sorgusuna devam edildi.
Türk, müşteki avukatlarından Emrullah Beytar'ın, "İddianamedeki önemli belgelerle ilgili hiç açıklama yapmadınız. 2003'te de BÇG'nin devam ettiği anlaşılmakta. Sizin karargahta görev yaptığınızda BÇG'nin nerede toplandığını söyleyebilir misiniz?" sorusuna "Ben bunlarla ilgili bir şey bilmiyorum. BÇG'yi ne zaman duyduğumu hatırlamıyorum. 2003 tarihli belge, rapor, Jandarma Genel Komutanlığının raporu. 18 Haziran 1997'den sonra gelişen hiçbir olayın bu iddianamede yer almaması gerekiyor. Bu raporda AK Parti aleyhinde bir şey yok" şeklinde cevap verdi.
-" Roma'yı askerler yakmadı"
Müşteki avukatlarından Necip Kibar'ın, "Duruşma atmosferini yumuşatmak için hani televizyonda bir tipleme vardı. Yasemin Yalçın'ın Alican tiplemesi. Orada öğretmen soruyor, 'Söyle bana Alican, Roma'yı kim yaktı?' Alican da 'Vallahi billahi ben yakmadım' diyor. Siz darbe yapmadıysanız bunu kim yaptı? Roma'yı kim yaktı? Onun cevabını istiyoruz. Bir de kılık kıyafetle ilgi kısıtlamalar var" sorusu üzerine de Türk, şöyle konuştu:
"Roma'yı askerler yakmadı. Şu an sizin yaptığınız bir psikolojik harekat. Kılık kıyafetle ilgili silahlı kuvvetlerin ısrarla kaçındığı siyasal simge olayıdır. Mahkemeler bile türbanı siyasal simge olarak tanımlamışlardır. Siyasal simgelerden kaçınmışızdır. Kimsenin kılığıyla, kıyafetiyle ilgimiz yok. Buna mahkemeler karar vermiş."
Türk, Kibar'ın, "Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumun başörtüsünün siyasal bir simge olmadığına dair fetvası var. Doktor raporuyla başörtüsü kullananlar var. Bunlara doğru yürütülen operasyonlar var, ne diyeceksiniz?" sorunu da "Bunlar benimle ilgili suçlamalar değil" dedi.
Kibar'ın, 2009'da Davos'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e yönelik tutumunu hatırlatarak, "Bundan neden rahatsız oldunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bu toplumda kabadayı kültürü prim yapan bir şey. Nasıl ki Başbakan orada kalkıp sert bir uslu kullanarak tavır takınması bir oy, müthiş bir siyasi prim sağladıysa, 'Bugüne kadar kimsenin dokunamadığı askerlere nasıl karıştı? Helal olsun, vay anasını, nasıl dokundu' dendiyse, o yüzden bu davaların da kendisine siyasi bir prim sağlaması nedeniyle açıldığını söyledim."
Türk, müşteki avukatlarından Muhammed Emin Aslan'ın, "Kolektif bir savunma yaptınız. Neden?" sorusuna, "Bu iddianameyi baştan okuduğumda bunu hazırlayanların eksik olduğunu düşündüm. Buradaki insanlara büyük haksızlıklar yapılıyor. Okurken üzerinde tespit ettiğim yanlışlıkları bütün bunlara cevap vermek için işin bu tarafına girdim. Kimse bana 'Git, bunu yap' demedi" şeklinde cevap verdi.
Türk, müşteki avukatlarından İbrahim Öztürk'ün "Savunmanızda Başbakan Erdoğan'ın ' 28 Şubat'ta yapılanları izlerken yumruklarımı sıkıyordum' demesinden neden rahatsız oldunuz?" sorusuna, "Siyasal bir rant elde etmeye çalıştı dedim. Koskoca Başbakanın bu şekilde söylemesi yargılama üzerinde bir baskı değil miydi?" dedi.
Müşteki avukatlarının yorum soruları sorduğunu ileri süren Türk, televizyonda tartışma teklifinde bulundu.
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal da müşteki avukatlarını yorum sorularından kaçınmaları konusunda uyardı.
-Avukat Atilla Bingöl
Türk'ün avukatı Atilla Bingöl de savunmasında, "Meslektaşımızın benzetmesinden hiç memnun kalmadım. Müvekkilimin isminden hareketle yakışıksız şeyler söylemesi hoş olmadı" dedi.
28 Şubat'ın darbe olmadığını savunan Bingöl, "Darbeyi yapanlar yönetime el koyarlar. Buradakine nasıl darbe denilebilir? Hükümetin istifa etmesini TSK'ya mal etmek olmaz. 28 Şubat süreci doğal olarak kurulmuş bir hükümetin, Tansu Çiller'in iktidarı ele geçirmek isteyerek TSK ile ortağını korkutması ve istifaya zorlamasıdır. Bu dava Tansu Çiller'in biran önce iktidara gelmek için orduyu Erbakan Hoca'ya karşı kullanarak yaptığı bir harekettir. Sürecin başlangıcı ve devamına iyi bakın" iddialarında bulundu.
Duruşmaya ara verildi. - Ankara