3 BİN YILLIK OLDUĞUNA İNANILAN 'MUSA AĞACI' ÇEVRESİNDE PANDEMİ SESSİZLİĞİ
HATAY'ın Samandağ ilçesinde, Hazreti Musa'nın toprağa diktiği asasının 'ölümsüzlük suyu' sayesinde yeşermesiyle büyüdüğüne ve 3 bin yıllık olduğuna inanılan 'Musa ağacı', pandemiden payını aldı.
HATAY'ın Samandağ ilçesinde, Hazreti Musa'nın toprağa diktiği asasının 'ölümsüzlük suyu' sayesinde yeşermesiyle büyüdüğüne ve 3 bin yıllık olduğuna inanılan 'Musa ağacı', pandemiden payını aldı. Normal günlerde ziyaretçi akınına uğrayan Musa ağacının bulunduğu mahallenin halkı, pandemi öncesi günleri arıyor.
Kentin sahil kesimindeki ilçesi Samandağ'a bağlı Hıdırbey Mahallesi'nde bulunan çınar ağacı, Hz. Musa tarafından dikildiğine inanıldığı için yöre halkı tarafından 'Musa Ağacı' olarak biliniyor. Yöre halkı, Hz. Musa'nın elindeki asayı toprağa sapladığını, asanın yeşerip fidana dönüştüğüne inanıyor. Halk arasında Ab-ı Hayat suyundan can bulan fidanın binlerce yılda gelişerek bugünkü halini aldığı düşünülüyor. Bölgenin simgesi haline gelen 7,5 metre gövde genişliği ve 17 metrelik boyuyla ağaç, yoğun ilgi görüyor.
MAHALLE SAKİNİ YILDIRIM, MUSA AĞACI RİVAYETİNİ ANLATTI
Hıdırbey Mahallesi sakinlerinden Yücel Yıldırım (59), Musa ağacının ve yanındaki Ab-ı Hayat çeşmesinin de kutsal olduğuna inandıklarını söyledi. Yöre halkının yanı sıra, gelen herkesin çeşmeden su doldurup evine götürdüğünü söyleyen Yıldırım, Musa ağacı ve yanındaki Ab-ı Hayat Çeşmesi'nin rivayetini şu şekilde anlattı:
"Samandağ sahilinde buluşarak Hıdırbey'e gelen Hz. Hızır ile Hz. Musa dinlenme molası verir. 'Burada namazımızı kılalım, ondan sonra yolumuza devam edelim' derler. Hazreti Musa elindeki asayı toprağa saplar ve su içer, namazını kılar. Sonra epey bir yol gitmişler. Asanın elinde olmadığını fark eden Hazreti Musa, dönüp baktığında toprağa sapladığı asanın Ab-ı Hayat suyundan can bularak yeşerdiğini görür. O günden bugüne asa yeşererek ağaç olup günümüze kadar ulaşmıştır."
AĞAÇ GÖVDESİ, DÜKKAN OLARAK KULLANILMIŞ
Köklerle beraber çevresinin 37 metre olduğunu söyleyen Yıldırım, "Çınar türü bir ağaç olan Musa ağacı, gövdesinin büyük ve içinde bir boşluk olması dolayısıyla geçmişte bakkal, berber dükkanı olarak kullanıldı. Daha sonra devlet tarafından koruma altına alınan ağaç ve çevresi turizme açıldı. Biz de köylüler olarak bundan memnun olduk. Allah devletimizden razı olsun, daha önceden burası atıl durumdaydı" ifadelerine yer verildi.
KIRILAN DALLARI VE GÖVDESİNE ÖZEL BAKIM YAPILIYOR
Ağacın hava şartlarına bağlı olarak zaman zaman dallarının kırıldığını söyleyen Yıldırım, devlet koruması altında olan ağacın bakımını ve korumasının özel olarak yapıldığını, ağaçta kırılan dalların ve gövde içinin zarar görmemesi için özel olarak ilaçlandığını belirtti. GÜNDE BİNLERCE KİŞİ ZİYARET EDİYORDU
Yöresel ürün satışı yapan esnaf Tamer Mıdık (45), çocukluğundan beri Musa ağacının hikayesini dinlediğini ve kutsal olduğuna inandıklarını belirterek, şunları söyledi;
"Hıdırbey Mahallemize, Musa ağacını ve yanındaki Ab-ı Hayat Çeşmesi'ni görmek için günde binlerce kişi gelirdi. Özellikle hafta sonları bu rakam ikiye katlanırdı. Fakat şu an, herkesin bildiği gibi koronavirüs salgını ülkemizi ve dünyayı kasıp kavuruyor. Kısıtlamalardan dolayı, buradaki ufak tefek işletmelerde kapattı. Ayak kesildi kimse gelmez oldu, sağlık olsun diyoruz. En kısa zamanda eski günlere dönmeyi diliyoruz."