'3'üncü Köprünün İstanbul'a Etkileri' Tez Konusu Oldu
İstanbul Boğazı'na yapılacak olan 3'üncü köprü, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. İsmail Ercüment Ayazlı'nın doçentlik tezi konusu oldu.
Cumhuriyet Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İsmail Ercüment Ayazlı, doçentlik tezi için İstanbul'da yeni yapılacak olan 3'üncü köprüyü konu aldı. 5 yıllık süren bir çalışma sonunda tezini tamlayan Yrd. Doç. Dr. Ayazlı, 3'üncü köprü yapıldığı zaman İstanbul'u ne gibi tehlikelerin beklediğini ortaya koydu. Yrd. Doç. Dr. Ayazlı, şunları kaydetti:
"Çalışmanın başında hem İstanbul'un kendi karakteristik yapısı, hem de taşıdığı kültürel tarihi değerlerini düşünerek biraz da popüler bir konu olan 3'üncü köprü yapıldığı zaman kent sınırları nerelere varacak, hangi alanlar bu 3'üncü köprüden etkilenecek ve yerleşim baskısı altında kalacak sorusu ile başladı. Bu kapsamda da bize yol gösteren önümüzde 1'inci ve 2'inci köprü örneği vardı. İlk etapta bu iki köprünün etkilerini araştırdık. Bunu yaparken de ihtiyaç duyduğumuz veriler 1973 yılında 1'inci köprü yapıldığı için ilk incelemeyi 1972 yılını referans alarak yaptık. Bunun için 1972 yılındaki uydu görüntüsünden çıktı aldık. İkinci köprü 1988 yılında hizmete açılmıştı. Birinci köprünün etkisini araştırmak için 15 yıllık bir periyot koyduk. Buda 2'inci köprünün bir yıl öncesine denk geliyordu. Bunun içinde 2'inci köprünün etkilerini incelemek için 2'inci referans yılımız 1987 oldu. İkinci köprünün etkisini de 2002 yıllına ait uydu görüntüsünü kullanarak belirlemek istedik. Daha sonraki aşamada ise 2009 yılını veri olarak aldık. Çünkü 2009 yılındaki veri bizim son referans yılımız olacaktı. Buna göre bir simülasyon model oluşturduk. 2030 yılında İstanbul'da yerleşim alanları nerelere doğru yayılacak, kentsel büyüme nasıl bir yol izleyecek, nereler kentleşecek, hangi orman, tarım arazileri bundan etkilenecek, jeolojik olarak riskli alanlarda da kentleşme olacak mı sorularının cevaplarını oluşturduk."
'ORMANLARIN YÜZDE 40'I KAYBOLACAK'
3'üncü köprünün yapılması ile birlikte birçok orman ve tarım arazisinin yok olacağını iddia eden Yrd. Doç. Dr. İsmail Ercüment Ayazlı, şöyle devam etti:
"Bizim oluşturduğumuz simülasyon modeline göre İstanbul'daki ormanların yaklaşık yüzde 40'ı, tarım ve boş arazilerin de yaklaşık yüzde 83'ü yerleşim alanına dönüşecek. Buda özelikle Belgrad ve Anadolu yakasındaki ormanlarının büyük bir bölümünün yerleşim baskısı altında kalacağının bir göstergesidir. Zaten bu süreç şu anda hızlı bir şekilde ilerliyor. Bu durum mevcut 2B alanlarının oluşmasına da neden olacak. İstanbul boğazının Karadeniz'e açılan kısımlarında, Avrupa yakasının kuzeyinde Kumköy, Anadolu yakasında ise Riva bölgesinde kentleşmenin artmasını bekliyoruz. Bu bölgeler İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan çevre düzenleme planına göre de korunması gereken alanlar olarak belirlenmiş durumda. Tabi buralarda kentleşme tehlikesi ile yüz yüze kalmış durumda. 2009 ile 2030 yılını karşılaştıracak olursak yerleşim alanı olan yerlerin 2030 yılında 2 kat artacağı beklenmekte. İstanbul birçok yönden 3'üncü köprü ve yeni yerleşime açılacak yerler ile birlikte doğa ve korunması gereken alanları da kaybedecek. 3'üncü köprünün İstanbul'a sadece rantsal bir getirisi olacak. Michigan Üniversitesi'nin yaptığı bir çalışma vardı. İstanbul'un kuzey planı ile ilgili. Hatta bu çalışmanın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile yapıldığı söyleniyordu. İstanbul'un kuzeyi şu anda parsellenmiş durumda. 3'üncü köprü çok önemli sadece iki kıtayı bir birine bağlamıyor. Edirne'den Ankara'ya kadar olan bir otoyolun aksını da oluşturuyor."
'İSTANBUL SINIRLARI OLMAYAN BİR KENT OLACAK'
3'üncü köprünün yapılması ile birlikte İstanbul'un ciddi bir risk altında kalacağını ileri süren Yrd. Doç. Dr. Ayazlı, "Köprü ne kadar gerekli tabi bu soruyu da sormamız gerekiyor. Uluslararası taşımacılık için transit geçiş niteliği taşıyacak diyorlar. 3'üncü köprü için böyle bir iddia da var. 3'üncü köprünün şehir içinde yaşanan trafiğe yüzde 3 civarında bir faydası olacak. Bu açıdan baktığımız zaman köprünün ulaşım için değil, rant kaygısı için projelendirildiğini düşünüyorum. Yapılan bu projeler ile İstanbul ucu olmayan bir şehir haline gelecek. Marmara'yı tamamen kapsayacak. Yani bunları kattığımız zaman İstanbul artık sınırları olmayan bir kent olacak" diye konuştu.
Teze başlarken İstanbul'un genelini çalışmak istediklerini ama bazı sıkıntılar ile karşılaştıklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Ayazlı, "En büyük problem ise güzergah verilerinin bir türlü tarafımıza verilmemesi oldu. Sır gibi saklandı. Kulaktan duyma yerleri baz alarak tezimi tamamladım. Tam tezim bitti derken bu defa köprü güzergahı açıklandı. Açıklandıktan sonra veriyi alabildik. Ondan sonra tekrar bir çalışma yaptık. Bu da benim yaklaşık olarak bir 6-7 ay zaman kaybı yaşamana neden oldu. Ama sonuçta doğru bir veri üzerine çalışarak tezimizi tamamlanmış olduk" dedi. - Sivas