3. Yeni Sağlık Uygulama Tebliği Toplantısı Antalya'da Başladı
Yeni 2013 yılı Sağlık Uygulama Tebliği Toplantısı'nın 3'üncüsü, Antalya'nın Kemer ilçesine bağlı Beldibi beldesinde başladı.
Yeni 2013 yılı Sağlık Uygulama Tebliği Toplantısı'nın 3'üncüsü, Antalya'nın Kemer ilçesine bağlı Beldibi beldesinde başladı. Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat, biometrik kimlik doğrulamanın 1 Aralık'ta faaliyete geçeceğini söyledi.
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD), Özel Hastaneler Platformu Derneği ve Akdeniz Sağlık İşletmeleri Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği 5 gün sürecek toplantıya, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) da destek verdi. Toplantıda kamu hastanelerinin batmak gibi bir durumunun olmadığını söyleyen OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat, böylesi bir durumda özel hastaneler olarak kamu hastaneleriyle başedebilme güçlerinin olmadığını ifade etti. Bahat, "Ben ilk defa bu dönemde bu kadar ümitliyim. Biz hiçbir zaman bu kadar anlaşılmamıştık, onu belirtmek istiyorum. Büyük hırsızlar camları elmas yüzükle hep aynı yere vurarak kırarmış, ben aynı şeyleri ısrarla 5,5 yıldır söylüyorum. Benden sonrakiler de söyleyecek ama biz bu camı kıracağız. Bu camı kıramazsak karşı tarafa geçemeyiz. Güzellikler, yenilikler karşı tarafta. Bu tarafın işi bitti" dedi.
Özellikle 8 yıldır artmayan sağlık uygulama tekniği fiyatlarının düzenlenemediğinde işin üstesinden gelmenin zor olacağını belirten Bahat, "Fark alınamayan kalemlerin sayısının payı çok büyük.Adam gibi bir hastanede, iyi bir hastanede verdiğiniz hizmet cirosunun yüzde 50'sinden fark alamazsınız. Bir de rekabeti düşünürseniz. Rekabetten halk yararlanır, tüketici faydalanır. Bu çok bir şeydir. Buna karşı çıkmıyoruz ama böyle bir rekabetin içinde bizim gücümüz düşük. Hasta bulmak, hastaları iyi doktor, iyi hemşirelerle tedavi etmek, maliyet muhasebesinden ben uzatmayacağım darılacaklar ama kamu sektörüyle yarışmak çok kolay bir şey değil. Hiçbir kamu hastanesi batmayla karşı karşıya değil. Kamu hastaneleri batmaz. Batmayan bir yerde çok fazla maliyet probleminiz yoktur. Yani bir şekilde haciz korkunuz yoksa batmazsınız. Özellikle erişkin yoğun bakımlar berbat denilecek düzeyde. Tabi ki kötü kullanım vardır. Zaten yoğun bakımlarda maliyetle ilgili sıkıntımız vardı. Bir de bu haftanın ilk günü bilmem ne faturaları denince yoğun bakımlar yüzde 12-18'lik bir fiyat indirimi olmuş oldu. Bu şekliyle hastaları doğru tedavi etmek pek mümkün değil" şeklinde konuştu.
Acilleri vatandaşların kötü niyetle kullandığını ifade eden Dr. Bahat, hastanelerin en önemli yerinin aciller olduğunu belirtti. Bahat, "Acillerden yüzde 30-40 acil girişi olabilir. Vatandaş kötü kullanıyor olabilir. Özel sektör kötü kullanıyor olabilir. Kötü kullanımın önünü azaltalım. Dünya ortalaması ile bunu sınırlayalım. Dünya ortalamasının üstüne daha az para verelim. Ama dünya ortalamasına bakan hastanelere bugünkünün üç katı para verelim ki hastayı almak için yırtınsın. Bir hastanenin en önemli yeri acildir. Acil olmayan bir yere gittiğiniz her yerde tedavi olabilirsiniz. Doktor, hastane seçme hakkınız var. Yurt dışında bile doktor seçebilirsiniz. Ama acil hastaların çaresizce başvurduğu yerlerdir. Acili iyi olmayan, iyi hastane değildir. Kamu dahil aciller iyi değil. İyi bir acilde size 200'üncü sıra verilmez" dedi.
"BİOMETRİK KİMLİK DOĞRULAMA 1 ARALIK'TA"
Biometrik kimlik doğrulamanın 1 Aralık'ta faaliyete geçeceğini dile getiren Dr. Reşat Bahat, "Biometrik kimlik doğrulama ile ilgili sanıyorum 1 Aralık'ta bir kaos olacak. Bu kaosu engellememiz gerekecek. Çünkü kurumların bazıları olayın ya ciddiyetini kavrayamadı ya da başka bir şey oldu. Özellikle parmak damar izindeki arkadaşlarımız cihazları almamıza rağmen Sosyal Güvenlik'ten halen provizyon alamadılar. Ama biz bunları sözlü de olsa Sosyal Güvenlik'e sorduk. Birbirleriyle çok fazla artıları olmadığını, akredite olduklarını bize iletmişlerdi" şeklinde konuştu.
Dünya sağlık turizminde Türkiye'nin ilk 5 içinde olduğunu dile getiren Sağlık İşletmeleri Federasyonu (SİF) Genel Başkanı Dr. Mehmet Altuğ ise, sürdürülebilirliğin önemine vurgu yaptı. Dr. Altuğ, "Herkesi tatmin etmese de cezalarla ilgili bir adım atılmış oldu. Eğer yönetmeliklere, tüzüklere, yazılı olan sözleşmelere bakarsak aynısını uygularsak yine çok ciddi sıkıntı yaşarız. Orada mutlaka iyi niyetli olunması gerekir. Şu an cezalar gönderilmeye başlandı. Cezalarda savunmalara dikkat edilmesi bir kenara, cezalara bakılmıyor bile. ve aynı şekilde yüzde 20 bir önceki ayın cirosu dikkate alınıp, cezalar yazılıp gönderiliyor. Dünya sağlık turizminde dünyada sayılan ilk 5, bazı kaynaklara göre ilk 10 ülkesi arasında girmiş bulunmaktayız. Bu durum bizim için çok önemli. Bu konuda hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, hem Sosyal Güvenlik Kurumu hem de Sağlık Bakanlığımızın mutlaka çok payları var. Bu durumun devam etmesi gerekir. Ancak korkarım bizim insanımız 3-5 yıl sonra başka ülkelere gidebilir. Çünkü bu fiyatlarla sürdürülebilirliğimizi sürdürmemiz mümkün değil" dedi.
Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Opr. Dr. Tonguç Sugüneş de, "Vatandaşın sağlığa erişilebilirliği belli bir noktanın üstüne geldi. Erişilebilirliği kolaylaştırdık çok güzel ama aynı noktada sürdürülebilirliği ve denetlenebilirliği bugünlerde daha çok konuşmalıyız. Denetimlerimizde sektörden kişileri şeffaflık anlamında kurgulayacağız" ifadelerini kullandı.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Mustafa Kuruca ise, Türkiye'nin genç nüfusuna dikkat çekti. Kuruca, "Burada özellikle sağlık anlamında karşılaştırma yaptığımızda bu karşılaştırma yaptığımız ülkelere göre genç. Yani pasif nüfus anlamında genç halen ülkemizde 18 yaş altı 23 milyon genç ve çocuğumuz var. 65 yaş üstü pasif nüfusu baz aldığımızda toplam nüfusa oranı halen yüzde 7'lerde, bu bugünlerde bizim avantajımız hem genç nüfus olması hem nüfusun yaşlı olmaması" şeklinde konuştu.
"HEDEFİMİZ 2023'TE KENDİ İLACIMIZI ÜRETMEK"
Hedeflerinin Türkiye'nin 100'üncü yılı olan 2023 yılında kendi ilaçların üretmek olduğunu ifade eden Kuruca, "Gelirinizden daha fazla harcama yapıyorsanız bir gün bir yerde bir yerlere toslayacaksınız. Yaşadığınız o geçici dönemlik refah ve kısmen mutluluğun acısını çok daha fazla ödemek durumunda kalacaksınız. Onun için kararları alırken bunu göz ardı etmeyiniz. İlaç alımlarında neredeyiz, nereden geldik, nereye doğru gidiyoruz. Demek ki ilaç endüstrisinin öngördüğünün Sosyal Güvenlik Kurumu 15 bin 600 ödeme yapıyorsa ilaca, kişilerin özel harcamaları da ilave edilince yaklaşık 20 milyar TL harcamaya denk geliyor. Demek ki endüstrinin öngördüğü 40 milyarın yarısıdır bu. Tam bu noktada biz ülkemiz için, 2023 ülkemizin 100'ncü kuruluş yıldönümünde hedeflenen kendi uçağını yapabilen, kendi aracını üretebilen, aynı zamanda da kendi ilacını üreten bir ülke olmak durumundayız. Bunu doğru kurgulayıp bu hedefi ortaya koymalıyız. 2023'te olmayabilir ama 2033'te mutlaka olması gerekir" şeklinde konuştu. - ANTALYA