32 İşçinin Öldüğü Maden Ocağı Kapatılıyor
Balıkesir'de sahibi olduğu madende 2 ayrı grizu patlamasında 32 işçisini toprağa veren maden şirketi sahibi Erhan Ortaköylü, kömür ocaklarını kapatma kararı aldı.
Soma'da yaşanan ve 301 madencinin şehit olduğu kazadan sonra çok düşündüğünü söyleyen Erhan Ortaköylü, "Sözün kısası korktum" dedi. Türkiye'de sektörde olmayanların sektör için kanun yaptığını açıklayan İş Ortaköylü, bazı gazetecilere de tepki göstererek ünlü isimlere 'yüksek maden mühendisi' benzetmesinde bulundu.
Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde 30 yılı aşkın süredir madencilik sektöründe bulunan ve yöre halkına çalışma imkanı verdiği için Dursunbeyliler tarafından 'Erhan Baba' olarak iş adamı Erhan Ortaköylü, kömür ocaklarını kapatma kararı aldı. Kendi madenleri olan Şentaş Madencilikte 23 Şubat 2010'da 15 işçisini, 1 Haziran 2006'da da 17 işçisini grizu patlamasına kaybeden Erhan Ortaköylü'nün kararında Soma maden faciası etkili oldu.
"BUGÜN BİR YERLERE GELMİŞSEK İŞÇİLERİMİZİN SAYESİNDE"
İş adamı Erhan Ortaköylü, sektörü artıları ve eksileri ile birlikte değerlendirerek, "Sessiz sedasız bir cumartesi günü karar verdim. İşletme müdürünü çağırdım. Kendisine talimat verdim. İçeriden alabildiğin malzemeyi al, ben gelip işçilerle konuşacağım dedim. 'Teçhizatlardan sökebildiğinizi sökün' şeklinde talimat verdim. Yer altı kömür işletmeleri, bir fabrika değil, bir kahvehane değil, çok farklı bir dünya. İşçilerimiz şaşkın ve üzgündü. 3 gün içinde, senelerce emek verdiğimiz, içeride de 2 yıl bize yetecek kömür olmasına rağmen bir hafta içinde ocağımızı söktük ve kapattık. İşçilerimiz şaşkındı çünkü diğer işletmemiz çalışıyordu.
Tüm işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarını da ödedim. Arkadaşlarımızın kıdem tazminatlarını hemen ödeyince çok fazla bir tepki de görmedik. Yasalar da 6-8 ay onlara işsizlik tazminatı veriyor. Şapkayı önüme tekrar koydum. Cüneyt Özdemir, Şirin Payzın, Hakan Altan, Fatih Portakal, onlar daha iyi madenci, onlar bu işi daha iyi biliyorlar. Hiç kimsenin olmasını istemediği Ermenek maden kazası ile karşıya karşıya kaldık. İçeride işçilerimiz var. Görüyorum ki, maden işçilerinin anneleri, babaları, ayakkabıları bunlar gündemde fakat işçilerimiz gitti. Bu işçilerimiz ile ilgili bir meclis araştırması yapıldı mı bilmiyorum. Biz de 40'a yakın arkadaşımızı defnettik.
Onlar bizim şehitlerimizdir. Bu aşamada yatırımda bulunduk ve üretim aşamasına geçmek üzereyken işçilerimizle anlaşarak üretime ara verdik. Yeni yasal yükümlülükleri de yapmak için şu an 18 işçi ile işletmemiz duruyor. 370 işçi ile yollarımızı ayırdık. Bu arkadaşlarımız ile diyaloglarımız devam ediyor. Bunlar Dursunbey yöresinin insanları, bizim insanlarımız. Bizler bugün bir yerlere gelmişsek işçilerimizin bunda büyük emekleri vardır" dedi.
"MADENCİLİK BÖYLE DEVAM ETMEZ"
Sektörde 35 yılı geride bıraktığını söyleyen Ortaköylü, facianın yaşandığı Soma'daki maden işletmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ortaköylü, "35 yılını sektöre vermiş bir iş adamı olarak söylüyorum. Bu böyle devam etmez. Maden sektöründe tüm bileşenler bir araya gelmeli. Hiç bu sektörde olmayan kişilerin bu sektör için kanun yapmaları son derece yanlış. Üniversiteler, madenciler, Enerji Bakanlığı, Maden İşleri Genel Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bunlar bir araya gelecek ve asgari müşterekte birleşecekler.
Herkes eteğindeki taşı dökecek ve sonra madencilik tekrardan başlayacak. Şimdi Soma'da kazanın yaşandığı madenin tarihini kim biliyor? Burada devlet çalışıyordu, devlet çalışmaktan vazgeçti. Sonra bir özel sektör geldi, 'Ben burayı yapamam' dedi. İhaleyi almış olmasına rağmen, 'Burada çalışılmaz' diyerek gitti. Bir işletmeci arkadaş geldi, 'Ben burayı çalıştırırım' dedi. Madencilikte, Enerji Bakanlığına, Maden İşleri Genel Müdürlüğüne, Türkiye Kömür İşletmelerine karşı sorumlusunuz. Günde 20 bin ton üretim yapan bir firmaydı burası. Bunlar alkışlanıyordu, gazetelerde bahsediliyordu. Maliye Bakanlığı, 'Çok kazandın' diyerek belge veriyordu, Enerji Bakanlığı 'Çok ürettin' diye beğeniyordu. Ne oldu da burası bu hale geldi?" ifadelerini kullandı.
Sözlerine devam eden Erhan Ortaköylü, "Soma'da yaşanan maden kazası Türkiye'de madencilik açısından bir milat oldu. Basın yayıncılar yüksek maden mühendisi oldu. Program yapanlar yüksek maden mühendisi. Şirin Payzın çıktı, naklen yayın yaptı. Cüneyt Özdemir, her gün bu konuyu işliyor. Ben işlemesin demiyorum, Türk milleti bilgilensin ama bundan ders çıkarılması lazım. Türkiye'de bu şartlar altında yer altı kömür madenciliği yapılması artık imkansız. Ben bu dersi çıkardım. Oyun oynarken kural değişmez, kuralı baştan koyarsınız. Bir gün içinde ücretleri iki katına çıkartacaksınız.
Bugün sadece bende değil, hiçbir maden işletmesinde asgari ücretle çalışan maden işçisi bulamazsınız. Yarın bir gün bir kaza olsa ne diyecektiniz? Kaza olması durumunda benim size söyleyecek sözüm olabilir miydi? İTÜ'de görevli Gündüz Hoca haricinde bu işi bilerek konuşan kimseye rastlamadım. Soma'da kazanın 5. saatinde tamamen hayali ocak planları ya da, 'İnşallah şöyledir' diyerek ocak planları çizdiler. Sözün kısası korktum" dedi.
İŞÇİLER ÇANAKKALE VE BURSA'YA GÖÇTÜ
İşçilerinin kendisini sürekli olarak aradığını ve madenin akıbetini sorduğunu söyleyen Erhan Ortaköylü, "Şoförü koltuğa oturtuyorsunuz, arkasına da 40 tane yolcu koyuyorsunuz, 'Aman uykusuz kalma' diyerek tembihliyorsunuz. Benim işletmemde 100 tane şoför var. 100 şoför olan yerde kazanın olmaması mümkün değil. Türk madencisi kendisine çok güveniyor.
Bazen bilinçli güveniyor, bazen bilinçsiz güveniyor. Siz ne kadar aletler alırsanız alın. Mesela yer altına dinamit özel cihazlarla patlatılır. Adamın belinde 4 bin avroluk cihaz var. Adam gene de pille patlatmaya çalışıyor. Adam alışmış. Her şeyin başı eğitim. Eğitiyorsunuz, bu kadar eğitiyorsunuz. Keçi çobanından maden işçisi yapmaya çalışıyorsunuz" dedi.
Yer altı kömür madeni işletmeciliği yapmasını çok küçük bir ihtimal olarak gördüğünü söyleyen Ortaköylü, "İşçilerimiz, işletmenin kapandığı konusunda inançlı değiller. Ocakların kapandığına inanmıyorlar, inanmak istemiyorlar. Birçok işçimiz ocak kapanınca Bursa Karacabey bölgesine göçtü, bir kısmı Çanakkale'nin Çan tarafına göçtü. Daha önce, 'Kurban Bayramı'ndan önce açılacak' diye bir söylenti yaydılar, şimdi de duyuyorum yılbaşından sonra açılacak diye konuşuyorlarmış.
Cumartesi günü Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nden bir profesör ve 2 doçent geldi. Bu üretime ara verdiğimiz madende incelemelerde bulundular. Biz üretime devam etmek istiyoruz ancak şartlar bizi umutlandırmıyor. Bu saatten sonra yer altı maden işletmeciliği yapacağımı çok küçük bir ihtimal olarak görüyorum" açıklamasında bulundu.
"MADENDE YEMEK YER ALTINDA YENİR"
Soma ve Ermenek'te hayatını kaybeden maden işçilerinin önünde saygı ile eğildiğini söyleyen Erhan Ortaköylü, ailelerine de başsağlığı diledi. Ortaköylü, Ermenek'te yaşanan facianın ardından 'Yer altında yemek yemek' polemiğine açıklık getirdi. Ortaköylü, "Ermenek için yer altında yemek yenmeseydi bu kaza olmayacaktı, diye bir şey atıldı ortaya. Basın bunun o kadar üzerine gitti ki. Benim bildiğim Türkiye'nin yer altı işletmelerinde yemekler yer altına yeniyor.
Soma kazasının yaşandığı maden şirketinin bir başka işletmesinde 3 sene önce bakanlar, mülki amirler yer altında iftar ettiler. Madencilikte iftar da sahur da kuru yemek de sulu yemek de yer altında yenir. Hemen ondan bir sene sonra Sayın Kılıçdaroğlu aynı şirketin yan işletmesinde iftar yaptı. Siz oraya yemek yemeye inmediniz de ne yapmaya indiniz? Siz beyaz elbiselerle, temiz baretlerle resim çektireceksiniz, yer altından işçi gözüne kadar kömür tozu ile çıkacak. Böyle şey olmaz. Benim işletmemde bir kilometre yolum var, bir kilometreden yer altından yemek için dışarı çıkabilirsiniz. Zonguldak'ta 7 kilometre yer altına iniyorsunuz. Bunlar çözüm değil, başka şeyler konuşulması lazım. Bir gün içinde karar vererek benim elimdeki tüm malzemeye hurda kararı veremezsiniz" şeklinde konuştu.
Ortaköylü, şirketinde bulunan 3 kömür ocağından 2'sini kapattığını, birinde ise üretime ara verdiğini söyledi. 2006 ve 2010 yıllarında madeninde meydana gelen kazada 32 işçisini kaybeden Ortaköylü, şehit madencilerinin çocuklarına ise kendi evladı gibi bakıyor. Ortaköylü, "Şu an benim 38 tane çocuğum var. Benim madenimde hayatını kaybetmiş arkadaşlarımın evlatları. Karınca kararınca bir vakıf kurmak istedik. Bir dernek çatısında bunu yaptık. Rahmetli dayımızın anısına Hasan Şen Vakfı olarak bir derneğimiz var. Bu dernekten her ay öğrencilerimize burs veriyoruz. Bunlar bizim çocuklarımız. Cebimdeki son kuruşa kadar, bu öğrenci kardeşlerimle paylaşmak için söz verdim. Onlar okumak istediği sürece ben onları okutacağım" dedi.
2006 VE 2010'DA MEYDANA GELEN MADEN KAZALARI
2006 ve 2010 yıllarında Dursunbey'de maden kazaları yaşanmıştı. 23 Şubat 2010 tarihinde Şentaş Kömürcülüğe ait maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında 15 işçi hayatını kaybetmiş, 18 işçi yaralanmıştı. 2010 yılındaki faciada ölen madencilerin isimleri ise Engin Tanrıkulu, İbrahim Saygılı, Muammer Karaca, Mustafa Demirel, Ali Yaran, Önder Kartefe, Celal Karakafa, Serkan Aydın, İsmail Görlen, Bünyamin Tuncay, Süleyman Duman ve Mehmet Özel, İsmail Yaren ile maden mühendisi Özgür Seçkin’di.
Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy'de Şentaş Madenciliği ait aynı kömür ocağında 1 Haziran 2006'da meydana gelen grizu patlamasında 17 işçi ölmüş, 7 işçi ise yaralanmıştı. 57 işçi yaklaşık 700 metre derinlikten çalışırken, metan gazı birikmesi sonucu grizu patlaması meydana gelmişti. Metan gazının yoğun olduğu bölgede çalışan 17 işçi mahsur kalmış, diğer işçiler dışarı çıkmayı başarmışlardı. Grizu faciasında işçiler Adil Kuyucu, Muzaffer Aydın, Halil Erdem, Ramazan Turhan, Ahmet Avcı, İdris Gülenç, Osman Afacan, İsmail Altıntaş, Salih Evcimen, Ramazan İnci, Fehmi Karaca, Ali İnce, Sadettin Eryılmaz, Özcan Bayram, Ahmet Güneş, Timuçin Kaya ve Nuri Akça hayatını kaybetmişti.
BAHADIR DEMİRÇEVİREN - TAŞKIN SARICA