4. Kamu Bilişim Zirvesi - Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç (2)
Kamu Bilişimcileri Derneği tarafından düzenlenen, Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu, "4. Kamu Bilişim Zirvesi" Antalya'da başladı.
Kamu Bilişimcileri Derneği tarafından düzenlenen, Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu, "4. Kamu Bilişim Zirvesi" Antalya'da başladı.
Kundu turizm merkezinde "Kamuda dijital dönüşüm' sloganıyla gerçekleştirilen ve AA'nın "global iletişim ortağı" sponsoru olduğu zirvenin açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, dijital teknolojilerinin dünyada baş döndürücü bir hızla geliştiğini belirtti.
Koç, değişimin hızının artık her zamankinden daha fazla, etkisinin de her zamankinden daha geniş olduğunu belirterek, önceden sadece konuşmak için kullanılan telefonun 2020 yılında dünyada 4 milyara ulaşan insan hayatının ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ifade etti.
Telefonun teknolojik bir araç haline geldiğine ilişkin örnek veren Koç, artık dijitalleşmeden değil, dijital dönüşümden bahsedilmesi gerektiğini vurguladı.
Dijital dönüşümün teknoloji yatırımlarıyla olacağını belirten Koç, "Sosyal ve ekonomik refahı artıracak dijital dönüşüm için öncelikle insan, iz süreçleri ve teknolojik unsurlardaki bütüncül dönüşümden bahsediyoruz. Bu üç saç ayağından herhangi birisi olmaz ise digital dönüşümü gerçekleştiremeyiz. Oyunun kuralları değişiyor. Artık bakış açımızı değiştirmemiz ve daha etkin rol almamız gerekiyor." diye konuştu.
Kamu kurumlarında hizmet verimliliğinin artırılması için dijital dönüşüme öncülük ettiklerini hatırlatan Koç, bu alanda hizmet veren pek çok daire kurulduğuna işaret etti.
Yenilikçi teknolojilerin hizmetin sunuş şeklini de değiştirdiğini anlatan Koç, şöyle konuştu:
"Üretim ekseni, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaymaya başladı. Bunun için bizim yapmamız gereken meslekler, istihdam piyasası, sosyal yardımlar gibi alanlardaki değişimlere ayak uydurmak. Dijital dönüşüm ofisi olarak da bu değişime katkı sağlıyoruz. Son 12 yılda teknolojik şirketler yüzde 353 oranında değerini arttırdı. Dünyadaki ilk 10 marka değeri yüksek firmaya baktığımız zaman hepsinin teknoloji odaklı olduğunu görüyoruz. Sıralamada hep üstte kalabilmek için yenilikçi teknolojilere hep adapte olmak ve kullanmak gerekiyor. Yenilikçi teknolojilere adapte olamıyorsanız rekabetçi olamıyorsunuz ve tarih sahnesinden siliniyorsunuz. Artık gücün değerlendirilmesi veriye sahiplik ve veriden üretilen değerden geçiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde günümüzde artık sadece dijital çağda sadece veriye değil, veriden değer üretmeye odaklı bir yönetim anlayışı ile yola çıktık."
Koç: "Yerli ve milli anlayışla yola çıktık"
Dünyada yılda 41 trilyon gigabyte veri üretildiğini, Türkiye'de ise yılda 500 exabyt yani 500 milyar gigabyt veri üretildiği bilgisini veren Koç, "Verinin değere dönüştürülmesi ancak yerli ve milli bir anlayış ile olur. Nasıl bir avuç toprağımızı canımız pahasına koruyorsak bir bayt verimizi de aynı şekilde korumamız lazım. Dijital Dönüşüm Ofisi olarak 'Türkiye'nin verisi burada kalacak ve bu veri Türkiye'de değere dönüşecek' diyoruz. Dijital dönüşü sağlayabilmemiz için kamunun aynı dili konuşması lazım. Bunun için de Ulusal Veri Sözlüğü Projesi başlattık. Bu proje bizim dijital dönüşümümüzün can suyu olacak. Nasıl bir canlı susuz yaşayamaz ise yapay zeka teknolojileri de verisiz yaşayamaz. Ulusal Veri Sözlüğü Projesi'nden çıkan çıktılar yapay zekanın can damarı olacak." diye konuştu.
Türkiye'nin ulusal yapay zeka stratejisini yazmaya başladıklarını aktaran Koç, şöyle devam etti:
"Bu stratejide yapay zeka teknolojilerinin yol haritasını ortaya koyacağız, nitelikli insan kaynağı ve toplumsal dönüşüm için çalışmalar yapacağız. Ulusal yapay zeka haritamızın insan merkezli, refahı arttırıcı, adil, şeffaf, güvenilir, hesap verebilir, veriden değer üreten bir yapıya sahip olduğu ve en önemlisi de ulusal ve etik değerlere bağlı kaldığı görülüyor. Oluşturmaya çalıştığımız yapay zeka ekosistemimizin ülkemizin kalkınmasında lokomotif etki yaratacağını düşünüyoruz. Türkiye'de yapay zeka konusunda 7 binden fazla makale sayımız var. Bu konuya iyice yoğunlaşmış durumdayız."
Oluşturulan verilerin korunmasının da önemli olduğuna işaret eden Koç, siber güvenliğin sağlanmasında da yerli ve milli teknolojiyi kullanmak gerektiğini vurguladı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da yaptığı konuşmada, muasır medeniyet seviyesini yakalama hedefinde olan Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki gelişmeleri takip ederek, kullanmasının önem arzettiğini vurguladı.
Kamunun görevlerini etkin ve verimli yapabilmesi için bilişim teknolojilerini kullanabilmesinin günümüzde artık zorunluluk olduğuna değinen Karagözoğlu, bilişim sektörünün zaman ve maliyet tasarrufu ile etkin hizmet sunumuna katkı sağladığına işaret etti.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bürokrasideki hantallığı sonlandırdığını belirten Karagözoğlu, E-Devlet hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının kamudan hizmet alan vatandaşların hayatını da kolaylaştırdığını vurguladı.
5G ile ilgili yaptıkları çalışmaların yerli ve milli üretim konusunda attıkları adımlardan bir tanesi olduğu bilgisini veren Karagözoğlu, şunları söyledi:
"5G insanları, nesneleri, ulaşımı, sağlığı, evleri, şehirleri her şeyin her yerde yüksek hızla ve kapasitede en az kesinti ve gecikme ile birbirine bağlanması konseptinden yola çıkarak ortaya konmuş bir teknoloji platformu. 5G ve ötesi kavramının ötesi kısmı bizim için iki farklı anlama geliyor. Hem yerli ve milli 5G'yi geliştirirken 5G'nin arkasından gelecek yeni nesil teknolojiler için verimli bir toprak hazırlamış oluyoruz. Hem de 5G'den faydalanacak dikey sektörlere sektör olarak gerekli katkıyı sağlıyoruz. 5G ile ilgili artık tüm dünyanın benimsediği bazı kabuller var. Bunlardan birisi iş modellerini değiştireceği. İşletmecilerin 5G'deki temel kaynağı son kullanıcılar değil hizmet verilen enerji, sağlık, otomotiv gibi sektörler olacak. Son yıllarda tüm büyük otomotiv şirketlerinin otonom sürüş reklamlarını yayınladığını görüyoruz. Bu otonom sürüş teknolojileri verinin anlık diyebileceğimiz hızlarla aktarılmasını öngörüyor."
Siber saldırılara karşı BTK bünyesindeki Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) aracılığıyla karşı koyduklarını aktaran Karagözoğlu, ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde kurulan binin üzerindeki ekipte görevli 3 bin siber güvenlik uzmanıyla da koordinasyon halinde Türkiye'nin siber saldırılara karşı korunduğunu kaydetti.
"Amerika'dan gelen 'WannaCry' saldırısını önledik"
Karagözoğlu, "Önlediğimiz saldırılardan birisi 'WannaCry' saldırısı. Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'nın geliştirdiği onlarca zararlı yazılım, hacker grubu tarafından internete servis edildi. USOM bu zararlı yazılımdaki zafiyetlere karşı alınması gereken tedbirleri paylaştı ve sistemlerdeki zafiyet kapatıldı. Türkiye'de bu saldırıdan en az etkilenen ülkelerden birisi oldu." örneğini verdi.
USOM'un 7-24 esasıyla yürüttüğü çalışmalarda kendi öz kaynaklarıyla ürettiği yazılımlarla saldırılara karşı koyduğunu vurgulayan Karagözoğlu, siber güvenliğin yerli ve milli kaynaklarla sağlanmasının en hassas olunması gereken noktalardan biri olduğunu kaydetti.
Karagözoğlu, BTK tarafından ücretsiz sunulan güvenli internet hizmetinin kullanıcısının da 6,5 milyonu geçtiğini sözlerine ekledi.
Kamu Bilişim Derneği Başkanı Doç. Dr. İzzet Gökhan Özbilgin ise son yıllarda Ar-Ge, inovasyon, teknoloji ve bilişim cümlelerin çok daha önemli hale geldiğini söyledi.
Kamu ve özel sektör temsilcileri ile akademisyenlerin dijitalleşme ve bilim sektörü için bir araya gelerek çalışması gerektiğini belirten Özbilgin, "Bilişim sektörü durunca hayat duruyor. Bu bakımdan amacımız kamuda bilişim bölümlerinin değerinin çok daha fazla bilinmesini sağlamak, sadece destek birimi olarak görünmeyen en üst düzeyde temsil edilen bölümler olabilmek. Ülkemizde dijital dönüşümde hızla ilerlemeye çalışıyoruz. E-devlet kapsamında yapılan onlarca işlem buna örnek. Bu uygulamalarla devletlere zaman ve kaynak kazancı sağlıyor, kamuyu daha dinamik şeffaf ve yalın hale getiriyor. İşlerin daha kolay yapılmasını ve sonuçlanmasını sağlıyor." değerlendirmesini yaptı.
Özbilgin, Türkiye'de dijital dönüşüm kapsamında son yıllarda önemli projelere imza atıldığına da vurguladı.
Açılış töreninin ardından moderatörlüğünü TÜRKSAT Genel Müdürü Cenk Şen'in yaptığı "Özel Sektör Gözüyle Dijital Dönüşüm" paneli gerçekleştirildi.
Öğleden sonra da oturumlarla devam edecek zirve, pazar günü sona erecek.