4. Kocaeli Kitap Fuarı
Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği 4. Kocaeli Kitap Fuarı'nın onur konuğu tarihçi gazeteci yazar Orhan Koloğlu'ydu.
Koloğlu "Tarihi yaşandığı döneme göre değerlendirmeliyiz"
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı'nın düzenlediği 4. Kocaeli Kitap Fuarı'nın ilk günkü konuğu gazeteci-yazar Orhan Koloğlu oldu. Yazar, kitap tutkunlarıyla buluştuğu söyleşisinde tarihi döneminin şartlarına göre değerlendirmek gerektiğini söyledi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin dördüncüsünü Uluslararası Fuar Merkezi'nde düzenlediği Kocaeli Kitap Fuarı birbirinden seçkin yazarları ağırlıyor. Fuarın ilk günkü onur konuğu gazeteci yazar ve tarihçi Orhan Koloğlu'ydu. Yazar Koloğlu konuşmasına fuarın sunuluşunda verilen "Kağıttan dünyaların keşfine çıkıyoruz"mesajını çok beğendiğini belirterek başladı. Koloğlu "Hangi tarih" konulu söyleşisinde "İnsanlık tarihi hep bir değişmenin etkisiyle yeni yapılara sürüklenir. Tarih tekerrürden ibarettir. Batan imparatorlukları dikkate almak gerekirse; tarih aynen devam etmez aslında. Toplumlar kendi yapıları içinde kendi şartlarına göre değişme içine girerler. Dünyayı yöneten bir zamanlar koskoca bir Roma imparatorluğu vardı. Sonra birer gittiler. Sonra İslam aleminin birden çıkıp oralara hakim olması kültürüyle ön plana çıkması dikkat çeker. İslam dünyası kendi içinde tutarlılığa girer.
Böyle devamlı bir değişme süreci var. Bugün ise son derece hızlı bir değişim yaşıyoruz"dedi. Bu yapının içinde sadece tarihin tekerrür etmesine değil, geçmişteki yapıların o günkü şartlarının iyi saptanmasına da dikkat etmek gerektiğini söyleyen Koloğlu "Eğer bu yapılar belirlenmezse doğru sonuçlar saptanamaz. Tarih garipliklerle doludur"dedi. Koloğlu şöyle devam etti;
TARİHİ O GÜNÜN ŞARTLARIYLA DEĞERLENDİRMELİYİZ
"Osmanlı devleti belli bir dönemde dünyanın hayran olduğu bir yapıya sahipti. Benim bulduğum bir belge vardı; Osmanlı'nın son 25 yılına tanıklık etmiş bir Fransızın 1614 yılında basılmış kitabında Osmanlı'dan bahsedilmiştir. Osmanlı'yı öyle mükemmel anlatır ki, insanı çelişkiye düşüren bu kadar mükemmel bir yapı nasıl batmıştır. Tarihe bakarken objektif olmmız, o dönemde neden kaybettiğimizi neden battığımızı iyi analiz etmemiz gerekir. Nerede durduğumuzu iyi değerlendirmeliyiz. Bugünden bakarak değil, o günkü şatların içine girip değerlendirmek lazım"
TARİHİ YANLIŞ DEĞERLENDİRİYORLAR
Celal Nuri İleri'nin 1913 yılında yayınlaymış "Osmanlı'nın Çöküş Tarihi" ve "Tarihin Kaderi" adlı kitaplarından örnek vererek, yazarın kitabında"Ben Sultan ikinci Mehmet'e Fatih ünvanını çok görürüm dediğini kaydeden Koloğlu "O dönemde Fatih'in politikası bir dünya politikasıdır. Burada tarihi yanlış değerlendirmenin örneğini görüyoruz. Önce o dönemin şatlarını dikkate alarak onun üzerinden gitmek gerekiyor"dedi. Necip Fazıl'ın Nazım Hikmet'in şiilerini çok beğendiğini söyleyen yazar,"Şiir yazmak tarih yazmak değildir. Tarihi yorumlarken eski dönemin şartlarını göz ardı etmememiz gerekir" yorumunu da yaptı.
GENİŞ BİR GAZETE ARŞİVİ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 15 sene seçici kurul başkanlığını yaptığını da hatırlatan Koloğlu, "Orada eski gazeteci alışkanlığıyla kolleksiyon yapardık. Benim çuvallarca gazete arşivim vardır. Ben tarihi değerlendirirken o dönemin şartlarına dikkat ederim. Çok önemli bir yazar bile tarihe bugünden bakabiliyor. Mutlak surette o günün şartlarına gideceksiniz. Tarihi bugünün şartlarına göre değerlendirmemizde televizyonun etkisi de çok önemli"diye konuştu. Koloğlu kendi hayatından örneklere de yer verdi;
BÜYÜKBABAM TELGRAFÇIYDI
"Benim büyükbabam 1892'de telgrafçıydı. İttihatçıların başladığı dönemdi. 1955 yılında muhabirlik olarak gazetem beni Bulgaristan ve Romanya'daki maçlara gönderiyordu. İlk defa yurt dışına çıkacağım için çok sevinçliydim. Eve gittim, annem bana Mit'ten birilerinin evimize gelip benim neden yurt dışına gittiğimi sorduğunu söyledi. Büyükbabam devreye girmiş beni korumak için, gelenlere telgrafçı olduğunu söylemiş. Telat Paşa'nın, Celal Paşa'nın ayrı teşkilatlar kurduğunu o zaman öğrendik. Büyükbabamın bıraktığı belgeler vardı. Kendisi İstiklal Savaşı'nda gizli istihbaratçı olarak çalışmış. Tarihe çok dikkatli bakmak lazım. O dönemin yapısına gitmek lazım"dedi.
OLAYLARA OBJEKTİF BAKMALIYIZ
2. Abdülhamit dönemiyle ilgili ayrıntılı çalıştığını söyleyen yazar "Abdülhamit çok diktatördür. Dönemimin şartlarının içinde Abdülhamit'e tarih kitabı yazdırmadı, kitapları yaktırdı denir, doğrudur. Adamcağız 34 yaşına kadar politikaya karışmamıştır. Birden padişah olur. Rus harbi ve beraberinde İstanbul işgali gelir. Avrupa güçleri Rusya'yı zorlarlar. Berlin Anlaşması yapılır. Abdülhamit'e hiç rol verilmez. 100 seneden beri devamlı savaş kaybeden bir ülkenin tarihi nasıl yazılır. Objektif bakmak lazım. Abdülhamit'in o şartların içinde başka çaresi yoktur. Kadın eğitimini geliştiren adamdır Abdülhamit"bilgisini verdi.
İSLAM DEVLETLERİ İÇİNDE TEK ARŞİVİ OLAN OSMANLI'DIR
"Toplumdaki oluşumları dikkate alırsak, yavaş yavaş bir değişim yaşanmıştır" diyen yazar "Teknoloji gelişince fikir alanı da gelişir, bireyin hakları gelişir. Osmanlı'nın en çok dikkat ettiği şey göçebeliği engellemektir. Batı dünyasının en büyük başarısı Akdeniz'e sahip olur ve ticaret yapar. Kanuni zamanında bir fetva yayınlar; İslamı öğretmek için değilse yabancı dil öğretmeyiniz der.
Bütün yabancı dil hizmetlerini Rumlar, Ermeniler yapar. Bu yapının kendi içindekilere bakmak lazım. Arap dünyasındaki ilişkilere bakınca çok dikkat etmek gerekir. İslam Kültür Merkezi'nde Türk Arap tarihi yayınları var. İçinde Mısırcı tarihçinin görüşleri var. Tarihçi, Osmanlı döneminde Arap nüfusunun sayısının 20 milyon olduğunu söyler. Okur yazar sayısının bu 20 milyonda 100 bini aşmadığını da. Osmanlı devletinde ise okur yazar oranı o dönemde yüzde 16'dır. Osmanlı şahane bir devlet mekanizması kurmuştur.
Devlet memurlarının kadrosu müthiştir. Kültür meselesinde Araplar kendilerinin hatası olduğunu yazmışlardır. Bunu kabul etmişlerdir. Ayrıca İslam tarihinde tek arşive sahip olan devlet Osmanlı'dır. Yine Osmanlı devleti İslam devletleri içerisinde en uzun yıllar varlığını korumuş tek devlettir " bilgisini verdi.