4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı Başladı
Türkiye Deprem Mühendisliği Derneği (TDMD) tarafından 2 yılda bir düzenlenen ulusal ve uluslararası düzeyde alanındaki önemli etkinliklerden birisi olan Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı 4. UDMSK, Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde başladı.
Türkiye Deprem Mühendisliği Derneği (TDMD) tarafından 2 yılda bir düzenlenen ulusal ve uluslararası düzeyde alanındaki önemli etkinliklerden birisi olan Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı 4. UDMSK, Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde başladı.
Dördüncüsü Eskişehir'de gerçekleştirilen ve Türkiye Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu ve Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yücel Güney başkanlığında düzenlenen konferansa Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Türkiye Deprem Mühendisleri Derneği Kurucu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Polat Gürkan, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanı Dr. Murat Nurlu, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sisteminden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yücel Güney'in yanı sıra AFAD yetkilileri, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı. Yunus Emre Yerleşkesinde bulunan Öğrenci Merkezinde başlayan konferansta 3 gün boyunca önemli konular ele alınacak.
"Deprem konusu kentsel dönüşüm silahşörü olarak kullanılıyor"
Konferansın açılışında konuşan Türkiye Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu, temel amaçlarının ülkede deprem konusunda çalışan araştırmacıları bir araya getirerek bilgi paylaşımını sağlamak olduğunu söyledi. TDMD Başkanı Prof. Dr. Sucuoğlu, "Türkiye her zaman depremlerden çok olumsuz etkilenen bir ülke. Bir süre daha buna devam edecek gibi duruyor. Bu riski azaltmanın yolu Türkiye'de çalışan bilim insanlarının ürettikleri bilgilerin doğru kullanılması ve uygulamaya doğru yansıtılması olduğunu düşünüyoruz. Elbette sadece burada değil tüm Dünya'da. Deprem toplumu çok olumsuz etkileyen bir konu olduğu için her zaman böyle bir rasyonel çizgi izlemeyebiliyor. İstismara çok açık bir konu. Deprem tehlikesi, insanları korkutmak amacıyla çok kullanılıyor ve çok yanlış yerlere gidiyor. Günümüzdeki uygulamalar içerisinde bugün bazı olumsuz yansımaları görüyoruz. Deprem konusu son yıllarda Türkiye'de bir kentsel dönüşüm silahşörü olarak çok kullanılmaya başlandı. Bu konu da hepimizi rahatsız ediyor. Riskli alanların değil de başka türlü alanların kullanıldığını görüyoruz. Ama geçici bir süredir. Deprem çalışmaları toplum meselesi olduğu için ticarileşmesi kaçınılmazdır. Bu çok yanlış da değildir. Yeni teknolojilerin deprem uygulamalarına girmesi gerekir. Bu kongre de bu anlamda Türkiye için bir dönüm noktasıdır. Yeni teknolojilerin tanıtıldığı, çalışıldığı, sunulduğu bir ortam olacak" dedi.
"İnsan kaynağı olmadığı sürece yeniliklerin toplumsal faydaya dönüştürülmesi son derece zordur"
TDMD tarafından iki yılda bir düzenlenen konferansın dördüncüsüne ev sahipliği yaptıkları için büyük memnuniyet duyduklarını ifade eden Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan ise şunları söyledi:
"Yer bilimciler ve inşaat mühendislerinin bir araya gelerek ortak çözümlerin geliştirilebilmesine olanak sağlayan bu tür konferanslardan elde edilecek deneyim ve bilgilerin güvenli yerleşim alanlarının seçiminde ve mevcut yerleşim alanlarında ise yapısal ve jeolojik risklerin ortaya konulmasında son derece faydalı olduğunu düşünüyorum. Türkiye Ulusal Deprem Yönetmeliğinin bu konferans süresince tartışılacak olması ve Yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritalarının konferans kapsamında sunulacak olması da yine bu konferansın önemli çıktılarından olacaktır. Günümüzde bilim ve teknolojilerin ilerlemesine paralel olarak gelişen bilişim sitemlerinin afet yönetiminde kullanımına yönelik gelişmeleri izlemekteyiz. Buna yönelik paylaşımların da konferans süresince yapılacak olması son derece önemlidir. Ancak ne kadar ileri teknolojiye ve gelişmiş sistemlere sahip olursak olalım kullanıcısı olmayan bu aracın ilerlemesinin mümkün olamayacağı gibi bu tür yeniliklerin de kullanıcısı, yani insan kaynağı olmadığı sürece toplumsal faydaya dönüştürülmesi son derece zor, hatta imkansızdır. Bu noktada üniversitemiz de, üzerine düşen görev ve sorumluluğun bilinciyle gerek örgün gerekse açıköğretim programları aracılığı ile eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini aralıksız yürütmektedir. Bu kapsamda Yer ve Uzay Bilimleri Enstitümüzde lisansüstü eğitim-öğretim çalışmaları ile araştırma faaliyetleri yürütülürken; Açıköğretim Sistemimizde yer alan Sağlık Yönetimi, Acil Durum ve Afet Yönetimi ve Coğrafi Bilgi Sistemleri programlarımızda yaklaşık 30 bin öğrencimize eğitim öğretim hizmeti sunulmaktadır. Ben ev sahipliğini yaptığımız bu önemli konferansın başarılı ve verimli geçmesini diliyorum."
"Deprem ile çok farklı şekillerde farklı tecrübeler yaşamış bir ülkeyiz"
Anadolu Üniversitesi Açıköğretimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yücel Güney ise "Bugün bizim için çok önemli bir gün. Biz Anadolu Üniversitesi olarak bir ilki gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Deprem ile çok farklı şekillerde farklı tecrübeler yaşamış bir ülkeyiz. Bizlerin yaşadıkları tecrübeler açısından bakıldığında bu kongre önem arz ediyor. Ben her deprem sonrasında bölgelere herhangi bir nedenle gittim. Marmara depremi, Simav'da, Van'da her deprem bölgesinde oralarda bulundum. Yaşadıklarım ve gördüklerim aslında birçok şeyin devamlı olarak devam ettiğini, hataların birbiri üzerine devam ettiğini gösterdi bana. Bizim yaptığımız her çalışmanın topluma dönük olarak uyarlanması ve onlara farklı şekillerde anlatılmasına ihtiyaç var. Bununla alakalı da değişik bir anlatım yolunun bulunması ve öğrencilerimizin bilimsel üretimleri kullanmasını ve uygulanmasını görmek istiyoruz. Yaşadığımız depremler, bilimsel toplantılar sonrasında yapılanların tam şekilde uygulanmadığını gösteriyor. Umarım bu kongre buna bir başlangıç teşkil eder. Anadolu Üniversitesi bunun için bir başlangıç olur. Her aşamada yapılacak toplantının sonuçlarının, Türkiye'deki deprem bilinci konusunda farklı noktalara götürür diye düşünüyorum. Ben bu toplantının toplumun her kesimine etkisinin olmasını, bundan sonraki süreçte yapılan toplantıların çok daha sık yapılarak halkın daha çok farkındalığının artırılmasını, süreçlerin daha farklı yürütülmesini, depremlerde daha az kaygılar, daha az kayıplar neden olacak bilgilerin oluşmasını diliyorum" ifadelerini kullandı. - ESKİŞEHİR