4. Uluslararası Hitit Güvenlik Çalışmaları Kongresi Çorum'da Başladı
Çorum'da Hitit Üniversitesi tarafından düzenlenen kongre, iç ve dış güvenlik konularını ele alarak güvenlik paradigmasının genişletilmesi gerektiğini vurguladı. Uzmanlar, Türkiye'nin coğrafi konumundan kaynaklanan güvenlik tehditlerine dikkat çekti.
Çorum'da Hitit Üniversitesince düzenlenen "4. Uluslararası Hitit Güvenlik Çalışmaları Kongresi" başladı.
Çorum Valisi Ali Çalgan, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Ethem Erkoç Konferans Salonundaki kongrenin açılış töreninde yaptığı konuşmada, iç güvenlikle dış güvenliğin iç içe geçtiğini, Türkiye'nin sınırlarının dışında meydana gelen olaylardan sınır içini de etkilendiğini söyledi.
Dünyanın ilk yazılı barış antlaşması olan Kadeş Barış Antlaşması'nın, binlerce yıl önce bugünkü Çorum sınırları içinde yer alan Hititler tarafından imzalandığına dikkati çeken Çalgan, güvenlik konusunda Çorum'da kongre düzenlenmesinin yerinde bir karar olduğunu kaydetti.
Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eşref Savaş Başçı da küreselleşmenin, güvenlik kavramlarının kapsamını değiştirdiğini vurguladı.
Güvenlik kavramının, manasının değişmesiyle sadece bölgesel ya da sınır güvenliğiyle dar kapsamla değerlendirilemeyeceğini ifade eden Başçı, şunları dile getirdi:
"Siber güvenlikten uluslararası güvenliğe, gıda güvenliğinden bilgi güvenliğine kadar çeşitli detaylara kavuştuğunu görmekteyiz. Özellikle son zamanlarda yaşanan uluslararası faaliyetleri takip ettiğimizde de en büyük sınırımız olan Suriye'de yaşanan Baas rejiminin değişimi ve buna bağlı olarak bu bölgedeki yönetim ve dinamiklerin değişmesi bir tehdit midir, ya da buradan bir fırsat doğabilir mi şeklinde yorumlanmasına neden oldu. Bu kapsamda güvenlik kavramının biraz daha genişletilerek bu fırsatları, tehditleri ve oluşabilecek tüm değerlemelere yeni bir bakış açısıyla bakma gereği doğdu."
Başçı, ülkelerin sadece sınırlarını değil sınır ötesi faaliyetleri de yakından takip ettiği düşünüldüğünde, düzenledikleri kongrenin anlamlı hale geldiğini kaydetti.
Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sami Kiraz ise güvenlik kavramının geniş bir yelpazeyi kapsadığına dikkati çekerek, düzenledikleri kongre ile değişen dünyada güvenlik paradigmasını incelemeyi hedeflediklerini söyledi.
"Biz, alev çemberi içinde olan bir ülkeyiz"
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ise kongrenin açılış oturumunda yaptığı sunumda, "güvenlik" ve "beka" sorunlarının bütün ülkelerin birinci sorunu haline geldiğini bildirdi.
Türkiye'nin etrafında 16 sıcak çatışma bölgesinin olduğunu söyleyen Bağcı, "Biz, alev çemberi içinde olan bir ülkeyiz. Sirklerde yanan çemberin içinden atlayan aslanın yelelerini yakmamaya çalışması gibi bir durumdayız. Bu coğrafyada olmak çok pahalı bir iş. Bu coğrafya uyumaya gelmez. Bu coğrafya tembelliğe gelmez. Kadeş Barış Antlaşması'ndan beri bu coğrafyada gelen kültürler, yapılan savaşlar var." diye konuştu.
Türkiye'ye saldırmanın kolay olmayacağının altını çizen Bağcı, "Türk ordusu, dünyanın en deneyimli ordularından biri. Biz laboratuvar ordusu konumunda değiliz. Biz sahada olan bir orduya sahibiz. Gerçekten bizi kıskanıyorlar. Ankara'daki yabancı askeri ateşelerle konuştuğunuzda, bunun ne kadar açık olduğunu görüyorsunuz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin dış temsilcilik sayısında ciddi artış olduğunu aktaran Bağcı, şöyle devam etti:
" Türkiye'nin şu anda diplomatik anlamda genişleme yapması kaçınılmaz. Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Atatürk'ün zamanında 37 temsilciliğimiz vardı, şimdi 250'nin üzerinde. Yani biz dünya ile çok sıkı entegrasyon içine girmiş olan bir toplum haline geldik. Bu iyidir. Bu da bizi 'kıskanılan' yapan konulardan biri. Dünyada Çin, Amerika, Fransa ve Japonya'dan sonra en fazla temsilciliğe sahip 5. ülke konumundayız."
Türkiye'nin son dönemlerde diplomasinin merkezi olmaya başladığının altını çizen Bağcı, "Yarın Antony Blinken??????? geliyor. Pazartesi günü Ursula von der Leyen geliyor. Herkes arı kovanına gelir gibi Ankara'ya gelmeye başladı. Çünkü Suriye'deki gelişmeleri en fazla etkileyen ve gelişmelerden etkilenecek olan ülke konumundayız. Dün akşam Somali ile Etiyopya arasındaki arabuluculuk başarılı bir şekilde sonuçlandı. Olumlu olarak değerlendirenlerdenim. Türkiye'nin bu arabuluculuk rolünü oynaması doğrudur, yerindedir ve yapılmalıdır."
Bağcı, TİKA, Kızılay, AFAD, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler Topluluğu, Türkiye Maarif Vakfı, Türk Hava Yolları, Anadolu Ajansı, TRT Word gibi kuruluşların Türkiye'nin dışarıya açılımında çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Dr. Gülsüm Akbulut da açılış oturumunda güvenlik konusunun ekonomiye etkilerine ilişkin sunum yaptı.