50 Bin Dolar Kayıp Dedi, Kurşunlandı
Afyonkarahisar'ın Dinar İlçesi Yakınlarında Meydana Gelen Kazada, 4 Kişinin Öldüğü Cipe Son Anda Binmekten Vazgeçtiğini Açıklayan İşadamı Nuri Günaydın'ın Kullandığı Otomobile, Dün Sabah Trabzon'un Of İlçesi Dumlusu Köyü Yakınlarında Başka Bir Araçtan Ateş Açıldı. Günaydın, 7 Kurşun İsabet Eden ve Fındık Bahçesine Girerek Durabilen Araçtan Yara Almadan Kurtuldu.
Afyonkarahisar’ın Dinar İlçesi yakınlarında meydana gelen kazada, 4 kişinin öldüğü cipe son anda binmekten vazgeçtiğini açıklayan işadamı Nuri Günaydın’ın kullandığı otomobile, dün sabah Trabzon’un Of İlçesi Dumlusu Köyü yakınlarında başka bir araçtan ateş açıldı. Günaydın, 7 kurşun isabet eden ve fındık bahçesine girerek durabilen araçtan yara almadan kurtuldu.
DİNAR yakınlarında meydana gelen ve ünlü "Susurluk Kazası"nı anımsatan olay sonrasında bir gazeteye açıklamalarda bulunan Anıl Turizm şirketinin sahibi Nuri Günaydın, olayda hayatını kaybeden Turan Balık’ın Gümüşyaka’daki yazlığında, araçta hayatını kaybeden diğer kişilerle birlikte birkaç gün tatil yaptıklarını, yorgun olduğu için onlarla Antalya’ya gitmediğini söyledi. Nuri Günaydın, Turan Balık ile birlikte Antalya’da bir otel yapmayı planladıklarını ve Balık’a bu işi için 50 bin dolar verdiğini de ileri sürerek "Kazadan sonra 50 bin dolar ve 14 milyon YTL’lik çek ve senet ortada yok. Birileri güvenlik güçlerinden önce arabaya girip bazı çek ve senetleri ve 50 bin doları da aldı" dedi. Gazetenin haberine göre araçtaki çek ve senetlerin arasında Nuri Günaydın’a ait senetlerin de bulunduğu iddia edildi.
OTOMOBİLE 7 KURŞUN
Turan Balık’ın ölümü nedeniyle Trabzon’da yerel bir gazeteye yarım sayfa ilan veren Nuri Günaydın, Balık’ın Of İlçesi’ne bağlı Bölümlü Beldesi Çataldere Köyü’nde yapılan cenaze törenine katıldı. Geceyi Bölümlü Beldesi’ndeki evinde geçiren Günaydın, dün sabah 34 NG 008 plakalı Megane marka otomobille Trabzon’a hareket etti. Otomobil, Of İlçesi yakınlarında Dumlusu Köyü’ne geldiği sırada, arkadan yaklaşan bir otomobilden ateş açıldı. Kurşunlar, Günaydın’ın aracının arka tamponuna ve çamurluklarına saplandı. Günaydın’ın otomobili, yolun kenarındaki fındık bahçesine girerek durabildi. Günaydın olaydan yara almadan kurtulurken saldırganlar olaydan sonra kaçtı. Olay yerine gelen jandarma geniş güvenlik önlemleri aldı. Ekipler dedektörlerle boş kovan aradı, ancak bulamadı. Yapılan incelemede de, aracın arka tamponu ile sağ ve sol arka çamurluklar çevresinde 7 kurşun deliği belirlendi.
YAKIT DEPOSUNA ATEŞ
Olay yerinde kovan bulunamaması ve tüm kurşunların, otomobilin yakıt deposunun bulunduğu arka kısma sıkılması da dikkat çekti. Hüseyin Mert, Turan Balık ve emekli başkomiser Mehmet Şanlı’dan sonra "Çerkez Ethem" olarak tanınan Zekeriya Kocagöz de dün memleketi Samsun’un Çarşamba İlçesi Dikbıyık Beldesi Musapaşa Köyü’nde toprağa verildi.
Balık, Denizer’in katilinin akrabası
Afyonkarahisar’ın Dinar İlçesi yakınlarında Cumartesi günü meydana gelen trafik kazasında ölen 4 kişiden biri olan Turan Balık’ın, 6 Ağustos 1999 tarihinde Türk-İş Genel Sekreteri ve GMİS Genel Başkanı Şemsi Denizer’i evinin önünde kurduğu pusuyla öldüren ve halen Bolu Cezaevi’nde yatan Cengiz Balık’ın dayısının torunu olduğu öğrenildi. Bağcılar TSO Meclis Üyesi olduğu belirtilen evli ve 2 çocuk babası Turan Balık’ın, Denizer’in katili Cengiz Balık’ın Burdur Cezaevi’nde yattığı 3.5 yıl süresince ihtiyaçlarını karşıladığı öğrenildi. Cengiz Balık, 3.5 yıl Burdur, 1 yıl İzmir’de cezaevinde yattıktan sonra son 3 yıldır Bolu Cezaevi’nde cezasını çekiyor.
Senetteki alacaklı şirketin böyle yüklü alacağı yokmuş
Kaza sonucu hurdaya dönen cipte bulunan 27 ve 64 milyon dolarlık iki senette alacaklı gözüken Saynur Tarım Ürünleri İhracat ve İthalat Sanayi Limited Şirketi’nin Hatay’ın İskenderun İlçesi’nde faaliyet gösterdiği belirlendi. Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ne (AKİB) bağlı "Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamülleri Birliği"nin de üyesi olan şirket, Mareşal Çakmak Caddesi 41 Sokak Sümerhan 3’üncü katta faaliyet gösteriyor. Söz konusu adreste ise yine AKİB üyesi Saynur Dış Ticaret Anonim Şirketi bulunuyor.
Saynur Dış Ticaret A.Ş. yetkilileri, "Bizim şirketimiz A.Ş’dir. Senetlerde yazılı olan şirket ise haberden okuduğumuz kadarıyla limitet şirketi. Senetlerle herhangi bir ilgimiz yok. Kimseden bu kadar yüklü miktarda senetli bir alacağımız da yok. Mahmut El Yusuf Muhammet’i de tanımayız. 20 yıllık bir şirketiz. Şirketimiz Suudi Arabistan’la hiç iş yapmamıştır" dedi. Aynı yetkili, senette yazılı şirketle kendi şirketlerinin aynı adreste bulunması, telefon numaralarının da aynı olması konusunda, "Olabilir. Bilemeyiz. Birileri bizim şirketimizin adını vermiş olabilir. Nasıl bir olay yaptıklarını bilemeyiz" diye konuştu.
Emekli bir komiser ve albayla bağlantı
Afyon İl Jandarma Alay Komutanlığı ve polisin ayrı ayrı yürüttüğü kaza ile ilgili soruşturmada ilginç bağlantılara ulaşıldı. Alınan bilgiye göre, kazada yaşamını yitiren Turan Balık ile Zekeriya Kocagöz, emekli bir başkomiser ve emekli bir albayla Antalya’da da sıksık bir araya geliyordu. Polise göre, bir siyasi partinin eski genel başkanının yakın korumalığını yapan emekli başkomiser, haklarında çete ve birçok suçtan sabıkası bulunan kişilerle 2001 yılından bu yana sık sık biraya geliyordu. Balık ve Kocagöz’ün yine Antalya’da emekli bir jandarma albayla görüşmeler yaptığı, sıksık telefonla görüştüğü de belirlendi. Soruşturmayı yürüten jandarma ve polisin söz konusu emekli albay ve emekli başkomiserin söz konusu kişilerle bağlantısını sormak için önümüzdeki günlerde bilgilerine başvurabileceği bildirildi.
Bu arada 4 kişinin öldüğü 34 ZR 6337 plakalı Toyota marka cipin Übdullah Bıyıklı üzerine kayıtlı olduğu saptandı. Bıyıklı’nın da önümüzdeki günlerde emniyet tarafından bilgisine başvurulabileceği belirtildi.
Ölen emekli komiser FBI’da eğitim almış
Afyonkarahisar’ın Dinar İlçesi yakınlarında kamyon altına giren cipte ölen emekli başkomiser Mehmet Şanlı ile 1994 yılında birlikte çalışan Antalya eski Emniyet Müdürü Mete Altan, "Şanlı’yı iki kez FBI’da eğitim alması için ABD’ye gönderdim" dedi. Altan şunları söyledi: "Ben Terörle Mücadele Daire Başkanı iken Mehmet Şanlı’yı iki kez ABD’ye gönderdim ve orada FBI ile çalıştı. Burada çok iyi bir eğitimden geçti. Ancak ben Şanlı’yı 1996 yılından bu yana görmedim. 1996 yılına kadar kefilim. Şerefiyle namusuyla çalıştı. Ama ondan sonrasına kefil değilim. Çünkü, daha sonra hiç görüşmedim."