Haberler

500. Yılında Mercidabık Sempozyumu"

Abone Ol

Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Refik Turan, "Dehşet bir ateş sarmalı içindeyiz ama inancımız odur ki tıpkı Yavuz dönemindeki gibi bütün bu karanlık ufukları parça parça edip düzlüğe çıkacağız." dedi.

Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Refik Turan, "Dehşet bir ateş sarmalı içindeyiz ama inancımız odur ki tıpkı Yavuz dönemindeki gibi bütün bu karanlık ufukları parça parça edip düzlüğe çıkacağız." dedi.

TTK ile Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) iş birliğinde "500. Yılında Mercidabık Sempozyumu" düzenlendi.

Turan, GAÜN Mavera Kongre Sanat Merkezi'ndeki sempozyumun açılışında, 16. yüzyılın Türk İslam dünyası için parlak bir dönem olmadığını söyledi.

Bu dönemde İslam dünyasında Osmanlı-Memlük ve Safevi mücadelelerinin yaşandığını belirten Turan, dönemin padişahı Yavuz Sultan Selim'in, tarihin gördüğü fevkalade liderlerden biri olduğunu dile getirdi.

"Elbette burada tarihin garip bir cilvesi, 500. yılında ikinci Mercidabık zaferini ordumuz bize yaşattı. İnşallah arkası gelecek." diyen Turan, şöyle devam etti:

"Mercidabık, Suriye gibi dünyanın jeopolitik açıdan en değerli topraklarından birisi. Mercidabık, Suriye kapısını açmıştı Yavuz Sultan Selim'e. Çünkü 24 Ağustos 1516'da kazanılan bir zaferden sonra Yavuz Sultan Selim, Kahire önlerine kadar herhangi bir sıkıntı çekmeden gitmişti. Suriye halkının gönüllü şekilde Osmanlı devletine kendisini ilhak etmesi anlamına geliyordu. Bu da çok mutluluk verici bir durumdu."

İyiyi kötüden ayırabilen, karanlıkta doğruyu seçebilen, kaybolan yollar içinde doğrusunu bulabilenlere "burhan" denildiğini anlatan Turan, Yavuz Sultan Selim'in de 16. yüzyılda "burhan" bir kimlik olduğunu vurguladı.

Allah'ın, Yavuz Sultan Selim'e 8 yıllık iktidar hayatını çok bereketli kullanmayı nasip ettiğini belirten Turan, şunları kaydetti:

"Babasını bertaraf etme, kardeşleriyle olan siyasi rekabeti ortadan kaldırma, Çaldıran gibi, Mercidabık, Ridaniye gibi muazzam zaferler, İslam dünyasını bütünleştirme... Bir tarafta Osmanlı donanmasını büyük şekilde ilk harekete geçiren Yavuz'dur. İstanbul, Diyarbakır, Şam, Elbistan'da imar faaliyetleri var. O günden bugüne bazı şeylerde çok fazla değişiklik olmadı. Gerçekten Türk milleti bu damarını, bu yapısını korudu. Koruduğunu da 15 Temmuz'da ispatladı. Kendi cesaretini ortaya koydu. Dehşet bir ateş sarmalı içindeyiz ama inancımız odur ki tıpkı Yavuz dönemindeki gibi bütün bu karanlık ufukları parça parça edip düzlüğe çıkacağız. Gelecek bizimdir."

"Amacımız tarihten ders çıkarabilmek"

GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür de Mercidabık Zaferi'nin tarih boyunca hafızalarda kalacak bir olay olduğunu söyledi.

"Tarihteki ironilerden geleceğe vizyon biçildiğini" dile getiren Gür, şöyle konuştu:

"500 yıl önce 1516'da İslam birliğini oluşturmak adına Mercidabık Zaferi yapılıyor ve sınırımız da yapılıyor. Bakın Antep'teyiz ve 40 kilometrelik bir mesafedeyiz. Çok uzak değil. Yanı başımızda. Bu zaferle İslam birliğinin yanı sıra Türk birliği de sağlanmıştı. Winston Churchill şöyle bir ifade kullanıyor, 'Ne kadar fazla geçmişinize gidebilirseniz o kadar gelecek vizyonunuz açılır ve olayları tahlil edebilirsiniz.' Amacımız tarihe takılıp kalmak değil, tarihten ders çıkarabilmektir. 'Geçmiş, geleceğe ve günümüze suyun suya benzediğinden daha fazla benzer.' diyor İbn-i Haldun. Biz geçmişimizden ders çıkarabilirsek, geleceğe daha emin adımlarla ilerleyebiliriz."

Gür, Arap Yarımadası'ndan sonra İslam'ın ulaştığı ilk girdiği yerin Suriye olduğuna dikkati çekti.

Tarihin tekerrür ettiğini belirten Gür, şu ifadeleri kullandı:

"Dabık Ovası, Amik Ovası üzerinden yeni bir senaryo üretildi. Kutsal algılar üzerinden. İslam coğrafyasında mitler üzerinden, Dabık kapısı üzerinden yeni bir kıyamet savaşı senaryosu oluşturuldu. Dabık denilen yer küçücük. Ama oranın kutsallığı, oraya verilen mitlerden geliyor. DEAŞ'ın hakimiyet alanı şu anda bizi oraya göz kulak olmaya itiyor. Tarihte tesadüfler yoktur, tevafuklar veya öngörüler vardır. 24 Ağustos'ta Cerablus'a girmemiz tamamen tesadüf değildi. Tarihi iyi okuyan milletler, yeni tarihler yazarken, tarihe de atıf yapar. 24 Ağustos'ta Cerablus'a girmemiz aynı zamanda Mercidabık Zaferi'nin yeniden canlandırılması. Ayağa kalkmış bir Türkiye var. Dünya coğrafyası içinde kendi gücünü, kimliğini koruyor. Yeniden Türk ve İslam birliğini oluşturmak adına DEAŞ'ın elinden Cerablus, El-Bab, arkasından o bölgenin alınarak Suriye'nin güven altına alınması lazım. Çünkü tarih şunu gösteriyor, Suriye'ye hakim olamazsanız asla Orta Doğu'ya hakim olamazsınız. Birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz müddetçe dünyada bizi gerçekten zelil edecek hiçbir güç olamaz. Yeter ki biz kendi içimizdeki birliğimizi koruyalım."

Daha sonra Turan, Vali Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Prof. Dr. Gür'e, Misak-ı Milli haritası ile metnini hediye etti.

Kaynak: AA / Güncel

Türk Tarih Kurumu Refik Turan Suriye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title